Pandemiyle duran ekonomik aktivite yeniden canlanırken küresel ekonomideki en büyük sorun artan emtia ve gıda fiyatlarına bağlı yükselen enflasyon. ABD, Euro Bölgesi ve Japonya gibi ülkeler için enflasyondaki artış kontrol edilebilirse ekonomi için olumlu olurken Türkiye başta olmak üzere hali hazırda enflasyon sorunu yaşayan ülkeler için ise daha büyük risk anlamına geliyor.
ABD’de 13 yılın zirvesine çıkan enflasyon Fed üyelerini de iki ayırdı, şahin taraf erken bir sıkılaşma ihtimalini güçlü görürken güvercin taraf ise enflasyondaki bu ivmenin duracağını dolayısıyla hızlı bir sıkılaşmanın olmayacağını düşünüyor. Piyasalar da risk olarak gördüğü şahin açıklamalara daha fazla tepki veriyor. 16 Haziran’daki FOMC sonrası hareketlilik geçen hafta azaldı, endeksler kayıplarını silerken GOP’larda ise fiyatlama değişken, bunun nedeni ise yatırımcıların seçici davranması. Türk lirası varlıklar, gelişen ülke varlıkları arasında en riskli görülen grupta ve Macaristan, Meksika gibi ülkelerin de faiz artırımına gittiği bu ortamda Türkiye’nin yüksek faize karşın az tercih edilmesi bunun en belirgin kanıtı.
Gelişen ülkelerin faiz artışına başladığı bu süreçte Türkiye zaten hem yüksek faiz hem yüksek enflasyona sahip, ancak sıkılaşma para birimindeki kaybı durduramıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Temmuz- Ağustos dönemini işaret etmesi nedeniyle genişleme adımı atmasını beklediğimiz TCMB’nin hem kur hem enflasyon hem de küresel konjonktör nedeniyle bu sürece girmesini pek mümkün görmüyoruz. Fakat istek doğrultusunda yapılacak bir faiz indiriminin ise piyasalarda oldukça tepki alacağını düşünüyoruz.
Temmuz PPK toplantısı öncesinde kur rekor seviyelerden işlem görmeye devam ediyor. Dolar kuru Cuma günü 8,80’ni aşmasının ardından bugün 8,70 üzerinde işlem görüyor. Teknik olarak 8,74 üzeri işlemlerde yeni rekorların olasılığı çok kuvvetli ve bu seviye üzerinde 9,0 seviyesini psikolojik bölge olarak izliyoruz. Olası geri çekilmelerin kısa vadede bir soluklanma sağlaması için 8,35 altında haftalık kapanış olması gerekir. Fakat geri çekilmelerin bu seviye altında kısa süreli olmasını da kurdaki tansiyonun yüksek olduğunu gösteriyor.
Borsada da negatif ayrışma var. FOMC sonrası birçok endeks kayıplarını silerken ve bazıları da rekor tazelerken BİST 1001.400 puan altına geriledi. Bugün seansın ilk yarısında 1.387 puana gerileyen endekste 1.360 puanı destek olarak izliyoruz ve eğer bu destek korunursa işlemler yakın vadede 1.430-1.360 aralığında seyredebilir.
Küresel piyasalarda yakında takip edilen brent fiyatı ise bugün 76.50 doları aşarak 31 Ekim 2018 sonrası zirveyi gördü. Brentte OPEC+ üyelerin günlük üretimi artırma yönünde karar alması bekleniyor. Petrol tüketiminin artmasına bağlı arzın da artması fiyatları desteklemeye devam edebilir. 50 günlük hareketli ortalama seviyesi olan 70 dolar üzeri kapanışlar fiyatı 80 dolar üzerine taşıyabilir. Petroldeki yükselişin bize ayrıca bir maliyet oluşturduğunu da yineleyelim. Dolayısıyla emtia ve enerji grubundaki yükselişin de sürmesi TCMB’ye genişleme alanı yaratmamakla beraber kur ve maliyet enflasyonu etkisiyle sıkılaşması adımları artabilir. Önemli olan nokta şu ki, faiz artışı ve ek sıkılaşmanın TL’de cazibe sağlayamaması. Bunun nedeni de aşikar.