Piyasalarda dün itibarıyla iki önemli gelişme fiyatlanıyor. Bunlardan ilki AB’nin Rusya’ya ambargo uygulayabilme ihtimali, ikincisi ise Fed’in 50 baz puanlık faiz artışına gitmesi ihtimali.
Fed, geçen haftaki FOMC toplantısında 25 baz puan faiz artışı yaptı ve yıl içinde 6 faiz artışı daha planlandığını belirtti. Toplantı her ne kadar piyasa beklentilerine uyumlu olsa da %7,9 olan ve Mart ayında daha da artması beklenen enflasyon dikkate aldığında kurulun geride kaldığı düşünüldü.
Fed Başkanı Powell, dün katıldığı bir konferansta gerekmesi durumunda bir sonraki toplantıda 50 baz puanlık faiz artışı olabileceğini söyledi. Powell’ın dünkü açıklamaları FOMC toplantısına göre daha şahindi ve Powell sonrası 50 baz puanlık faiz artışı beklentisi de %50’ın üzerine çıktı.
Piyasalar ilk toplantıda 25 baz puan beklese de daha güçlü bir adım gerektiği konusunda hemfikirdi, bu nedenle toplantı şahin geçmemiş ve sonrasında satın alınan fiyatlamayla beraber dolar gerilemişti. Şimdi ise dolar yükselişe geçti. ABD Dolar Endeksi bugün 99,0 seviyesine doğru hareket ederken EUR/USD 1,10’a geriledi.
Euro tarafında da beklentiler aynı, yani piyasalar ECB’nin geride kaldığını düşünüyor. Bu euroda zayıflama var ve dolar da güçlendiği için parite geriliyor. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi 1,10 üzeri hareketin devamı için euro pozitif gelişme gerekir ki bu noktada merkez bankasının hamlesi son derece önemli olacak.
Piyasalar ECB’den bu yıl faiz artışı bekliyor, ama banka bu şekilde yavaş davranırsa iki değil bir faiz artışı ile yıl tamamlanabilir.
Fed tarafında göze alınması gerekenler var. Yüksek enflasyonla mücadelede büyümeden feragat edilmesi gerekiyor. Fed, ekonomik durgunluk olmadan bu işi nasıl çözeceklerini hesaplıyor, fakat savaş fiyatları artırmaya devam ettiği için geciktikçe fatura da ağırlaşacaktır. Biz ilk toplantıda 50 baz puanı doğru buluyorduk, fakat geç kalınmaması adına ikinci toplantıda yani Mayıs’ta 50 baz puanlık artış da kabul edilebilir. En önemli kısım olan bilanço daraltılmasına da Mayıs’ta başlanmasını bekliyoruz. Dolayısıyla bu beklentileri artıran her haber doları da destekleyecektir. Gelecek günler küresel piyasalarda dolar pozitif bir fiyatlama görmemize neden olabilir.
Petroldeki duruma baktığımızda, Brent yeniden 120 dolara çıktı. Sebebi ise AB’nin Rusya’ya petrol ambargosu uygulama olasılığı. AB yetkililerinden bu habere dair “Böyle bir karar alınmadı, fakat Rusya’ya yaptırımlar devam edecek.” açıklaması geldi. Avrupa’nın kötü durumda olduğunu hesaba katarsak petrolde bir ambargo olasılığını zayıf görüyoruz.
Brent petrolde 98 dolar seviyesinden gelen alımlarla yeniden 120 dolar test edildi. Biz kısa vadede 91,95 dolar üzerini güçlü alım bölgesi olarak gördüğümüzü ve 115 – 120 dolar aralığında bir seyir beklediğimizi belirtmiştik. Bugünlerde bu aralıkta işlem gören fiyatta elbette ki haber akışı etkili olacak, ancak büyük resimde asıl sorun olan arz eksikliği, tedarikteki aksaklık ve ekonomilerdeki zayıflama olunca petroldeki yükselişlerin sürmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Altın tarafında FOMC toplantısının çok kısa süreli etkisinin ardından jeopolitik risk fiyatlamasının devam etmesiyle 1.918 dolar üzeri korunuyor. Fiyatlarda bir yandan Fed baskı yaratıyor, diğer yandan savaş talep sağlıyor. Böyle olunca düşüşler de sınırlı kalıyor. Şu anda öncelik savaşta ve eğer iyi gelişmeler yaşanırsa o zaman Fed fiyatlaması da artacağı için altında gerileme olabilir. Bu olasılıkta 1.876 doları izleyeceğiz. Ancak bugünlerden daha kötüye giden savaş riskinde ise elbette alımlar devam edebilir. Yukarıda 1.965 doları ilk direnç olarak takip ediyoruz. Kısa vadede görünüm altın için pozitif.
USD/TRY kurunda 14,80 seviyesi korunuyor, fakat tıpkı 13,80’lerde olduğu gibi gün içi yükselişlerin hemen ardından bu seviyelere doğru düşüşler oluyor. Bu durum yükseliş isteğinin de fazla olduğunu gösteriyor. Eğer 14,80 korunmaya devam ederse gelecek günlerde 15,65 direncine doğru hareket yaşanabilir.
Kurdaki yükselişte küresel değil, iç politikaların etkili olduğu bir dönem yaşadık ve şimdilerde ise yükselişi kontrol eden bir politikaya tanık oluyoruz. Kurdaki oynaklığı kontrol etmekle faiz – kur – enflasyon sarmalından çıkmak kesinlikle mukayese edilemeyecek durumlar. Hazine Bakanı Nebati, kur ve faiz sarmalından çıkıldığını belirtti. Keşke öyle olsa diyoruz, fakat %54 enflasyona %14 faiz ve %11 artan kuru göz önüne aldığımızda çıkıştan ziyade sarmalın etkisini artırdığını görüyoruz.