Bu makale 14.01.2021 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Geçen haftaki OPEC+ toplantısı sonrasında petrolle ilgili gelişmeler sakin ancak bu hafta yatırımcıların bakması gereken dört mesele var.
1. Talep, hala mevsimsel modellere uygun
Karantinalar petrol piyasalarını yükselmiş olsa bile arz-talep, koronavirüs öncesindekine benzer dönemsel eğilimleri takip etmeye devam ediyor.
Petrol talebi bunun iyi bir örneği. Petrol talebini değerlendirmenin bir yolu, ABD’deki ham petrol rafineri kullanımını incelemektir. Ocak ayı genellikle yüksek ham petrol talebinin olduğu bir dönemdir. Çünkü rafineriler, benzin ve diğer yakıt ve ürünleri üretmek için yüksek kapasitede çalışır.
Şimdiye kadar 2021, ABD’de benzer talep modellerini takip ediyor gibi görünüyor.
2. Avrupa ve Asya’da soğuk hava dalgası
Asya ve Avrupa’yı vuran aşırı soğuk hava dalgası, başta Asya’ya olan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olmak üzere doğalgaz fiyatlarının artmasına yol açıyor. Isı ve enerji için yeterli doğalgazı elde etmek, Asya’daki enerji santrallerini kömüre ve düşük sülfürlü akaryakıta yönelmeye zorluyor.
Bu, ABD’deki doğalgaz fiyatlarının bile yükselmesine neden oluyor. Ayrıca hava tahmincileri, ABD’de Midwest’in, orta Atlantik bölgesini de etkileyebilecek soğuk hava ile birlikte yakın zamanda bir kutup girdabı yaşayacağını öngörüyor.
Yatırımcılar belki 2018 Ocak’ını hatırlar. Kuzeydoğu ABD, doğalgaz fiyatlarında sıçramaya yol açan bir kutup girdabı yaşamıştı. Bu, New England bölgesine yetersiz boru hattı kapasitesi nedeniyle darboğazların sonucuydu ve o zaman Kanada’nın bir kısmı da etkilenmişti.
Enerji santralleri enerji üretmek için kömür ve petrol yakmak ve hatta Rusya’dan LNG ithal etmek zorunda kaldı. Bu durumun Midwest’te tekrarlanması mümkün değil çünkü bu bölge, New England’da görülen aynı boru hattı meselesinden mustarip değil ancak özellikle de şimdi ABD’de doğalgazın daha çok sıvılaştırılıp denizaşırı bölgelere sevk edilmesi ile Midwest’e olan doğalgaz tedarikini izlemekte fayda var.
3. Ham petrol stokları düşüyor mu düşmüyor mu?
Bu hafta Enerji Bilgilendirme Dairesi’nin (EIA) yayınladığı rapor, geçen hafta ABD ham petrol stoklarında 3,2 milyon varil düşüş yaşandığını gösterdi – stoklardaki art arda beşinci haftalık düşüş bu. Aynı zamanda benzin ve distilat stokları da arttı. Yılın bu zamanı için bu çok normal.
Ham petroldeki bu düşüş haberi karşısında fiyatlar önce yükseldi ancak sonra geriledi. Muhtemelen piyasa, kısmen OPEC Genel Sekreteri Muhammed Barkindo’nun, küresel ham petrol stoklarının durumu ile ilgili yaptığı açıklama ile uyandı. Çarşamba günü Barkindo hem OPECD hem de OPECD dışı ham petrol stoklarının, “şu an çok yüksek” olduğunu söyledi.
OECD petrol stokları beş yıllık ortalamanın 160 milyon varil üzerinde. Yani piyasalar, ABD’deki ham petrol stoklarında görülen düşüşle geçici olarak neşelenmiş olabilir ancak küresel durumla karşılaştırıldığında bu üç milyon, sadece devede kulak.
Suudi Arabistan, geçen haftaki OPEC+ toplantısında aldığı 1 milyon varillik “sürpriz” üretim kesintisi kararının, bu çok yüksek seviyede depolanmış petrolün düşmesine yardım etmek için tasarlandığını iddia etti. Yatırımcılar, Suudi Arabistan’ın üretim kesintisinin küresel ham petrol stokları üzerinde gerçekten etkili olup olmayacağına veya bunun sadece kozmetik bir hamle olup olmamasına dikkat etmeli.
4. 2021 petrol piyasası tahminleri hala karman çorman
Petrol piyasası tahminleme işi ile iç içe olan kuruluşlar, bankalar ve diğer şirketler, 2021 tahminlerinde bölünmüş görünüyor. Bir tarafta 2021’in petrol talebinde pandemi öncesi seviyelere dönüş olmayacağını düşünenler var. Diğer tarafta ise bunun gerçekleşeceğini.
Bu hafta Goldman Sachs, Brent’in bu yaz 65 doları göreceği tahmininde bulundu. Diğer yandan EIA, 2021 ve 2022 için ortalama fiyat olarak 53 dolar ile makul bir tahmin paylaştı.
Öte yandan petrol ticareti firması Vitol, havayolu seyahati ile jet yakıt talebindeki zayıflığın, bu yılki petrol tüketiminin 2019 seviyelerine dönüşü önünde engel olacağına inanıyor. Aslında Vitol’ün tahminleri epey kötümser ve bu yılın üçüncü çeyreğinde yalnızca Asya’daki jet yakıt talebinde toparlanma başladığını görüyor.
Bununla birlikte jet yakıt talebindeki zayıflıklar, petrol talebindeki genel toparlanma için o kadar da engel olmayabilir. Çünkü ABD rafinerileri, ham petrol varili başına daha az jet yakıtı üretimine geçiyor. Hatta fazla jet yakıtını gemiler için düşük sülfürlü yakıta dönüştürüyor ki bu, jet yakıttan daha çok talep görüyor. Yani havayolu seyahati genel petrol talebi açısından önemli bir gösterge olsa da bir zamanlar olduğu kadar öneme sahip olmayabilir.
Yeni Yıl’da arzda büyük bir değişim olma olasılığını düşünen pek az tahmin var.
Yatırımcılar bu tahminleri yapan çoğu kuruluşun, bireyin ve şirketin, talep ve fiyatlarda o ya da bu şekilde bir çıkarı olduğunu unutmamalı. Bu akılda tutularak tahminler değerlendirilmeli.