Nikkei: Son Dönemde Yaşanan Yükselişin Temelleri

Yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 24,6 yükselen Nikkei endeksi bu yılın ikinci zirvesi olan 41.711 seviyesini gördü. Son dönemde ultra gevşek para politikasını sonlandırmasına rağmen Yen’deki zayıflama ile gündemde olan Japonya ekonomisine rağmen, piyasalar Nikkei endeksinin bu seviyelere ulaşmasındaki sebeplere ve yükselişin kalıcı olup olmayacağına odaklandı. Bazı analistler ise mevcut piyasa rallisinin tek nedenini şirket karlarına dayandırdı. Ancak yaşanan yükselişin arkasında pek çok faktör bulunmakta.


Şirket karlılıklarında gözlenen artışlar yatırımcının güvenini artırırken hisse senedi piyasalarını pozitif etkiledi. Dahası geleceğe yönelik karlılık ve ciro büyümesinin devam edeceği beklentisi risk iştahını artırdı. Yine de Nikkei endeksindeki yükselişi, Japonya ekonomisinde son dönem yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında, sadece şirket karlarıyla açıklamak sağlıklı olmayacaktır. En azından bundan sonrası için yükseliş kalıcı olur mu sorusuna cevap vermek için yaşanan yükselişin nedenlerini sağlıklı tespit etmek gerekir. Burada şirket karlılıklarının yanı sıra, ekonomik büyümeye dair beklentilerin iyileşmesi, Japonya Merkez Bankası BOJ’un faiz politikaları, küresel piyasalardaki gelişmeler ve bunların paralelinde artan risk iştahını son dönemde yaşanan yükselişin temel etkenleri olarak sıralayabiliriz.


Japonya’da ekonomik büyümeye dair beklentiler son dönemde iyileşme göstermekte. Otomotiv tarafındaki toparlanma ve Mart 2022’den bu yana en yüksek seviyesinde gelen Tankan anketi imalat sektörüne yönelik iyimserliği yükseltti. BOJ ise 17 yıllık gevşek para politikası uygulamasının ardından geçtiğimiz Mart ayında faizlerde artışa gitti. İlk bakışta faiz artışlarıyla borsanın yükselmesi teoriyle uyuşmuyor gibi gelse de, ekonominin sosyal bir bilim olduğunu unutmamak gerekir… Ekonomide büyüme beklentileriyle birlikte, BOJ, faiz artışlarıyla enflasyonu kontrol altında tutabileceğini gösterdi. Bu durum aslında yatırımcılar için ekonominin normalleştiği ve kriz döneminin geride kaldığına işaret ederken piyasalarda belirsizliğin azalmasına ve riskli varlıklara olan talebin artmasına katkı sağladı.


Küresel ekonomilerdeki iyileşme beraberinde piyasalarda olumlu havayı getirirken, Japonya’nın hem ihracatını artırıcı etkide bulundu hem de yabancı yatırımcının Japon hisse senetlerine olan ilgisini artırdı. Özellikle Nisan ayında başlayan yabancı yatırımcı akını bu dönemde 604,9 milyar yen değerinde hisse senedi satın alımını getirdi. Yatırımcı güveni ve risk iştahının artması ise borsa alımlarını desteklerken, büyük fonların ilgisi de Nikkei endeksinin yükselişini hızlandırdı.


Belirtilen bütün bu faktörlerin, Nikkei endeksini yeni zirvesine taşıdığını söyleyebiliriz. Bundan sonraki süreçte yükseliş kalıcı olur mu sorusunun cevabı ise Japonya ekonomisine dair gelecek veriler ve BOJ’un politika duruşu tarafından belirlenecek. Ancak yine de artan iyimserliğin devam edeceği varsayımı dikkate alınırsa, yükselişlerin kalıcı olma olasılığı daha yüksek gibi…