Piyasalarda belirli dönemlerde kurda yukarı hareketler oluşuyor ve sonucunda herkes birbirine bakarak "Ne oldu ki şimdi neden yükseliyor" diyor.
Kur riski adı altında birçok kaynaktan onlarca bilgiye ulaşabilirsiniz. Ancak sizin için sadece birkaç ay öncesinden itibaren gerçekleşen olaylarla alakalı birkaç toparlama yapacağım.
Ve bundan sonra muhtemelen hep birlikte "Kur neden yükseliyor değil, neden yükselmesin yada yükselmemesi için ne yapılmalı diye soracağız.
1-) 15 Temmuz Darbe Girişimi: 15 Temmuz gecesi yaşananlar herkesin malumu. Zaten ülke ekonomilerinin başına gelebilecek en büyük 2. olayla ile karşılaşmamız o günden sonra olacak hareketlerin ilk ayağı diyebiliriz.
2-) S&P Not İndirimi: Darbe girişiminin hemen ardından S&P'nin not indirimi geldi. Hazine Müsteşarlığı ile 2012 yılından bu yana bir anlaşması olmamasına karşın Türkiye'nin kredi notunu ''talep edilmemiş'' reyting şeklinde değerlendirmeye devam eden S&P, 20 Temmuz'da takvim dışı değerlendirmesinde "BB+" olan Türkiye'nin notunu bir kademe daha düşürerek "BB"ye indirdi, görünümü ise "negatif" olarak değerlendirdi. Bu durum çoğu kesimi fazla telaşlandırmasa da ardından olacakları (Moody's ve Fitch'in değerlendirmeleri) tahmin etmek çok zor olmasa gerek.
3-) Moodys’in Oyunu (USDTRY) adlı yazımda zaten Moodys'in not indirimini açıklamaya çalıştım. Özetle şunu söyleyebiliriz yabancı yatırım fonlarından bazıları en az iki tane yatırım yapılabilir kredi notuna sahip olmayan ülkelere yatırım yapamıyorlar. Hali hazırdaki fonlarını da geri çekiyorlar. Ve bu ülke varlıklarını not düzeldikten sonra bile kolay kolay porttföylerine dahil etmiyorlar. (Ülke varlıklarının cazibesine göre değişebilir) Türkiye’den çıkması beklenen fon miktarı $10B ve bu çıkışlar zaten başladı. Tabi bu fon çıkışları bir süreç ve muhtemelen yıl sonuna kadar devam edecek. Bu süreçte yapılsa reformlar adına hareket geçilmeli ve somut adımlar atılmalı. Çünkü “yaparız” demekle yapmış olmazsınız, yerli ve özellikle yabancı yatırımcılara somut kanıtlar göstermeniz gerekir.
4) TCMB’nın Para Politikası: Mart 2016 tarihinden itibaren geçen 7 aylık süreçte, 6 kez olmak üzere toplamda %2.25 oranında faiz indirimine gittik. Bunun yanında TCMB kurda oluşan dalgalanmanın enflasyon oranı ve büyüme oranlarıyla birlikte rayına oturacağını belirtti. Ancak enflasyon oranlarında bir iyileşme görmememiz ve artan jeopolitik riskler kur üzerindeki volatiliteyi bir süre daha yüksek tutacak gibi görünüyor.
5) Fırat Kalkanı Operasyonu: Ağustos ayında başlayan harekat ile birlikte operasyonun siyasi ve askeri boyutları haricinde ekonomik açıdan yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakışına bir negatif durum daha eklenmiş oldu.
6) Musul’a yapılacak olan harekat: Musul’a yapılacak olan harekatın içinde olup olmayacağımız henüz belirsizliğini koruyor fakat bu da yabancı yatırımcılara 5.maddedeki etkiyi yaratacaktır.
Türkiye'de malesef uzun yıllardan beri dolarizasyon durumu mevcut. Bunun aksi iddia edilse de kur üzerindeki bu hareketler dolarizasyonu gayet net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle yılın son çeyreğinde neredeyse bütün GOÜ para birimleri karşında dolar lehine hareketleri görüyoruz ki bu çok normal. Ancak bu yıl en çok değer kaybına uğrayan para biriminin Türk Lirası olduğunu görüyoruz.
Yukarıda bahsetmeye çalıştığım örneklerden aslında bazıları zaten doların genel yıllık değer artışı, fakat diğer siyasi riskler ve iç piyasada yapılan hamlelerde bu yukarı hareketlerin büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor.
Kurda gelinen bu noktayı normalleştirmek yerine somut adımların atılacağı bir dönemi hepimiz bekliyoruz..
Bol Kazançlar,