Ocak ayında yapılan toplantıda 0 – 0,25 baz puan aralığında sabit bırakılan Fed faizi sonrasında 2022 yılının 2. FOMC toplantısı 15-16 Mart’ta düzenlenecek. Peki, bizi nasıl bir senaryo bekliyor? Ukrayna – Rusya geriliminden önce Mart ayında 50 bp artış bekleniyordu. Geçtiğimiz dönemlerde 9 faiz artışı söylemlerinde bulunulmuştu. Bunlara ek olarak önden bindirmeli faiz artışı olabileceği ve FOMC’den 50 baz puanlık bir faiz artışı bekleniyordu. Fakat yaşanan gerilimler ile enerji, emtia ve değerli madenlerde yüksek bir değer artışı gözlemlendi. Bu dönemde ise gelecek hafta bizi karşılayacak karar 25 baz puan ve bu yıl içerisinde 6 faiz artışına yönelik fiyatlamalar yapılıyor.
Powell’ın gelecek hafta FOMC’de vereceği karar doğrultusunda geçtiğimiz haftaya göre 25 baz puanda herhangi bir değişiklik olmayacağını öngörülse de 2022 yılı içerisinde yapılaması planlanan faiz artışında değişiklik olabilir. Bu değişikliğin önündeki en büyük etken ekonomileri stagflasyondan uzak tutmak olduğunu söylenilebilir. ABD ekonomisi enerji sektöründe kendi ihracatını yaptığından dolayı enerji krizinden fazla etkilenmeyeceğinden dolayı stagflasyon düşünülmüyor ama AB ekonomilerinde enerji, emtia ve değerli madenlerde Rusya’ya olan bağlılığından dolayı geçtiğimiz hafta Lagarde'ın yapmış olduğu açıklamalar savaş boyutunun ve yaptırım kararlarının artmasından dolayı AMB tarafında bir faiz artışı beklemek AB’yi stagflasyona bir miktar yakınlaştırabilir.
Geçtiğimiz hafta Para Politikası Raporu sunumunda Rusya – Ukrayna savaşının Powell’ın sıkılaşmaya ilişkin kararlarında önemli bir değişiklik olmayacağını açıklamıştı. Fakat gelişmelerinde daha yakından izleneceğini bildirmişti. Bu hafta iki ülke arasındaki gerilimler daha da ağırlaşmış durumda. Dün öğlen saatlerinde en büyük petrol şirketlerinden birisi olan Shell Rusya’dan petrol ithalatını kademeli olarak son vereceğini duyurdu. İngiltere yıl sonuna kadar petrol ithalatını kademli olarak azaltmaya karar verdi. Dün akşam saatlerinde ise Biden, Rus ekonomisinden petrol ithalatını yasakladığını duyurdu. AB, enerji konusunda Rusya’ya bağlı olması nedeniyle herhangi bir açıklama olmasa da gelecek dönemde Putin, AB ekonomisine zarar vermek için enerji sektöründen AB’yi vurabileceği düşünülmektedir.
Dünyanın en büyük petrol ihraç eden ülkesi olan Rusya’dan petrol ihraç edilmediği takdirde dünya genelinde büyük bir arz açığı meydana gelecektir. Zaten bunu da OPEC genel sekreteri yaptığı açıklama ile bildirmişti. Bu olayın İran olayından farkı olarak Powell tarafından yapılan açıklamaya göre diğer ülkelerin Rusya’dan enerji talep edildiği takdirde herhangi bir ambargo olmayacağıdır. Bu durum ABD’nin ikinci bir planı olabilir. Aynı zamanda İran’a uygulanan enerji ambargosunun kaldırılma planlarının görüşülmesi olası bir Rusya’ya karşı gelecek diğer ülkelerden ambargo ile bu açığı İran petrolünde uygulanan ambargonun kaldırılması ile kapatmaya dair görüşmeler sürmektedir.
Putin bu yaptırım kararları sonrasında kendisine bu yönde yaptırım uygulayan ülkelere bazı ham maddelerde ithalatın yasakladığını açıkladı. Genel olarak yukarıda ülkelerin taraflara yapmış olduğu kısıtlamalar ve yasaklar ile özellikle pandemi ile gelen enflasyon ve savaş ile ortaya çıkan ciddi maliyetler kontrol edilemez bir hal aldırmaktadır.
OPEC genel sekreteri, Rusya’nın petrol ihracatı için önemli bir konumda olduğunu ve hiçbir ülkenin günde 7 milyon varilin yerini alabilecek kapasite olmadığını bildirdi. Ve güncel olaylar ve jeopolitik üzerinde hiçbir kontrolünün olmadığına deyindi. Sabah saatlerinde Brent 130 dolar seviyesinde fiyatlanırken WTI 124 seviyesinde fiyatlanmaktadır. Destek seviyemiz 124,60 seviyesi olurken öncelikli direnç seviyemiz 130,24 ve 140 seviyesidir.
Ukrayna’nın artık NATO üyeliğine istenmediğine dair söylentiler ve insani koridor gelişmeleri Ukrayna-Rusya arasındaki gerilimi azalttı. Ve altın güvenli liman arayışları ile 2071 dolar seviyelerinden geri dönüş yaşayan altın sabah saatleri itibariyle 2050 dolar seviyelerinde fiyatlanıyor. 2054 direnç noktasına geri çekilen XAUUSD stagflasyon ve savaş gerilimlerinin azalması ile birlikte aşağı yönlü hareketini sürdürebilir. Bu noktada da ilk destek noktamız 1978 seviyesi olacaktır. 2075 seviyesi ise ülkeler arasında gerilimlerin daha da artması ve yaptırımların güçlenmesi ile ulaşılabilir.