FED-TCMB ikilisinin gündemi sıcak tuttuğu bir haftayı geride bıraktık. İlk etapta geçtiğimiz çarşamba günü FED’in politika faizi üzerindeki 25 baz puanlık artışa şaitlik eden piyasalar zaten bu beklentinin fiyatlamalarına haftalar öncesinden başlamıştı. Asıl beklenen 2017 sonuna kadar 3 kademeli mi? yoksa 4 kademeli bir faiz artışı mı olacak? denklemi üzerineydi. Bu anlamda Yellen’ın 2017 için 2+1şeklinde faiz artışının olabileceğini vurgu yapması piyasalar tarafından güvercin karşılanmıştı. Karşı hamle TCMB tarafından gecikmedi. MB, politika faiz oranı ile koridorun alt ve üst bandında herhangi bir değişikliğe gitmezken, geç likidite penceresi faizini 75 baz puan artırarak yüzde 11.75’e yükseltti. Bilindiği gibi Ocak ayı ortalarından itibaren haftalık repo ihalesi açmayan Merkez, geç likidite penceresini kullanmaya başlamıştı. Böylelikle açıklanan karar ile birlikte bu uygulamaya devam edileceğini tescillemiş olurken, bu kararın sebebi olarak da enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amaçlı alınmış bir karar olduğu ve mevcut sıkı duruşun enflasyondaki belirli bir iyileşme olana kadar devam edeceği gösterildi. Bugün ise TCMB’nin FED’e karşılık vermeye devam ettiğini hissettik diyebiliriz.
Bu haftaya FOMC üyelerinin açıklamalarıyla başlarken, yarın FED Başkanı Janet Yellen’ın konuşmasıyla devam edeceğiz. Dün FED yetkililerinin açıklamalarını toparlayacak olursak, faiz artırım beklentilerinde herhangi bir değişikliğin olmadığını belirttikleri gibi Philadelphia FED Başkanı Harker ise 3’ten fazla faiz artışı olasılığının halen devam ettiğini vurguladı.
Dolar/TL
Cuma günü piyasaların kapanışının ardından sessiz sedasız bir şekilde kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s açıklamalarını takip ettik. Türkiye’nin durağan olan kredi görünümünü negatife çeken Moody’s, Ba1 olan kredi notunda ise herhangi bir değişikliğe gitmedi. Bu duruma gerekçe olarak ise ilk başta ekonomik büyüme görünümünün zayıflaması akabinde ülkenin mali iç ve dış yapısını olumsuz etkileyen baskıların artması gösterildi. Moody’s etkilerinin kur tarafına pek fazla yansımadığını gözlemliyoruz. TL’deki güçlü duruşun bir miktar daha devam etmesiyle birlikte fiyatlamaların 3.6000 desteğinin altına kadat sarktığını görüyoruz. Bu bölgeninde altında kısavadede 3.5500 orta vadede ise 2.5000 seviyesi takip edilebilir. Bu hafta ABD tarafında ağırlıklı FOMC üyelerinin ve Fed Başkanı Yellen’ın açıklamalarını takip ediyoruz. Bu açıklamalarda kısa vade de faiz artırımına ilişkin gelebilecek sinyallerden ziyade ABD ekonomisinin geleceğine dair şahin açıklamaların gelmesi kuru yukarıya taşıyabilir. 3.65 direnci bu bağlamda karşımıza çıkan ilk engel olarak göze çarparken, 3.6670-3.7000 bandı ise gündeme gelebilecek diğer direnç noktaları.
ALTIN
Doların baskı altında kalmasının altın fiyatlarını desteklemeye devam ettiğinin gözlemliyoruz. Değerli metal dün gece saatlerinde sert bir geri çekilme yaşasa da kayıplarını telefi ettiğini görüyoruz. Veri akışı bakımından kısır bir hafta içerisinde olmamız bizleri doğrudan FOMC üyelerinin konuşmalarına yöneltmiş durumda. ABD 10 yıllıklarındaki son 1 haftada ana trend aşağı yönlü olsada bugün toparlanma eğilimine girerek tekrar 2.500 bölgesini zorlaması bizlere bir anlamda faizlerdeki düşüşün sınırlı kaldığını ifade ediyor. Teknik kısımda ise, 1238 bölgesi takip edilebilecek direnç seviyesi olarak takip edilebilir. Bu bölgenin aşılmasıyla birlikte 1242-1250 aralığı gündeme gelebilir. Geri çekilmelerde ise fiyatlamalar 1225 ve 1220 seviyelerine kadar sarkma gösterebilir.
Melih KOPUZ
IŞIK FX-ARAŞTIRMA UZMANI