23 Haziran 2016’da seçmen yüzde 52 oy oranı ile İngiltere’nin Avrupa Birliğinden (AB) ayrılma kararına (Brexit) imza attı. Bu tarihten günümüze kadarki süreçte İngiltere ve Avrupa Birliği arasında net adımlar atılamadı ve bu belirsizlik, gerek ülke ekonomisine gerekse merkez bankasının karar mekanizmasını önemli ölçüde etkiledi.
Fed öncesinde ilk faiz artışı gerçekleştirebilecek merkez bankaları konumda olan İngiltere Merkez Bankası BoE, Brexit sürecinde herhangi bir faiz artışı gerçekleştirmemesine ek olarak son süreçte ekonomik aktivitelerdeki yavaşlama sebebiyle faiz indirimi beklentisini Brexit sürecine ilişkin belirsizliğin tamamlanması sonrasına erteledi.
Yılın son toplantısında (19 Aralık 2019) yüzde 0,75 olan politika faiz oranı ve 375 milyar Sterlin varlık alım programında bir değişim yapması beklenmemektedir. Banka faiz oranına yönelik tahminlere baktığımızda, 2020 yılı son çeyreğinde 25 baz puan indirim beklentisinin yavaş yavaş artma eğilimi içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple Brexit belirsizliğin ortadan kalkması durumunda 2020 yılı BoE tarafında olası değişimler için dikkatle takip edilmesi gereken bir dönem olarak dikkate alınabilir.
Brexit anlaşmasına yönelik parlamento tarafında çoğunluğa ulaşılamaması hatta 3 defa parlamento tarafından reddedilmesi, Başbakan Theresa May’in istifa etmesine sebep oldu. Boris Johnson gerek Muhafazakar parti başkanlığı gerekse ülkenin Başbakanlığına aday olarak süreci tamamlayabileceğine dair İngiltere halkına umut verdi.
2016 Haziran döneminden 2019 Aralık’a taşındığımız bir dönemde Brexit sürecinin 2020 yılında sona ermesi sloganı ile 12 Aralık tarihinde İngiltere’de Genel Seçim yapılacaktır. Türkiye saati ile 12 Aralık Perşembe günü 10.00’da oylamanın başlaması ve Perşembeyi Cumaya bağlayan gece 01.00’de ise sandıkların kapanması bekleniyor. Bu sebeple de 02.00’den itibariyle kesin olmayan sonuçlara ulaşmamız ve bu sonuçlar neticesinde de varlık fiyatlarında etkin bir rol oynaması beklenebilir.
Bir önceki seçim dikkate alındığında 46 milyon seçmen içerisinde yüzde 69 katılım dikkat çekti. Yaşlıların gençlere oranla daha fazla katılım sağladığı bir görüntü, Muhafazakar Parti’nin son anket sonuçlarının da desteklenmesine imkan tanımaktadır. Muhafazakar Parti’nin bu seçimde anketler eşliğinde yüzde 40 – 45, İşçi Partisinin ise yüzde 30 – 35 aralığında oy oranına ulaşması beklenmektedir.
Anketlere baktığımızda Boris Johnson önderliğindeki Muhafazakar Partinin Jeremy Corbyn önderliğinde İşçi Partisi önünde yer alma ihtimali kuvvetli. Ancak bu tutum tek başına Brexit konusunda adım atacağı anlamına gelmemelidir. İki lideri birbirinden ayıran en önemli husus, Johnson’un Anlaşmasız Brexit ile hızlı çözüm almak isteyişi, buna karşın Corbyn ise Anlaşmalı Brexit seçeneği ile halkın onayını tekrar almak istemesidir.
Senaryolar:
Ana Senaryo: Johnson seçimi kazanır ve parlamentoda çoğunluğa ulaşarak Anlaşmasız Brexit sürecinde hızlı adımlar atılır. Muhafazakar Partinin parlamentoda yeterli çoğunluğa ulaşması durumunda 30 Ocak 2020 öncesinde İngiltere’nin AB’den ayrılışı gündemi meşgul edebilir.
Alternatif Senaryo: Johnson seçimi kazanır ancak parlamentoda çoğunluğa ulaşamaz. Anlaşmasız Brexit sürecinde hızlı çözüme ulaşabilmesi ve Brexit belirsizliğini ortadan kaldırabilmek için İşçi Parti dışındaki diğer partilerden (Liberal Demokrat Parti, özellikle Brexit parti, vb) destek almaya çalışır. Bu senaryoda diğer partilerin tavrı, Brexit kaderini belirleyebilir.
Sürpriz Senaryo: Beklenemeyen senaryoda Corbyn seçimi kazanır ve Corby – Johnson koalisyonu oluşur. Bu senaryoda diğer partilerin tavrı, Brexit kaderini belirleyebilir.