2015 yılı şüphesiz liranın canının çok yandığı bir yıl oldu. Kur, yıl içinde hem ülkemizde yaşanan olumsuzluklar hem de dolarda görülen değerlenmenin etkisiyle rekor yükseliş gösterdi. Kurdaki fiyatlanmaların detayına baktığımızda;
- Ocak 2014’te kur 2,39 seviyesi ile son zamanların en sert yükselişini göstermişti ve TCMB, faiz oranlarında artış yaparak kura müdahale etmişti. Yapılan müdahaleye rağmen yıl içinde kur yükselişini 2,41 seviyesine kadar sürdürmüştü.
-Kur, 2015’e 2,34 seviyelerinde başladı. Ancak Cumhurbaşkanının, TCMB’nin uyguladığı faizin çok yüksek olduğunu ve faiz oranlarında indirime gidilmesi gerektiğini açıklaması ile kurdaki yükseliş hızlandı.
-TCMB ile Cumhurbaşkanı arasında yaşanan gerginliğin ardından merkez bankasının politika faizinde 0,25 bp indireme gitmesi piyasalarda TCMB’nin ‘bağımsızlık’ ilkesine dair soru işaretleri yarattı.
-Piyasalarda yaşanan güven sorunu ile kur Mart ayına geldiğimizde 2,65 seviyelerine kadar yükseliş gösterdi.
-ABD verilerinin ilk çeyrekte beklenti altında kalması ile dolarda yaşanan kısa süreli düşüşün etkisiyle kur 2,65 seviyesinden 2,56 desteğine geriledi. Ancak bu düşüş kalıcı olmadı.
- Bu süre içinde TCMB yaptığı PPK toplantılarında faiz oranlarında değişikliğe gitmedi ve merkez bankasının bu duruşu piyasalardaki güven kaygısı açısından olumlu algılanmadı ve kur 2,7430 ile rekor tazeledi.
- Rekor yükselişinin ardından tekrar 2,56 desteğine gerileyen kur, 7 Haziran’da yapılan seçimlerden koalisyon sonucunun çıkmasıyla 2,8085 seviyesine yükseldi.
- Fed’in faiz artırımı küresel piyasalar için en önemli başlık olsa da liranın dolar karşısında çok sert düşüş yaşamasının en önemli sebebi ülke içinde yaşanan dinamizmdi. Yaklaşık 13 yıl boyunca devam eden ekonomik istikrarın bundan sonra nasıl devam edeceği kaygısı liradaki çıkışları hızlandırdı ve kurdaki yükseliş artarak devam etti.
- Seçimlerin ardından koalisyon görüşmelerinden sonuç alınamaması piyasalardaki kaygıyı artırdı ve bu süre içinde kur yükselişine devam etti. Ağustos ayında hem erken seçim kararının alınması hem de Çin’de yaşanan olumsuzlukların gelişen piyasalarda da tedirginlik yaratması ile kur, 3.00 seviyesine yükseldi.
-Eylül ayında, önce Dağlıca’dan gelen şehit haberleri ile borsada sert düşüş ve kurda yükseliş yaşandı. Ardından TCMB’nin faizleri tekrar sabit tutması ile kur 3,0740 seviyesine yükseldi.
-3,0740 seviyesi kurun gördüğü tarihi zirve seviye oldu.
-Fed’in Eylül ayını pas geçmesi ve son istihdam verilerinde düşüş yaşanması ile gelişen ülkelere sermaye girişi yaşandı. Bu gelişmelerle kur 2,90 seviyelerine kadar geriledi.
-1 Kasım’da yapılan erken seçimden AKP’nin tek başına iktidar olacak oyu alması ile piyasalarda yaşanan tedirginlik geçti ve kur 2,7570 seviyesine sert düşüş yaşadı.
-Ancak düşüşün devamı gelmedi ve hem Aralık ayı faiz artırımı beklentilerinin kuvvetlenmesi hem de Türkiye ile Rusya arasında yaşanan siyasi gerginlik ile kur tekrar 2,92 seviyesi üzerine yükseldi.
-Fed, Aralık ayında faizi 0,25 bp artırdı, ancak yeni yıl içindeki artışların kademeli olacağını vurgulaması ile gelişen piyasalar şimdilik rahatladı ve kur 2,8150 seviyesine kadar geriledi.
-TCMB, Ağustos ve sonraki toplantılarında Fed’in faiz artırımına başlamasının ardından para politikasında sadeleşmeye gideceklerini açıklamıştı. TCMB’nin bu açıklamalarının ardından, yılın son PPK toplantısında faiz oranlarında minimun 0,25 bp artış yapması bekleniyordu. Ancak TCMB faizleri sabit tuttu. Kur ilk tepki olarak 2,95 seviyesine yükselse de hemen ardından tekrar 2,90 desteğine geriledi.
- Lira, yıl içinde yüzde 20 değer kaybı yaşadı ve kur yılı 2,90 seviyesinde kapatmaya hazırlanıyor.
2016 yılında küresel piyasalarda Fed’in yapacağı faiz artırımı yine en önemli başlık olarak takip edilecek. Ancak ülkemizde yaşanan siyasi ve Jeopolitik risklerle beraber TCMB’nin uygulayacağı sadeleşme politikası özellikle bağımsızlığını göstermek için son derece önemli olacak.