Yılın ilk yarısını ve ikinci çeyreğini geride bırakmaya hazırlanırken, bir yandan enflasyon endişeleri devam ederken bir yandan da salgına dair delta varyantının piyasalarda yarattığı tedirginlik sürüyor. Yılın ikinci yarısında da hem FED’den gelecek faiz artışı ve varlık alımlarının azaltılması yönündeki açıklamaları hem de salgına dair gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
Veri akışı açısından görece sakin bir hafta olmakla birlikte yarınki OPEC+ toplantısı ve cuma günü ABD tarafından gelecek istihdam verileri yakından izlenecek. Salgına dair yeni varyantlar tedirginlik yaratmaya devam ederken, olası yeni bir COVID dalgası toplam talebe tekrardan zarar vererek petrolde aşağı yönlü hareketleri tetikleyebilir endişesi sürüyor. Diğer yandan OPEC+ toplantısında ülkelerin arz artışı konusunda alacakları karar da yine petrol fiyatlarında dalgalanma yaratabilir. ABD tarafından gelecek istihdam verileri ise FED’in salgın sürecinde ana odak noktasını oluşturan göstergelerden biri. Nisan ve Mayıs döneminde tarım dışı istihdam verisi beklentilerin altında kalmıştı. Son dönemde haftalık işsizlik başvurularında da artışın gözlenmeye başlaması dikkate alındığında, ABD ekonomisindeki toparlanmanın devamlılığı noktasında önemli sinyaller oluşturabilir.
Küresel borsaların haftaya satış ağırlıklı başladığını izlesek de dünkü fiyatlamalar bize küresel borsalarda bir toparlanma çabası olduğunu gösterdi. Bir yandan küreseldeki fiyatlamaların yansıdığını bir yandan da yurt içindeki gelişmelerin fiyatlandığı BİST100 endeksinde de haftanın ilk işlem gününde satışlara şahit olduk. 200 günlük üssel hareketli ortalamasına denk gelen 1373 seviyesini takip ettiğimiz BIST 100 endeksi dün 1350 seviyesindeki desteğini test etti. Yılın ilk yarısında yaklaşık yüzde 7 gerileyen endeks için 1360 – 1350 – 1333 destek seviyeler olarak takip edilebilir. Olası yukarı yönlü hareketlerde 1373 seviyesinin geçilmesi durumunda 1390 – 1400 – 1411 seviyeleri direnç olarak izlenebilir. Diğer yandan Temmuz ayındaki işlem günü sayısının azlığı zaten bir süredir düşük kalan işlem hacminin bir süre daha zayıf kalmasına neden olabilir.
Dolar endeksinde yükselişler devam etmesine rağmen salgına dair endişelerin yanı sıra istihdam piyasalarına dair bekleyişlerin de etkisiyle ABD 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 1,50’nin altında kalmaya devam ediyor. Diğer yandan son dönemde gelişmekte olan ülkelerden faiz artışları yönünde gelen haberlerin etkisiyle doların gelişmiş ülke paraları karşısında değer kazansa da gelişmekte olan ülke paraları karşısında aynı değer kazanımını sürdüremediğini görmekteyiz. Bu etkiler ışında volatilitenin görece düştüğünü gözlemlediğimiz dolar/TL tarafında 8,76 – 8,80 – 8,83 seviyeleri direnç olarak izlenebilir. Aşağı yönlü hareketlerde 8,70 ve 8,64 seviyeleri ile 8,60-8,58 bandı destek olarak çalışabilir.