Bu makale 04.08.2022 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Yazın durgun günlerine girerken her petrol yatırımcısının radarına girmesi gereken üç önemli gelişme şöyle:
1. Dünkü OPEC+ toplantısı
OPEC+ Çarşamba günü sanal olarak toplandı ve geçen hafta tahmin ettiğim gibi Eylül ayı için günlük 100.000 varil ile ufak bir üretim artışında karar kıldı. Böylece OPEC+’nın Eylül ayı için toplam üretim limiti, günlük 43,955 milyon varil olacak. Ancak piyasanın bu miktarda petrol görmesi mümkün değil çünkü çoğu üretici üretimini artıramıyor. Günlük 100 milyon varil civarında olan küresel petrol arzıyla kıyaslandığında bu artış o kadar önemsiz ki aslında hiçbir şey. Tüm bunlar, özellikle de Başkan Biden’in ziyareti ve akabinde yönetimin, Orta Doğulu üreticilerden “daha çok” adım atılacağını göreceğimizi duyurması bağlamında değerlendirildiğinde Suudi Arabistan’ın Biden yönetimine ne kadar az saygı duyduğunu gösteriyor gibi.
OPEC+ aslında küresel resesyonun talebi azaltıp petrol fiyatlarını düşürüp düşürmeyeceğini ya da batılı ülkelerin Rus petrolüne yaptırım uygulayıp uygulamayacağını görmek için temkinli davranıyor. Bu faktörlerin piyasayı nasıl etkileyeceğine dair daha iyi bir fikir sahibi olana kadar OPEC+’nın daha uzun vadeli yeni bir üretim anlaşması yapmaya çalışması pek mümkün değil.
2. Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyareti
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Tayvan’ı ziyaret etti. Pelosi ABD hükümetindeki en güçlü üçüncü isim. Bu ziyaret, Çin ve Tayvan arasında artan gerilimlerin, petrol veya başka ürünlerin fiyatlarını nasıl etkileyeceğine dair soruları gündeme getiriyor. Küçük ada ülkesi ile bölgenin en büyük gücü arasındaki gerilimlerin artması, küresel petrol fiyatlarını yükseltecektir.
İlk olarak Çin, askeri çatışma riski ile karşı karşıya kalırsa yabancı petrol alımlarını artırabilir. Zaten dünyanın en büyük petrol ithalatçısı.
İkincisi Çin, en yoğun ticaretin yapıldığı deniz yolları da dahil olmak üzere bölgedeki su yollarını bilfiil kontrol altına alabilir. Çin’in petrol (ve diğer ürünleri) genelde bu kanaldan geçiyor, aynı şekilde Kore ve Japonya gibi diğer Asya ülkelerinin petrolü de. Çin, askeri veya diplomatik bir çatışma esnasında bölge üzerinde daha büyük bir etki yaratabilir. Bölgesel bir askeri gücün, bir çatışma sırasında bir su yolunu kimin kullanıp kullanamayacağını belirleme görevini üstlenmesi ilk olmayacak. Bu şekilde petrol fiyatı artacaktır.
3. Kasırga mevsimi
Ağustos’un ilk haftasındayız, Atlantik’te kasırga mevsiminin en yoğun olduğu zamanın başlangıcı. Şimdiye kadar Sahara tozu ve olumsuz atmosferik koşullar, Atlantik Okyanusu’nda kasırga gelişimini azalttı. Özellikle Meksika Körfezi’ndeki güçlü kasırgalar, açık denizde ve karada petrol üretimini, petrol ithalat ve ihracatını, petrol rafinajını ve ABD içerisinde petrol taşımacılığını etkileyebilir. Yatırımcılar, bu dönemde kısa ve uzun vadeli kesintilere karşı ABD hükümetinin, tepki verme konusunda sınırlı bir manevra alanına sahip olabileceğini unutmamalı. Çünkü Kasım’daki ara seçimler öncesinde benzin fiyatlarını düşürmek için Stratejik Petrol Rezervinden büyük miktarlarda petrol kullandı bile. Yanlış yerdeki güçlü bir fırtına, ABD’de ciddi arz sıkıntısına yol açabilir.