ABD tahvil faizlerinde yükseliş devam ederken FED Başkanı Jerome Powell ve Hazine Bakanı Janet Yellen Kongre'de ifade verecek ve altının 1.800 dolara geri dönme yolunda geçen hafta yakalayamadığı 1.750 dolar hedefinin üzerine yükselmesi bekleniyor. 
Avrupa'da COVID-19 salgınına yönelik yeni kısıtlamaların uygulanması ihtimalinin yakıt talebine yönelik endişeleri canlı tutmasıyla birlikte, ABD ham petrolünün de geçen hafta gördüğü 60 dolar seviyesinin altına geri dönmekten kaçınması bekleniyor.
Powell ve Yellen, ABD ekonomisinin sağlığı ve salgından toparlanmada mali ve parasal teşviğin önemi konusunda Salı günü Meclis Mali Hizmetleri Komitesi, Çarşamba günü ise Senato Bankacılık Komitesi önünde konuşacak.
Aynı zamanda FED Başkan Yardımcıları Richard Clarida ile Vice Chairman Randal Quarles, FED Üyesi Lael Brainard ve New York FED Başkanı John Williams gibi diğer birçok isim de, bu hafta bazı konuşmalar gerçekleştirecek.
Powell ya da Yellen Sıkılaştırma Konusunda Bir İpucu Verecek mi?
Ekonomi üzerine aktaracakları görüşlerine ek olarak, yatırımcılar aynı zamanda Powell ve Yellen'dan bir sıkılaştırma adımına başvurmadan önce tahvil faizlerinin yükselişine ne kadar izin vereceklerine dair bir ipucu almak isteyecek.
ABD 10 yıllık tahvil faizi, Perşembe günü %1,754'te 13 aylık bir zirveye ulaşmanın ardından bugün saat 07:00 itibariyle %1,707'lik bir seans zirvesini gördü.
Finans piyasaları FED'in para politikasına yönelik görünümünden ayrışarak, merkez bankasının beklentisinden daha önce bir tarihte faiz oranlarında bir artışı fiyatlandırdı. Biden yönetiminin 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketinin uygulamaya konmasıyla birlikte, salgından darbe alan ekonomide iyileşmenin kontrolden çıkmasına yönelik korkular büyüyor.
Bianco Research'ten Jim Bianco, CNBC'de katıldığı bir programda 10 yıllık tahvil konusunda "belki %1,50'ye kadar düştüğünü görebiliriz," dedi. "Ancak ben bunu uzun vadede daha yüksek tahvil faizlerine yönelik bir harekette bir moladan fazlası olarak değerlendirmem."
Tahvil faizlerindeki yükselişin arkasında, önümüzdeki aylar içinde gerçekleşecek ekonomik iyileşmenin FED'in beklentilerini de aşarak, merkez bankasının faiz oranlarını sıfıra yakın seviyede tutma ısrarı sebebiyle bir enflasyon spiraline yol açabileceğine yönelik argüman vardı.
Enflasyon korkularının yükseldiği koşullarda genellikle değer kaybeden dolar da, ekonomik iyileşmenin kontrolden çıkışına yönelik aynı mantıkla ralli yaptı. Doların rezerv para statüsü bir güvenli liman olma ünvanını güçlendirerek, dolarda yeni uzun pozisyonların oluşturulmasına yol açtı. Dolar Endeksi Pazartesi günü kilit 92 seviyesine yakın bir noktada, 91,98'deydi.
Yükselen dolar ve tahvil faizleri altın için bir lanet oldu ve sarı metalin Ağustos'ta ulaştığı 2.100 dolara yakın rekor zirvelerden %17 değer kaybetmesine yol açtı. Bugün saat 07:00 itibariyle, New York COMEX'te işlem gören altın vadeli işlemleri seansın düşük seviyesi olan 1.731,55 dolardan toparlanarak 1.741,65 dolar seviyesinde neredeyse sabitti.
On yıllardır, enflasyon endişelerinin arttığı her dönemde altın en iyi değer koruma aracı olarak görülmüştü. Ancak son aylarda Wall Street bankalarının, koruma fonlarının ve diğer aktörlerin sarı metali açığa satarak ABD tahvil faizlerini ve doları yükseltmesiyle birlikte altının yatırımcılar için ilk seçenek olması bilinçli olarak engellendi.
FED'den önümüzdeki aylarda tahvil alımlarını artırabileceğine dair gelecek herhangi bir işaret, tahvil faizlerindeki artışı durdurarak altında bir ralliyi tetiklemek için gereken şey olabilir.
Ancak Powell Çarşamba günkü aylık basın toplantısında merkez bankasının Hazine tahvil alımlarını artırmasına yönelik herhangi bir ipucu vermeyi reddetti.
S&P 500'ün Zayıflaması Durumunda Altın Daha Çok İlgi Çekecektir
Powell, yılın ilerlemesiyle birlikte ABD işsizlik oranının muhtemelen Şubat'taki %6,2'den gerileyeceğini, enflasyonun ise salgınla geçen bir 2020'den toparlanan bir ekonomide beklenen %6,5'lik GSYİH büyümesiyle birlikte %2,4 yükseleceğini söyledi.
Böylece Powell'a göre FED'in politikasında bir değişiklik yapılması gerekip gerekmediği beklenip görülecek.
New York merkezli OANDA'dan Ed Moya'ya göre, "Külçe yatırımcıları için ana katalistin ne olacağının belirlenmesinde önümüzdeki birkaç ay çok zorlu olacak," dedi. "Wall Street tahvil piyasasındaki elden çıkarmaya ve teknoloji hisselerine yönelik son dönemdeki kötü hissiyata odaklı kalmayı sürdürecek."
Moya'ya göre, tahvil faizlerindeki yükseliş nihai olarak FED'den bir müdahaleyle karşılık bulacağı için, altın bir miktar yatırımcı ilgisi çekmeye başladı.
"Eğer teknoloji devleri toparlanmayı başaramazsa S&P 500 Endeksi daha fazla yükselemeyecektir ve bu işlemlerde herhangi bir tereddüt altına doğru bir miktar güvenli liman kaçışlarını tetikleyecektir."
Ocak ile Şubat ayları arasındaki %9'luk düşüş sonrasında ay başından bu yana %0,7 yükselen altın, şu an daha iyi bir pozisyonda. Ancak 1.800 dolar ve ötesine geri dönüş içinde FED ve S&P'nin beklenip görülmesi gerekiyor.
Haftalık Düşüş Sonrasında Petrol Zemin Bulmaya Çalışıyor
Petrolde ise, ABD ham petrolü benchmarkı olan ve New York'ta işlem gören West Texas Intermediate 07:00 itibariyle 22 sent, ya da %0,4'lük düşüşle varil başına 61,22 dolar seviyesindeydi.
Londra'da işlem gören küresel petrol benchmarkı Brent ise 28 sent, ya da %0,4'lük düşüşle 64,25 dolardaydı.
Ham petrol fiyatları geçen hafta %7 düşerek, neredeyse duraklama yaşanmadan gerçekleşen yaklaşık beş aylık ralli sonrasındaki ilk anlamlı kaybını yaşadı. Rallinin arkasında OPEC+'in üretim kesintileri, korona virüs kaynaklı kısıtlamalar sonrasında ekonomilerin yeniden açılmalarına yönelik beklentiler ve ABD'nin rekor boyutlu kurtarma paketi vardı.
Aynı dönemde, salgının küresel seyahati büyük oranda sonlandırmasıyla birlikte jet yakıtı ve diğer ulaştırma yakıtlarına yönelik zayıf talep göz ardı edildi. Avrupa'nın yeni vaka patlamalarıyla sürekli mücadelesi; aşılama sürecinde çok yavaş kalması ve bölge genelinde yeni kısıtlamalar da yeterince ciddiye alınmadı.
Ancak Perşembe günü bu endişeler, ABD tahvil faizlerinin 13 aylık zirvelere, Dolar Endeksi'nin ise 92'ye yakın bir noktaya yükselmesiyle birlikte ortaya çıktı. WTI 58,20 dolarda, Brent ise 61,45 dolarda beş haftanın en düşük seviyelerini gördü.
Almanya Perşembe günü, vaka sayılarının yetkililerin hastanelerin kapasitelerini zorlayacağını söylediği seviyeyi aşması sonrasında COVID-19 vakalarını kontrol altına almak adına kısıtlamaları beşinci ayda da devam ettireceğini duyurdu.
Reuters'ta yer alan habere göre, Axi Küresel Piyasalar Baş Stratejisti Stephen Innes şu ifadeleri kullandı:
"İşin gerçeği şu ki, talepte tam olarak bir iyileşmeden hala çok uzaktayız ve petrol piyasasının arkasındaki en büyük destek, üretim kapasitelerinde rekor seviyelerdeki kesintiler."
ABD'deki sondajcılar da talepte geri dönüşe yönelik iyimserlik sebebiyle fiyatta daha önce yaşanan sıçramanın avantajını kullandı ve geçen hafta Ocak ayından bu yana en yüksek yeni sondaj kulesi sayısı ekledi.
Enerji hizmetleri şirketi Baker Hughes, yakından takip edilen Cuma günkü raporunda, gelecekteki üretime yönelik bir öncü gösterge olan petrol sondaj kulesi sayısının geçen hafta 9'luk artışla 318'e yükselerek Nisan'dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını açıkladı.
Sondaj kulesi sayısı geçtiğimiz yedi aydır yükselişteydi ve Ağustos'taki 244'lük rekor düşük seviyeden bu yana neredeyse %70 artmış durumda.
Petrol ve Altın İçin Verilerle Dolu Bir Hafta
Hem petrol, hem de altın bu hafta ABD'de yayınlanacak bazı verilere tepki verebilir. Yayınlanacak bu verilerden bazıları dayanıklı mal siparişleri, kişisel gelir ve harcama raporları ile yeni ve varolan ev satışları figürleri.
Ev satışlarıyla birlikte kişisel gelir ve FED'in tercih ettiği enflasyon ölçütü olan PCE deflatörünü içeren harcama figürleri muhtemelen, Şubat ayında ekonomik aktiviteyi etkileyen kış fırtınaları sebebiyle zayıflık gösterecek. Ancak ekonomistler bu düşüşü kısa süreli olarak görüyor.
ABD aynı zamanda, en son yıllık %4,1 seviyesinde açıklanan 2020 dördüncü çeyrek GSYİH'ye yönelik son revizyonu yayınlayacak.
Açıklama: Barani Krishnan, incelediği her piyasadaki analizlerine çeşitlilik katmak amacıyla kendine ait olmayan çeşitli görüşleri de yazılarına katmaktadır. Bir Investing.com analisti olarak farklı görüşleri ve piyasa değişkenlerini sunmaktadır. Kaleme aldığı emtia ya da menkul kıymetlerde bir varlık ya da pozisyon sahibi değildir.