Dün ilk çeyrek büyüme rakamları açıklandı enflasyon üzerine eklendiğinde %7 olan bir büyüme var yani kabaca gelirimizde %24’lük bir artışın olması gerekiyor ki bu oranda artışa sahip kesimin geneli temsil etmediği ortada!
Öte yandan bugün açıklanan ekonomik veriler son derece kötü, imalat PMI 50,0 büyüme eşiği altında kaldı. İstanbul Sanayi Odası’nın raporuna göre takip edilen on sektörden yedisinin üretimi Mayıs ayında yavaşladı. Üretim açısından en iyi performansı gıda ürünleri sektörü gösterirken, en belirgin düşüş ağaç ve kağıt ürünleri ile makine ve metal ürünlerinde gerçekleşti. Gıdadaki talep pandemini de zaten artmaya devam ederken yurt içinde ham maddede çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Demirden mdfye kadar birçok mamulde tedarik sorunu var, bunun en önemli nedeni ise kur etkisiyle ihracat yapılırken içeriye satışlar azaldı, bu da yurt içinde mobilyadan tesisata, makineye kadar tüm ihtiyaç ürünlerinde fiyat artışı anlamına geliyor.
İstanbul Ticaret Odası’nın açıkladığı veriler de enflasyonun Mayıs’ta da artmaya devam edeceğini gösteriyor. İstanbul’da enflasyon son ayda %1,67 oranında artarken geçen yıla göre artış ise %16’ya yakın. Ayrıca toptan eşya fiyatları ise %19’u aşan artış oranı ile son iki yılın zirvesinde.
Yurt içinde kredi ile çalışan firmalar yüksek faizden şikayetçi, üretim yapan firmalar ise ara mal bulamamaktan şikayetçi olurken vatandaş ise her geçen gün artan fiyatlara isyan etmiş durumda. Kur- enflasyon ve faiz üçgenindeki bu kısır döngü yıllardır çözülemeyen bir sorun ve kur yükselince enflasyon yükselirken enflasyondaki yükseliş de kuru tetikliyor, faiz ise bu iki taraftaki yükseliş nedeniyle zorunlu yüksek kalıyor. Olan hem üreticiye hem tüketiciye oluyor. Çözüm için evvela kurdaki hareketin rekabet gibi bir avantaj sağlamadığını kabul etmek, güven sağlayacak adımlar atmak, sadece istendiği için değil koşullara göre doğru politikalar uygulamak şart.
Perşembe günü açıklanacak enflasyon verisi büyük olasılıkla TCMB’nin Nisan zirve olacak tahminini hiçleştirecek. Madem enflasyon üzeri bir faiz politikası uygulanacaksa merkezin daha şahin adımlar atması gerek. Bunun için faizi ilk araç olarak kullanmak istemeyen merkezin hiç değilse metinde daha net ifadelere yer vermesi gerekiyor. Bu noktada atanma ile göreve gelinmesinin ardından merkezin açıklamaları ne kadar etkili olabilir ki? Eleştirisi yapılabilir ki haklılık payı da var, fakat merkezin de hükümetin de artık gerçek ve uygulanacak politikalara bir yerden başlaması gerekiyor. Bunun için hiç değilse daha kabul edilebilir, gerçekle uyumlu açıklamalar olmalı.
Kur tarafında rekor sonrası fiyatlama 8,50 altında sınırlı kalıyor ve gün içinde 8,50 üzeri denemeler yaşanıyor. Kısa vadede 8,35 üzerini riskli buluyoruz. Bu kadar çözülemeyen sorun varken de kurdaki yükselişin ne kadar daha devam edeceğini ön görmek çok zor.