2018'e 1,302$ seviyesinde başlayan altının yıl içi performansına baktığımızda;
Ocak ayında 1,366$ seviyesine çıkan kıymetli metal, Şubat ayında 1,307$ seviyesine gerileyerek ilk ay kazançlarını sildi. Mart ayında 1,357$ ve 1,302$ aralığında fiyatlanarak ayı 1,325$ seviyesinde kapattı.
Mart ayının sonlarına doğru ABD Başkanı Trump'ın ithal çelik ve alüminyuma ek vergi uygulayacaklarını açıklamasının ardından piyasalarda dengeler de değişti. Özellikle Çin'den ithal edilen birçok ürüne ek vergi uygulanması ve Çin'in de benzer karşılık vermesi ile piyasalarda ticaret savaşları endişeleri başladı.
Artan risklerin güvenli liman olan altını desteklemesi beklenirken talebin tahvillere kayması ve doların değer kazanması ile altın Nisan ayı itibariyle düşüşe geçti.
1,366$ ile yılbaşı en yüksek seviyeden düşüşe geçen altın, Mayıs'ta 1,284$; Haziran'da 1,247$ ve Temmuz'da ise 1,161$ seviyesine geriledi. Temmuz dip seviye Ocak 2017'den sonraki en düşük seviye oldu.
Altındaki değer kaybında tahvillerdeki yükselişin yanında anlaşmasız brexit riski ve Euro Bölgesi'ndeki İtalya ile olan bütçe anlaşmazlığı da etkili oldu.
Faiz getirisi olmayan altına talep azalırken tahviller ise son yılların en hızlı yükselişini gösterdi.
Fed kanadında ise yıl içi 3 olarak ön görülen faiz artışı tahmini Haziran'da 4'e yükseltildi ve faiz baskısı da altındaki kayıpları hızlandırdı.
Eylül ayını da düşüşle tamamalayan altın üst üste 6 ay değer kaybı yaşadı. Ekim'de ise küresel piyasalardaki fiyatlamalar değişiklik gösterdi.
Ticaret savaşlarının küresel büyümeyi olumsuz etkileyeceği kaygısı sürerken Çin göstergelerindeki yavaşlama, Euro Bölgesi'ndeki zayıflık ve Japonya'da da azalan talep piyasalarda riskleri yükseltti. Petrol tarafında talebin arzdan daha az olması ve diğer etkenlerle (petroldeki değişim ayrıca analiz olarak eklenecek) fiyatlarda sert düşüş yaşandı.
ECB, enflasyon ve büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etti, varlık alımlarını Aralık'ta tamamladı, ancak faiz artışına 2019'un 2. yarısından sonra göstergelere göre başlanacağı belirtildi.
Fed ise piyasalardaki sert satışlar, petroldeki kayıp ve artan risklere karşın hem yılın 4. faiz artışını yaptı hem de 2019 için 2 faiz artışı ön gördü. 3 tahmini 2'ye indirilse de piyasaların tek faiz beklentisinin üzerindeki tahmin ve yetkililerin ekonomiye dair şahin açıklamaları tepkiyi artırdı. Geçen hafta dünya borsaları son 7 yılın en kötü haftasını geçirdi ve Aralık ayı başına göre dünya endeksi %10'a yakın kayıp verdi.
Piyasalar ve Fed'in fikir ayrılığı yaşadığı bu süreçte tepkiler de satışlarla gösterildi. Altın ise artan taleple Ekim ayı itibariyle yükselişe geçti ve 20 Aralık Perşembe günü 1,266$ seviyesine çıkarak 9 Temmuz zirveye yükseldi.
Yıllık bazda XAU/USD ;
Son çeyrekte kayıplarının büyük kısmını sildi ve 1,266$ seviyesine yükseldi. Yıla 1,302$ seviyesinde başlayan altın, bugün itibariyle yaklaşık 40$ kayıp yaşıyor, ancak yılın son işlem haftasındaki yukarı yönlü fiyatlamanın sürmesi ile makas daha da daralabilir.
2019'daki fiyatlamaları neler etkileyebilir?
-ABD ve Çin arasındaki 90 günlük sükunetin nihai sonucunda uzlaşmaya varılması küresel büyüme endişelerini de azaltabilir ve dolarda görülecek gevşeme altına destek sağlayabilir.
-Brexit sürecinde AB ile anlaşmaya varılması da pozitif bir etken.
-Fed'in şimdilik ilk faiz artışını Mart'ta yapması bekleniyor, ancak öncesinde küresel ya da ABD ekonomisine dair risklerin yüksek görülmesi ile güvercin tona geçilmesi altın fiyatlarını destekleyebilir.
-Petroldeki düşüşün devam etmesi, ECB ve Fed tarafında enflasyon beklentilerinin düşmesine neden olabilir ve sıkı para politikasındaki olsı değişim sinyalleri altında ataklar yaratabilir.
-Ve elbette her zamanki gibi jeopolitik risklerin artması da fiyatları yükseltebilir.
Kısa vadede 1,200$ tabanının korunması ile pozitif beklentinin devam ettiği altın orta vadede önemli direnç görülen 1,250$ üzerindeki seyrini korursa kademeli olarak 1,305$ ve 1,355$ dirençlerine doğru yükselişini sürdürebilir. 1,200$ tabanının aşağı yönlü kırılması durumunda ise 1,180$ ve 1,160$ destekleri görülebilir.
2019'un ilk çeyreği negatif bir beklenti içinde olan piyasaların durum değerlendirmesi yapacağı bir dönem ve bu dönemdeki çekimser, bekleyişte kalma altında bir miktar daha değerlenme sağlayabilir. Yılın 2. çeyrek itibariyle daha çetin geçmesi bekleniyor ve dengelerdeki değişim de fiyatlamalarda belirleyici olacaktır.
*Gram Altın analizi TL ile beraber haftanın devamında ayrıca eklenecektir.