Petroldeki anlaşma yine Suudi Arabistan ve İran arasındaki ikili ilişkilere kaldı. Yaklaşık 5 ay öncesinde Doha görüşmelerinde de buna benzer bir tablo karşımıza çıkmıştı. Suudi Arabistan, İran’ın da üretim dondurma anlaşmasında yer almasını istemiş fakat İran’ın yaptırımlar öncesi üretim seviyesine ulaşmadan petrol üretimini dondurmayacağını açıklamış ve Doha’dan sonuç alınamamıştı. Aralık ayındaki OPEC toplantısı ise Doha’ya göre daha ılımlı geçti çünkü toplantının konuları arasında üretim dondurulmasına yönelik bir başlık yoktu. Toplantı sonucunda fiili üretim durumunun devamı yönünde karar alındı ve piyasalar Suudi Arabistan-İran arasındaki sorunların nispeten çözüldüğü mesajı verilerek, OPEC içinde birliğin tekrar sağlandığı algısı yaratılmıştı. Fakat Eylül ayının sonunda Cezayir’de düzenlenecek Uluslararası Enerji Konferansı’nda üretim sabitleme konusu tekrar gündeme gelince, iki ülke arasındaki sorunlar yeniden ortaya çıktı.
Suudi Arabistan neden İran’ı şart koşuyor?
Ortadoğu’nun iki önemli gücü olan İran ve Suudi Arabistan arasındaki güç mücadelesi çok uzun bir geçmişe sahip olsa da Arap Baharı ile başlayan sürecin ülkeler arasındaki ilişkileri iyice gerdiğini söyleyebiliriz. Bu gerginlik ise iki ülkenin bölge meselelerine yaklaşımlarındaki farklılıklarından ve birbirlerine şüphe ile yaklaşmalarından kaynaklanıyor. Arap Baharı ile karışan Lübnan, Irak, Suriye, Yemen ve Körfez bölgesinde Tahran yönetimi mezhepsel açıdan kendine yakın olan kesimi iktidarda tutma konusunda müdahaleci bir politika izlerken, Riyad yönetimi Şii eksenli bu yayılmacı politikaya karşılık Sünni bir blok oluşturarak İran ve Ortadoğu’daki Şiilere karşı baskıcı bir politika izlemektedir.
Bölgeyi tarihinin en istikrarsız dönemine sürükleyen bu rekabetteki son kriz 2016 yılı başında Şii din adamının Suudi Arabistan’da idam edilmesiyle ortaya çıktı. İran hükümeti Suudi Arabistan’ı hedef alan sert açıklamalar yaparken Tahran’da göstericiler Suudi Arabistan Konsolosluğunu ateşe verdi. Bu olaydan sonra Suudi Arabistan, Bahreyn, Sudan ve BAE İran’la diplomatik ilişkilerini kesme kararı aldı. Ayrıca bu yıl Suudi Arabistan, İranlı vatandaşlara ülkelerinde Şii propagandası yaptıkları için Hac ibadetini yasakladı. Bu son gelişme sonrası iki ülke arasında atışma boyutuna varan açıklamaların devam ettiğini görüyoruz.
Suudi Arabistan’ın petrol anlaşmasında ön şart olarak İran’ı göstermesindeki temel sebep de bu rekabetten kaynaklanıyor. Yaptırımların kalkmasıyla İran, hem petrol üretimine hem de petrol yatırımlarına hız vererek yaptırımlar öncesi pazar payını tekrar alma düşüncesinde. Düşük fiyattan da olsa satılan her varil ülke ekonomisine önemli katkı yapıyor. Bu sebeple ülke petrol üretimini düşürmeye yanaşmıyor ayrıca düşük petrol fiyatları için de uygulanan ölçüsüz üretim artırımları sebebiyle Suudi Arabistan’ı suçluyor. İran’ın olmadığı bir üretim sabitleme anlaşması ise Suudi Arabistan’ın işine gelmeyecek çünkü İran üretimi artarken Suudi Arabistan’ın üretiminin azalması, son dönemde kazanılan askeri ve ekonomik gücün İran’a kaptırılması anlamına gelecek. Bu sebeple iki taraftan birinin feragat etmemesi halinde bu toplantıda da anlaşma sağlanamayacaktır.
Beklentiler ötelenebilir
Son yapılan açıklamalar sebebiyle toplantıdan üretim dondurulmasına yönelik bir sonuç çıkması beklenmiyor. Bu dönemdeki en önemli gelişme G20 zirvesinde Rusya ve Suudi Arabistan arasında imzalanan işbirliği anlaşmasıydı. Anlaşma ile iki ülke petrol fiyatlarında istikrar ve öngörülebilirlik sağlayacak ortak çalışmalar yürütecek. Anlaşma sonrası yapılan açıklamada Rusya Enerji Bakanı yapılacak çalışmalar arasında petrol üretiminin dondurulması da olacak derken, Suudi Arabistan Enerji Bakanı üretim seviyelerinin dondurulmasının seçenekler arasında olduğunu fakat şu an için gerekli olmadığını ve piyasasının giderek daha iyi hale geldiğini ifade etti. Anlaşmaya yönelik en net açıklamayı ise Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı yaptı. Suudi Bakan, eğer üretimin dondurulmasına yönelik ortak bir anlaşma olur ise Suudi Arabistan’ın da buna uyacağını fakat İran’ın yine anlaşmayı bozan taraf olabileceğini söyledi. Bakan ayrıca, İran üretimi artırma hakkını korurken kendilerinin üretimi dondurmalarının söz konusu olmayacağını ifade etti.
İran tarafından ise üretimin dondurulmasına yönelik henüz net bir açıklama gelmedi. Fakat Doha görüşmelerinden bu yana üretimin dondurulması konusundaki fikirlerinin değişmediğini söyleyebiliriz. Üretim seviyeleri neredeyse yaptırımlar öncesi düzeye ulaştı ve petrol yatırımları ile bunu daha da artırmayı planlıyorlar. Yaptırımlar süresince kaybedilen pazar payının geri alınması için ise ticaret anlaşmalarına hız verildi. OPEC Genel Sekreteri ile Tahran’da görüşen İran Enerji Bakanı piyasada istikrar görmek için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Fakat olası bir üretim dondurma anlaşmasına katılıp katılmayacakları hakkında herhangi bir açıklamada bulunmadı.
İran’ın fikri toplantı tarihine kadar değişmezse anlaşmanın olmayacağını söyleyebiliriz. Piyasalar daha çok İran ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkiyi fiyatlayabilir. Son OPEC toplantısında olduğu gibi birlik içi ilişkilerin düzeldiği mesajının verilmesi piyasalar tarafından olumlu karşılanacaktır. Ayrıca Ekim ayında Viyana’da Rusya-OPEC Enerji Diyaloğu gerçekleştirilecek. Eğer bu toplantı olumlu geçerse Ekim’deki görüşme için beklenti yaratılarak fiyatlar yukarı çekilmek istenebilir.
Analizlerimizi sürekli takip etmek için buradan kayıt oluşturabilirsiniz
www.isikfx.com