Yazar: Şenay Şerefoğlu
Yurt içi piyasalar yeni haftaya hareketli başladı ve TL, günün ilk yarısında Afrika randının ardından dolar karşısında %1 değer kaybederek en çok düşen 2. para birimi oldu.
Bu hafta öne çıkan ve yakından takip edilecek gelişmeler neler?
Öncelikle, ABD'li danışma şirketi McKinsey ile YEP sonrası maliye politikalarına destek için anlaşılmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta sonu fikri danışmanlık dahi alınmayacağını belirtti. Erdoğan'ın açıklamalarının ardından Hazine ve Maliye Bakanı'ndan gelecek açıklama merak ediliyor. Çünkü danışmanlık alınması fikrinin ardından yerli ve milli duruşa aykırı olduğu gerekçesi ile oldukça tepki çeken bu fikre karşın Albayrak'ın açıklamaları farklıydı ve Cumhurbaşkanının açıklaması sonrası ne diyeceği önemli..
Bir diğer konu ise enflasyon rakamlarının ardından en kötünün geride kaldığını belirten Albayrak, bu hafta enflasyonla mücadele için alınan ek tedbirleri açıklayacak. Önlemlerin piyasalarca nasıl fiyatlanacağı da oldukça önemli, çünkü piyasalarda enflasyonun yılın son çeyreğinde yükselişe devam edeceği beklentisi yüksek ve alınan tedbirler iyimser algı yaratırsa TL pozitif etki sağlayabilir.
TL'deki değer kaybının ardından sıkça konuşulan IMF'den borç alınıp alınmayacağı konusunda ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine hafta sonu net bir ifadeyle IMF defteri açılmamak üzere kapanmıştır dedi, ancak bu defa da piyasalarda dış finansman desteğinin nasıl olacağı merakı var ve yaklaşan yıl sonu dış borcu düşünülünce piyasalar daha net ve somut bir cevap bekliyor. Dolayısıyla IMF olarak fiyatlanmasa da dış borca karşın finansmanın nasıl sağlanacağı endişesi güncel.
Son günlerde oldukça konuşulan Brunson davası da bu hafta görülecek. ABD'den gelen açıklamaların ardından Brunson'ın serbest bırakılacağı ve sonrasında da ABD-TR ilişkilerinin düzeleceği beklentisi yüksek. Ancak rahip Brunson serbest bırakılırsa TL güçlenir, bırakılmazsa TL daha da değer kaybeder gibi keskin bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Elbette ABD ve TR ilişkilerinin normalleşmesi TL üzerindeki siyasi baskıyı azaltacaktır, ancak sürecin nasıl işleyeceği önemli. Dolayısıyla serbestlik ya da tutukluluk tek başına bir sonuç olamayabilir. Burada bağımsızlık, hukuk ve yaptırımlar gibi önemli bileşenlerin nasıl yürütüleceği belirleyici olacaktır.
Siyasi gelişmeler ya da jeopolitik riskler para birimlerinin değerinde etkili olan önemli faktörler, ancak asıl fiyatlamada değeri belirleyen ekonomik göstergeler en belirleyicisidir. Bu nedenle siyasi ya da jeopolitik gelişmeler o dönem ön planda olsa da asıl gerçek olan göstergeler dayanıklılığı belirler. Bu anlamda TL tarafındaki en büyük risk yüksek enflasyon ve cari açık. Öncelikle faiz oranına yükselen enflasyonu azaltacak etkili reformlar şart. Aksi durumda düşüş sadece kısa süreli ve baz etkisi kaynaklı olabilir. Bu nedenle bu hafta yakından takip edeceğimiz ve en önemli bulduğumuz gelişme ise ilk olarak enflasyona dair tedbirler ve Perşembe günü açıklanacak cari hesap rakamları olacak.
Kurdaki fiyatlamaya baktığımızda;
Haftaya yükselişle başlayan kur, şimdilik 6,20 seviyesi üzerinde kalıcı olamıyor ve teknik olarak bu seviye altında 6-5,90 olasılığı güncelliğini koruyor. Ancak günlük kapanışların 6,20 üzerinde olması 6,40 direncine doğru alımlara neden olabilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi kurda ilk olarak 6,40-5,70 aralığını takip ediyoruz. Kısa vadede TL pozitif gelişmeler kurda düşüş sağlayabilir, ancak düşüşün istikrar kazanması için belirttiğimiz kritik başlıklarda etkili çözümlere gidilmesi gerekiyor.
Yükseliş trendinin devam ettiği kurda 6,40 üzeri alımları hızlandırabilir ve 6,65'e doğru ataklar yaşanabilir. Riskli seviye ise 6,85.