Merhaba değerli okurlarım,
Şubat ayının ilk haftasına girerken bu hafta açıklanacak kritik ekonomik verilere ve bu verilerin piyasaya yansımalarına gelin birlikte bakalım.
Bu hafta;
ABD Merkez Bankası faiz kararı, AMB Merkez Bankası faiz kararı, İngiltere Merkez Bankası faiz kararı açıklanacak olup her açıdan kritik bir haftaya girdiğimizi söyleyebilirim.
Yurtiçi piyasa için ise 3 Şubat günü Ocak ayı TÜFE rakamları açıklanacak.
ABD tarafı ile başlayalım;
1 Şubat TSİ saat 22.00’de açıklanacak olan faiz oranı politikası hakkındaki kararını halka iletmek için bir açıklama yapar. Açıklamada ayrıca FOMC'nin ekonomik koşullara ilişkin değerlendirmesi ve geleceğe yönelik görünümü de yer alıyor. Faiz oranı kararı, istihdam, enflasyon ve genel ekonomik aktivite gibi birçok faktöre dayanmaktadır.
FOMC faiz oranını yükselttiğinde ekonomiyi soğutma ve daraltma, faiz oranını düşürdüğünde ise ekonomiyi canlandırma ve büyütme eğilimindedir.
Son açıklanan verilere göre hem istihdam olsun hem de enflasyon verileri olsun FED’in daha yavaş faiz artışı yapacağını bizlere göstermekte. Normal şartlarda 0.50 bps artış öngörülürken açıklanan veriler sonra beklentiler 0.25 bps faiz artışı olarak revize edilmiştir. Yani, %4,5 olan oran %4,75 e çıkarılması bekleniyor.
Yaklaşık 2 aydır piyasalar sanki Fed faiz artırmamış artırmayacakmış gibi ve dünya da resesyon olmayacak ihtimaline karşı ciddi pozitif ayrışmalar yaşıyoruz. Örnek vermek gerekirse Abd ve Avrupa borsaları diplerden dönüş yapıyormuşçasına hareket ediyor, Dolar’a karşı birçok para biriminde değerlenme yaşanıyor. Bu durum hakkında Powell’ın açıklamaları borsaların ve ABD dolarının yönünü tayin edecek.
AMB Merkez Bankası kararı ile devam edelim;
2 Şubat TSİ 16.15’de açıklanacak, AMB'nin faiz kararı ticari bankalara borç verme oranı olan finansman operasyonlarındaki faiz oranıdır.
ECB'nin ekonomik koşullar, enflasyon ve büyüme tahminlerine ilişkin mevcut değerlendirmesinin yanı sıra faiz oranları ve niceliksel gevşeme, ileriye dönük rehberlik ve geleneksel olmayan önlemler gibi diğer para politikası önlemleri hakkında alınan kararlar hakkında bilgi içerir. ECB'nin para politikası kararları, Euro bölgesindeki ekonomik ve enflasyonist görünüm dikkate alınarak alınmakta ve temel amacı, enflasyonun orta vadede %2'ye yakın ancak altında kalması olarak tanımlanan fiyat istikrarını sağlamaktır.
ECB'nin para politikası kararları tahvil ve kredi faiz oranlarını ve Euro'nun diğer para birimleri karşısındaki kurunu etkilemektedir. Ayrıca, Avro bölgesi ülkelerinin genel ekonomisi üzerinde de önemli bir etkiye sahiptirler.
Avrupa bölgesinde PMI verileri iyi geldi aynı zamanda bu kış aylarının sıcak geçmesi ve doğalgaz ihtiyacının sınırlı kalması ile beraber depolarındaki doğalgaz oranlarının da yüksek olması ECB’nin 50 bps yerine 25 bps faiz artışı yapabilme ihtimalini tetikleyebilir.
Piyasa beklentiler 50 bps olarak görünmekte.
İngiltere Merkez Bankası kararı ile devam edelim;
2 Şubat TSİ 15:00’de İngiltere'de açıklanacak faiz kararını, Para Politikası Komitesi (MPC), İngiltere Merkez Bankası (BOE) bünyesinde para politikasını belirlemekten sorumlu bir komite karar verip açıklar. MPC, ekonomik koşulları değerlendirmek ve gösterge faiz oranını belirlemek de dahil olmak üzere para politikası hakkında kararlar almak için düzenli olarak toplanır.
Her bir MPC toplantısında komite üyeleri, ekonominin mevcut durumunu değerlendirmek ve para politikası hakkında kararlar almak için enflasyon, istihdam ve ekonomik büyüme dahil olmak üzere bir dizi ekonomik veri ve tahminleri tartışır ve analiz eder. PPK toplantısı genellikle iki gün boyunca yapılır ve toplantının sonunda PPK, faiz oranları ve diğer para politikası önlemleri hakkındaki kararını bildiren bir bildiri yayınlar. Açıklamada ayrıca, MPC'nin ekonomik koşullara ilişkin değerlendirmesi ve geleceğe yönelik görünümü de yer alıyor.
MPC'nin ana odak noktası, hükümet tarafından belirlenen %2 olan enflasyon hedefine ulaşmaktır. Faiz oranlarındaki değişiklikler borçlanma maliyetlerini, tüketici harcamalarını ve ticari yatırımları etkileyebileceğinden, MPC kararlarının ekonomi üzerinde önemli bir etkisi vardır.
Bu toplantı için daha güçlü GPB, daha düşük enflasyon vurgusu yapılması ve 50 bps faiz artışı beklenmektedir.
3 Şubat günü saat 10:00’da Türkiye Ocak ayı Tüfe ve yıllık Tüfe rakamı açıklanacak olup, etkilerini birlikte değerlendirelim.
Aylık olarak yayınlanan TÜFE, hanelerin tükettiği sabit bir mal ve hizmet sepetinin fiyat değişimlerini ölçer. Sepet, ortalama bir Türk hanesinin tüketim kalıplarını temsil edecek şekilde tasarlanmıştır ve gıda, barınma, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi çok çeşitli mal ve hizmetleri içermektedir. Veri enflasyonla bağlantılı ücretleri, kiraları ve diğer sözleşmeleri ayarlamak için kullanılır.
Aralık ayı 1,18 gelen TÜFE Ocak ayında %2,51 beklenmektedir.
Yıllık TÜFE ise Aralık ayında %64,27 gelmiş olup, Ocak ayında %66,53 beklenmektedir.
Tüfe verisinin bir diğer etki ettiği nokta da Borsa İstanbul (BİST 100) olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaklaşık 1 yıldır yaşadığımız enflasyon rallisi sonrası Borsa yatırımcısı Tüfe verisine göre Borsanın gidişatını öngörmek açısından bu veriye önem vermektedir.