Bu makale 4.10.2018 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır
Şimdi, petrol piyasalarını etkileyen en önemli iki faktör korku ve bu korkuya dayalı spekülasyon. Bu korku, önümüzdeki aylarda bir noktada, küresel piyasada müşteri talebini tamamen karşılamaya yetecek bir petrolün olmayacak olması. Spekülasyon ise, bu korkunun petrol fiyatlarını üç haneli rakamlara yükseltecek olması. Peki, ama bu endişeler gerçekliğe uygun mu?
Hedge fonlar ve majör petrol ticarethanelerinin hepsi ABD, Suudi Arabistan, BAE, Irak, Kuveyt ve Rusya’nın üretim yapamayacağı ve önümüzdeki aylarda, Venezuela ve İran ihracatının ve petrol üretiminin yaşadığı düşüşü telafi edecek yeterli petrolü ihraç edemeyeceği konusunda iddialaşıyor. Bu pozisyonlar, geçtiğimiz 7 günde Brent değerlendirmesinin %4,82 ve WTI’nın %5 yükselmesine neden oldu.
Varsayıma dayalı arz ve talep dengesizliği korkuları, petrol piyasasının şu an iyi bir dengede olduğuna ve talebi karşılayacak yeterlikte tedarikin mevcut olacağına yönelik temel göstergelerden ağır basıyor. Platts, Suudi petrol bakanı Khalid al Falih’in Rusya Enerji Haftası Forumu’ndaki katılımcılara, “tedarik sağlanmayan Ocak ayından beri üretim artışı isteyen yalnızca bir müşteri yok,” dediğini raporladı. Bu gerçek olabilir, ancak Brent fiyatı Temmuz ayından bu yana %10 yükseldi ve bu, piyasanın büyük oranda spekülasyon ve korku ile kontrol edildiğini gösteriyor, arz ve talep ile değil.
ABD Başkanı Donald Trump’ın doğrudan Suudi Arabistan ve OPEC’e yönelttiği değerlendirmeler, petrol fiyatlarında son zamanlarda yaşanan hayal kırıklığını yansıtıyor. ABD’de ortalama benzin fiyatları 3 dolar yakınında ve şu an ile orta vadeli seçimler arasında yine artabilir.
Arza gelince gerçek şu ki, Suudi Arabistan ve Rusya, hem petrolü hem mesajını, ortaya koyuyor ancak piyasa bunu göz ardı etmiş görünüyor. OPEC ve onun üye olmayan partnerleri, Eylül ayındaki toplantılarında petrol üretimindeki bir artışı resmi olarak garantilememiş olabilirler, ancak gerçekte, büyük üreticiler farklı frekanslarda söylüyor.
Khalid al Falih Çarşamba sabahı, Suudi Arabistan’ın Ekim üretiminin çoktan günlük 10,7 milyon varile yükseldiğini duyurdu. Bu, Eylül ayına göre günlük 200.000 ila 300.000 varil artış anlamına geliyor.
Keza, Rusya Eylül ayında üretiminin günlük 150.000 artış yaşadığını duyurdu ve Vladimir Putin, Rusya’nın 300.000 varil daha artış yapabileceğini söyledi.
Suudi Arabistan, Kuveyt ve Chevron’un (NYSE:CVX) Suudi Arabistan ve Kuveyt arasındaki tarafsız bir bölgede, petrol üretimine yeniden başlayacakları bir anlaşmaya varacaklarına dair pek çok gösterge var. Rapor, petrol üretiminin anlaşmanın hemen ardından çevrimiçi olup olmayacağı veya bölgeyi hazırlayıp yeniden işlemek için en az altı ayı bulup bulmayacağı konusunda ihtilafa düşüyor.
Petrol fiyatları bu haber raporlanmışken yükselmeye devam ettikçe, piyasa spekülatörleri bu bilgiyi umursamamış gözüküyor.
Talep tarafında petrol için ayı göstergeler de mevcut, ancak piyasa onları da göz ardı ediyor. Enerji Bilgilendirme Dairesi’nin haftalık verileri, ABD’deki petrol stoklarında artış yaşandığını gösterdi. Bu tarz bir bilgi normal koşullarda fiyatlarda düşüşe neden olur, ancak olmadı. ABD’de benzin stokları da yılın bu zamanı için rekor seviyelerde, bu da gösteriyor ki, yakın zamanda, stoklar bitene kadar rafineriler ham petrol harcamalarını düşürebilir. Avrupa rafineri yapım dönemine giriyor ve ham petrol çekilmeleri talepte düşüş olarak yansıyacaktır ancak piyasa bu bilgiyi de umursamıyor.
İran yaptırımlarına ilişkin korku ve spekülasyon, petrol piyasasını şimdiye kadar yalnızca neşelendirebilir. Belirli bir noktada, arz durumu netleşecek ve korku faktörü dağılacak. Geriye iki soru kalıyor.
Fiyatlar ne kadar yükseğe çıkacak? Ve bu balon ne zaman patlayacak?