Şüphesiz, 2018 yılı boyunca petrol için en büyük hikaye fiyat dalgalanmasıydı. Emtia şimdi, geçen yıl olduğundan %30 daha düşük.
WTI 2018 ticaretine yaklaşık 60 dolar ile başladı; şimdi 44 – 47 dolar aralığında geziniyor. Brent 66,65 dolar ile yıla başlarken, Çarşamba günü yaklaşık 54 dolarda kapattı.
2018’in ilk dört ayı boyunca, petrol piyasaları dalgalıydı, ancak emtia yine de istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etti. Bu, petrol üretimini azaltmak adına OPEC ve OPEC dışı işbirliği anlaşmaları ile desteklendi.
Pek çok (üretim rakamları bu köşede sıkça alıntılanan S&P Global Platts’in de aralarında olduğu) dış kuruluş ve OPEC Ortak Bakanlıklar İzleme Komitesi’nin (JMMC) düzenli toplantıları ile birlikte, pek çok ülkenin gerçekten de kendi üretim tahsisatına bağlı kaldığı saptandı. Yine de, Irak ve Kazakistan aşırı üretimde göze çarpan bir istikrara sahip oldu.
Bu periyodda fiyatları yükselten ikinci bir faktör: pek çok majör üretici olan ülke, üretiminde istemsiz kayıplar yaşadı. Özellikle, Nisan ayında üretimi günlük 1,41 milyon varile düşen eski santral üreticisi Venezuela ve aynı dönemde günlük yalnızca 1,53 milyon varil üreten Angola. Libya ve Gabon üretimi de aynı zamanda düşüş yaşadı.
Fiyatları Baskılayan Sürpriz Rüzgarlar
Bununla birlikte, 2018’in sonraki 8 ayı yılın başlarında rahat ve hatta sakin görünmesini sağlamıştı. Sonunda, fiyatları düşüş baskısı altına alan bir dizi beklenmedik rüzgar bir araya geldi.
Mayıs başında Trump yönetimi, Kasım ayında yürürlüğe girmek üzere İran petrol endüstrisi üzerine yeni yaptırımlar çıkaracağını duyurdu. Kararın kendisi özellikle sürpriz yaşatmadı ancak piyasa reaksiyonu bize anlattı. WTI Mayıs ortasında 72 doları görmesine rağmen, Haziran ile birlikte bu artışlar silindi.
Trump yönetiminin yeni yaptırım politikasının gerçek etkisi Haziran ayından Temmuz ve Ağustos ayına doğru ortaya çıktı. İlk olarak, analistler Trump Yönetiminin İran’ın petrol sanayisi üzerine yaptırımlarının Obama dönemindeki gibi basit bir şekilde yeniden gündeme geleceğini ve aynı şekilde uygulanacağını varsaydı. O yaptırımlar İran ham petrol alımını azaltan, İran petrolünün Asyalı ithalatçıları için önemli muafiyetler içeriyordu. O zaman bu ülkelerin, ham petrol alımlarını düşürdükleri takdirde, istedikleri kadar gaz ürünü ithal etmesine izin verildi.
Ancak, Trump yönetimi, muafiyetlerin söz konusu olmayacağını ve İran petrolü alıcısı olan ülkelerin 5 Kasım olan uygulama tarihi ile birlikte ithalatlarını sıfıra indirmelerini beklediğini belirten sert bir retorik ile ortaya çıktı.
Aynı derecede ABD kayaç petrol sanayisi de volatiliteye katkı sağladı. 20 Haziran’daki OPEC Uluslararası Semineri’nde, Pioneer Natural Resources (NYSE:PXD) CEO’su Scott Sheffield bombayı patlattı. Katılımcılara, boru hattı ve diğer altyapı eksikliğinin, West Texas ve New Mexico’daki ABD petrol üretimini düşüreceğini söyledi. OPEC’in piyasaya daha çok petrol vermesi gerekeceğini, yoksa petrol fiyatlarının 80 dolar üzerine çıkacağını ve sonraki 3 – 4 ay içinde üreticilerin kuyuları kapatmak zorunda kalacağını belirtti.
Sonuç olarak, 20 Haziran’dan 5 Temmuz’a kadar, petrol fiyatları politikacılar arsında endişe uyandıran rakamlara yükseldi. Benzin fiyatları zıpladı, ABD’de yaz seyahat döneminin en yoğun zamanında tüketicileri son anda vurdu.
WTI 10 dolar artışla 74 dolara yükselerek, Başkan Trump’ın OPEC’i, özellikle de Suudi Arabistan’ı hedefleyen kamusal ve özel baskı yağmurunu başlattı. Trump, petrol üretimini artırmalarını talep ederek, böylece ABD’nin İran yaptırımları yürürlüğe girdiğinde, petrol fiyatlarının üç basamaklara çıkmayacağını belirtti. OPEC zaten, istemsiz üretim kesintilerinden dolayı bazı üreticilerin acı çektiğini söylemişti.
Kartel ve ortakları, bireysel kotalara daha fazla bağlı kalmayacaklarını duyurdu. Bunun yerine grup, kotaları üzerinde üretim yapabilecek atıl kapasitesi olan üreticilerin, diğer yerlerdeki düşüşleri kompanse etmesi kararına vardı.
Yine de, Eylül ortası ile analistlerin tahmini 100 dolar değerinde bir petroldü. Yatırımcılar, yüksek bir fiyatı desteklemeyecek olan, yavaşlayan petrol büyümesine ve artan petrol arzına yönelik işaretler olsa dahi bu tahminlere inandı. ABD’nin dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Rusya ve Suudi Arabistan’ı geçtiği ay sırasındaki EIA raporlarına rağmen, fiyatlar yükselmeye devam etti.
WTI Ekim başında yaklaşık 77 dolarla rekor bir seviyeyi gördü. Ay boyunca Suudi Arabistan üretimini yavaşça artırdı, daha da artırdı, ancak Kasım ayında bu defa daha geniş bir yelpaze ile (Platts’e göre) günlük 11,02 milyon varil yüksekliğe ulaştı.
Çabalar tamamen karşılığını verdi. Suudi Arabistan, Rusya ve BAE’den gelen daha fazla petrol piyasaya geldikçe petrol fiyatları düştü ve Permiyen’deki korkutucu altyapı sıkıntısının, daha önce tahmin edildiği kadar kötü olmadığı açığa çıktı. Kayaç petrol üreticileri yüksek petrol fiyatlarından avantaj sağladı, kuyuları daha çok boru hattı olan yerlere taşıdı ve üretim kesintisi yerine petrolünü Permiyen dışına taşımak için başka araçlar kullandı.
EPIC Midstream Holdings’in, EPIC boru hatlarını ham petrol taşıması kullanımına dönüştürme kararı da, üretim büyümesinin gücünü koruyarak, altyapı sıkıntılarının kısmen giderilmesine yardımcı oldu.
Ancak Kasım ayı başında, Trump yönetimi piyasaları şaşırtarak, 5 Kasım ile birlikte ithalatçıların İran petrol alımını aslında sıfıra indirmelerine gerek olmayacağını söyledi. Bilakis, belirli bölgesel ithalatçılara muafiyet çıkaracaktı.
Piyasada yasal olarak kalan İran petrol miktarı, Obama dönemindeki yaptırımlar sırasında olandan daha az olmasına rağmen, muafiyetler oldukça büyüktü. Fiyatlar düştü.
Bu serbest düşüş Kasım ve Aralık ayı boyunca devam etti. Gerçekten de, geçtiğimiz ay boyunca piyasalar, tek bir günde %6 veya %8 oranında düşüş yaşayan pek çok güne şahit oldu. Aralık başındaki toplantı sırasında OPEC, tahmin edildiği gibi günlük 1,2 milyon varil üretim kesintisi kararı verdi.
Ancak piyasalar memnun olmayarak, kesintiyi yeterli olmadığı yönünde değerlendirdi. ABD’nin petrol üretimi, talep büyümesinin yavaşlaması beklense bile büyümeye devam ediyor.
Resesyon korkularının yanında bu durum, petrol fiyatlarını tüm yılın en düşük seviyesine çekti. 2018’in son günlerinde petrol, kayıplarının bir kısmını tazmin etmiş gibi görünüyor, ancak bu artışlar (26 Aralık’ta Brent için %8 ve WTI için %10), muhakkak bir eğilime işaret etmiyor.
100 Dolarlık Petrol, Artık Bir Olasılık Değil
Yalnızca birkaç ay önce, pek çok kişi yılsonundan önce petrolün 100 dolar olacağını göreceğimize inanıyordu. 2019’un ilk birkaç ayına doğru giderken, Brent 50 dolar üzerinde kalırsa piyasa şanslı olabilir. WTI 40 dolar seviyelerinde kalabilir.
Bu ayın başında, 2019 yılında petrol piyasalarını etkileyeceğine inandığım 3 kilit gelişmeyi anlattım. Majör katalizörler OPEC ve İran yaptırımları olacak gibi görünüyor.
OPEC Nisan ayında toplanacak ve ardından ABD, yaptırım istisnalarını yeniden değerlendirecek ve inceleyecek. Ancak, Ocak ayında WTI 50 doları geçemeyecek gibi görünürse, yatırımcılar kayaç petrol şirketlerini, kuyu sayımlarını ve haftalık üretim istatistiklerini de izlemeli. Bu düşük fiyatlar, Wall Street’ten kaynaklanan sıkı borçlanma pratikleriyle birleşerek, bazı şirketleri 2019’un ilk yarısı boyunca büyümelerini yavaşlatması için zorlayabilir.