Jerome Powell’ın Açıklamaları Merakla Bekleniyor!
Geçtiğimiz hafta açıklanan 30-31 Ocak 2018 FOMC toplantılarının tutanaklarında; FED uzmanlarının vergi indirimlerinden kaynaklı olarak GSYİH büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ettiklerine dem vurulurken, oy verme hakkı olan politika yapıcıların ekonomik toparlanmanın daha fazla faiz artırımı olasılığını artırdığı üzerinde anlaştıkları belirtildi. Piyasalarca “Şahin” bulunan tutanaklar sonrası Dolar Endeksi’nde 90 seviyesine doğru fiyatlamalar görülürken, ABD 10 yıllık tahvil getirilerinde Ocak 2014’den bu yana en yüksek seviye test edildi. Euro Bölgesi’nde ise 25 Ocak 2018’de yapılan Avrupa Merkez Bankası(ECB) Toplantısına dair tutanaklar açıklandı. Tutanaklarda; Banka’nın parasal genişleme konusunda iletişimini bu yılın ilk yarısında gözden geçirilebileceği belirtilirken, iletişimde değişiklik yapılması için çok erken olduğu vurgulandı. Para politikasının, ani ve düzensiz ayarlamalardan kaçınacak şekilde geleceğinin de altı çizilen tutanaklarda, enflasyon konusundaki güvenin giderek arttığı, fakat sabır gerektiği de açıklandı. Geçtiğimiz hafta ayrıca yerel FED Başkanları ve FOMC üyelerinin açıklamaları da takip edildi. Bu yıl oy kullanma hakkı olmayan Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker, faiz artışı beklentisini daha önce deklare etti gibi 2’de bıraktı. Yine bu yıl oy kullanma hakkı olmayan MinneaPolis FED Başkanı Neel Kashkari ise: FED’in, Dolar’ın güçlenmesini ve ya zayıflamasını hedeflemeyeceğini belirtirken, yüksek piyasa faizlerini “iyimserlik göstergesi” olarak nitelendirdi. Saint Louis FED Başkanı James Bullard yaptığı açıklamalarda: doğal FED faiz oranının hala düşük olduğunu vurgularken, global olarak bir düşük faiz ortamının hakim olduğunu ve 2018 yılında 120 baz puanlık faiz artırımı yerine 100 baz puanlık artışın daha makul olacağını dile getirdi. ABD’de açıklanan Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları ve Devam Eden İşsizlik Hakları beklentilerden iyi geldi. Şubat ayı öncü PMI dataları da beklentilerden iyi gelirken, İkinci El Konut Satışları ise tahminlerden kötüydü. Geçtiğimiz hafta yurt içi tarafta jeopolitik risk unsurları etkili oldu. Rejim kuvvetleri ile TSK arasında bir çatışma boyutuna gelinmesi TL varlıklarında baskılanmaya neden oldu. Takip edilen verilerden Şubat ayı Tüketici Güveni geçtiğimiz ayki rakamın az aşağısında geldi. Kapasite Kullanım Oranı son 11 ayın en düşüğüne gerilerken, İmalat Güveni ise 5 ayın en yüksek seviyesindeydi. Haftanın son gününde ise kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin açıklaması takip edildi ve beklenildiği gibi Türkiye’nin kredi notu ve görünümünde herhangi bir değişiklik yapılmadı. İngiltere’de açıklanan CBI Sanayi Siparişleri Dengesi son 4 ayın en düşüğünde yer aldı. Ortalama Gelir Endeksi beklenti seviyesinde gelirken, İşsizlik Hakları Başvurularında gerçekleşme beklentiden iyiydi. Ülkenin işsizlik oranı ise 5 ay boyunca yüzde 4.3 seviyesinde kalmasının ardından yüzde 4.4’e yükseldi. 2017/4.çeyrek İşletme Yatırımları ve GSYİH Değişimi(Büyüme) rakamları öngörüleri karşılayamadı. Geçtiğimiz hafta JP Morgan'dan yapılan açıklamada ABD'de enflasyonun yeniden yükselişe geçmesinin Emtia fiyatlarını destekleyeceği belirtildi. Goldman Sachs’tan yapılan açıklamada ise Dolar’da orta-uzun vadede görülen zayıflama 3 ana başlık üzerinden değerlendirildi. Buna göre; küresel ekonomide görülen güçlenmenin dış ticaret fazlası veren ülkeler açısından pozitif olduğu, artan Emtia fiyatlarının madenlere sahip olan ülkeleri desteklediği ve FED’in para politikası karşısında; başta ECB olmak üzere diğer merkez bankalarının normalleşmeye döneceğinin beklenmesi olarak belirtildi.
Bu hafta İmalat, Hizmet ve Bileşik PMI’lar takip edilecek. Ayriyeten ABD’de; Yeni Konut Satışları, Dayanıklı Mal Siparişleri, Mal Ticaret Dengesi, S&P CS Konut Fiyat Endeksi, CB Tüketici Güveni, Askıdaki Konut Satışları, Kişisel Tüketim Harcamaları Endeksleri, İşsizlik Maaşı Başvuruları, Michigan Üniversitesi Endeksleri, Bej Kitap ve 2017/4.Çeyrek GSYİH revize rakamları gibi oldukça yoğun ve önemli verilerin olduğu bir ekonomik takvim var. Euro Bölgesi’nde açıklanacak olan TÜFE ve İşsizlik Oranı verilerinin yanı sıra Bölge’nin amiral gemisi olan Almanya’dan gelecek olan TÜFE, İşsizlik Oranı ve Perakende Satışlar dataları da önemli olacak. İngiltere’de öne çıkan ekonomik veriler; Nationwide Konut Fiyat Endeksi, Mortgage Onayları, İnşaat PMI’ı olarak göze çarparken, Yurt içi tarafta Dış Ticaret İstiatistikleri, Japonya’da ise Sanayi Üretimi, Perakende Satışlar ve TÜFE verileri izlenecek. Bu hafta haber akışları anlamında da oldukça önemli olacak. Majör Merkez Bankalarının yetkililerinin konuşacağı haftada özellikle yeni FED Başkanı Jerome Powell’ın ABD Kongresi’nde yapacağı sunumlar dikkatle takip edilecek. Brexit geçiş dönemi müzakereleri Pound varlıkları açısından takip edilecekken, SPD üyelerinin onayına sunulan Almanya Koalisyon müzakerelerinin sonuçları ve hafta sonunda yapılacak olan İtalya Seçimlerine yönelik yayınlanacak anketler ise Euro açısından kritik olacak. Petrol yatırımcıları ise; Amerikan Petrol Enstitüsü(API) ve Enerji Bilgi İdaresi(EIA) tarafından açıklanacak olan stok ve üretim datalarını izleyebilirler.
EURUSD
Geçtiğimiz hafta ABD ve Euro Bölgesi Merkez Bankalarının toplantı tutanakları gündemde en üst sıralarda yer aldı. 25 Ocak’ta yapılan Avrupa Merkez Bankası(ECB) Toplantısına dair tutanaklarına bakacak olursak enflasyon konusunda güvenin giderek arttığı ancak sabırlı davranmaları gerektiği belirtildi. Tutanaklarda ayrıca, piyasa ile iletişim konusunda, değişiklik için çok erken olduğu beyan edilirken, politika dilini ekonomik görünüme göre kademeli şekilde değiştireceklerine dair ibareler yer aldı. 30-31 Ocak’ta yapılan FED/FOMC toplantı tutanaklarında ise birçok üyenin güçlü büyüme ve güçlü istihdama vurgu yapması önemli olurken, oy verme hakkı olan üyelerin; piyasadaki toparlanmanın daha fazla faiz artışı olasılığını artırması üzerinde fikir birliğine varmaları da en dikkat çekici ibareler içerisinde yer aldı. Enflasyon konusunda ise birçok üyenin bu yıl bir artış beklemesi, tutanaklarda yer alan bir başka önemli konu oldu. Öte yandan iki bölgenin üst düzey yetkililerinden gelen açıklamalar takip edildi. Geçtiğimiz haftanın ekonomik takvimine bakacak olursak Euro Bölgesi ve Almanya’dan gelen ZEW Ekonomik Hissiyatı beklentilerin üzerinde açıklanırken, PMI verileri tahminlerin altında kaldı. Euro Bölgesi’nden gelen enflasyon rakamları beklentilere paralel olarak gerçekleşirken, Almanya’dan gelen 4. Çeyrek büyümesi de piyasa tahminleriyle örtüştü. Ayrıca Almanya’da İFO tarafından açıklanan dataların beklentilerden kötü gerçekleştiği görüldü. ABD veri akışına bakacak olursak Markit tarafından gelen PMI’lar ve İşsizlik Başvuruları iyi gerçekleşirken Mevcut Konut Satışları tahminleri karşılayamadı. Bu haftanın ekonomik takvimine bakacak olursak ABD’den 4. Çeyrek revize büyüme rakamları, Euro Bölgesi’nde ise Öncü TÜFE ve İşsizlik Oranı verisi en önemli veriler olarak takip edilecek. Öte yandan bu hafta içerisinde FED yetkililerinden gelecek açıklamalar ve Sosyal Demokrat Parti üyelerinin Almanya büyük koalisyonuna ilişkin verecekleri karar en önemli gündem maddeleri arasında yer almakta. Teknik olarak 2017 Kasım ayı itibariyle başlayan yükselen kanalın alt bandının ihlal edilmesi sonrası kırılım teyit bölgemiz olan 1.2285 destek bölgesi önemli olacaktır. Buranın altına kalıcılıkta görülebilecek USD lehine işlemlerde 1.2225, 1.2170 ve 1.2090 destek seviyeleri takip edilebilir. Yukarı tarafta önemsediğimiz 1.2360 direnci üzerinde kalıcılık halinde ise izlenebilecek önemli direnç noktalarımız 1.2415, 1.2495 ve 1.2535 seviyelerinde bulunmakta.
USDTRY
Geçtiğimiz haftanın yurt içi tarafta en önemli gelişmeleri yine Suriye eksenindeki jeopolitik risk unsurlarıydı. Bir ara rejim kuvvetlerinin Türkiye’ye karşı mevzi alacağının açıklanması ve hemen akabinde TSK tarafından müdahale edildiğinin ajanslara düşmesi TL’de hızlı değer kaybına neden oldu. Diğer önemli haber akışı olan kredi derecelendirme kuruluşu Standard And Poor’s ‘un açıklamasında ise Türkiye’nin kredi notu ve görünümün değişmediği gözlemlendi. Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) tarafından yapılan bilgilendirmede; 2017 Aralık ayında özel sektörün kısa vadeli borcu bir önceki aya göre 500 Milyon Dolar azalışla 18 Milyar 300 Milyon Dolar, uzun vadeli borcu ise 2 Milyar 900 Milyon Dolar artışla 220 Milyar 600 Milyon Dolar olarak açıklandı. Şubat ayı Kapasite Kullanım Oranı önceki aya göre yüzde 0.4’lük azalışla yüzde 77.8’e geriledi. Şubat ayı İmalat Güveni ise 110.8 ile son 5 ayın en yüksek seviyesinde geldi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in OECD Bölgesi’nin 2017 yılında yüzde 2.6 oranında büyümesine atıfta bulunarak: Türkiye’nin muhtemelen bu oranın 3 katına yakın büyüdüğünü söylemesi dikkat çekiciydi. Şubat ayı Tüketici Güveni ise 72.25 ile geçtiğimiz ayki 72.33’lük gerçekleşmeye oldukça yakın geldi. Diğer yandan geçtiğimiz hafta ABD'de açıklanan son FOMC toplantılarına ait tutanaklarda yer alan şahin ifadeler Dolar lehine hareketlere neden oldu. Yine ABD’de açıklanan Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları 230 Binlik beklenti altında 222 Bin olarak gelirken, Devam Eden İşsizlik Hakları da 1 Milyon 930 Binlik öngörü altında 1 Milyon 875 Bin ile son 14 haftanın en iyisi olarak gerçekleşti. FED üyelerinin konuşmaları da geçtiğimiz hafta takip edildi. Bu hafta yine FED üyelerinin açıklamaları takip edilecek. Özellikle Başkan Jerome Powell’ın ABD Kongresi’nde yapacağı sunumlar önemli olacaktır. Veri olarak yurt içi tarafta Dış Ticaret İstatistikleri takip edilecekken, ABD tarafında ise 2017/4.çeyrek GSYİH revize rakamları, BEJ Kitap, Tüketici Güveni, Dayanıklı Mal Siparişleri, Yeni Konut Satışları gibi oldukça önemli verileri izleyeceğiz. Teknik olarak baktığımızda ise; 3 aydır devam eden düşen kanalın üst bandı halen takibimizde. Buranın kırılması halinde ise yine bir süredir devam eden dikdörtgen formasyonunun üst bandına denk gelen 3.8440-3.8490 bölgesi kur için yeni hedef olabilir. Diğer yandan TL lehine işlemlerde ise 3.7620, 3.7450 ve 3.7280 destekleri izlenebilir.
GBPUSD
Veri ve haber akışı bakımından yoğun geçirdiğimiz geçtiğimiz haftada İngiltere’de Brexit konulu bakanlar toplantısı sonrası gelen açıklamalar takip edildi. Toplantı sonrasında bakanlardan olumlu mesajlar verilirken, İngiltere Başbakanlık Sözcüsü; Ekim ayına kadar AB ile bir ticaret anlaşmasının temellerini atmak istediklerini ve bakanlardan gelen açıklamaların İngiltere’nin tam olarak ne istediğini ortaya koyduğunu söyledi. Sözcü ayrıca, yetkililerin temel öğeler üzerinde görüş birliğine vardıklarını açıkladı. Devamında ise AB ile mümkün olduğu kadar sorunsuz ve engelsiz bir ticaret anlaşması için çok çalıştıklarını vurguladı. Öte yandan İngiltere Merkez Bankası (BOE)’nın Enflasyon Raporu kapsamında konuşan Başkan Mark Carney: Şu anda olağandışı bir döngüde değiliz derken, 3 yılda 3 faiz artırımının uygun olduğunu dile getirdi. Diğer MPC üyelerinden Haldane ise İngiltere ekonomisinin Kasım ayındaki faiz artırımından bu yana güçlü olduğunu savundu. ABD tarafında ise 30-31 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen FED toplantısı tutanakları geçtiğimiz haftanın en önemli konusu idi. Tutanaklarda yer alan şahin ifadeler Dolar varlıklarında bu hafta toparlanmaya sebep oldu. Öte yandan yerel FED başkanlarından gelen faizlere yönelik açıklamalar da geçtiğimiz haftanın bir diğer önemli hususları arasında yer aldı. Gelen verilere bakacak olursak ABD’de Markit tarafından açıklanan PMI’lar ve İşsizlik başvuruları iyi gerçekleşirken, Mevcut Konut Satışları tahminlerinden kötü gerçekleşti. İngiltere’de ise İşsizlik Başvuruları Değişimi 7 Bin 200’lük azalma ile Şubat 2017’den bu yana en fazla düşüşünü yaşarken, yüzde 4.3 olarak tahmin edilen İşsizlik Oranı yüzde 4.4 ile beklentilerden kötü gerçekleşti. Ayrıca 4. Çeyrek revize büyüme rakamlarının tahminlerden kötü gerçekleştiği görüldü. Bu haftanın ekonomik takvimine bakacak olursak İngiltere’de Brüt Mortgage Onayları, Nationwide Konut Fiyat Endeksi ve PMI verileri, ABD’de ise 4.Çeyrek revize büyüme rakamları en önemli veriler olarak karşımıza çıkmakta. Haber akışı bakımından da bu hafta içinde İngiltere Başbakanı Theresa May’in, Brexit ile ilgili yapacağı konuşma en önemli konular arasında yer almakta. ABD’de ise yine FED yetkililerinden gelecek açıklamalar önemli olacaktır. Teknik olarak baktığımızda ilk ana resim olarak 1 ay önce başlayan düşen kanal takip edilirken, kanal içerisinde bir yükseliş trendi göze çarpmakta. Bu kapsamda düşen kanal üst bandına denk gelen 1.4050-1.4075 direnç bölgesi kritik olup, aşılması halinde yukarı yönlü yeni hedefler ortaya çıkabilir. Aşağı yönlü işlemlerde ise 1.3960 ilk önemli destek noktamız olup, buranın aşağısında kalıcılıkta ise 1.3875-1.3850 destek bölgesi takip edilebilir.
BRENT PETROL
Geçtiğimiz hafta Fransa’nın önde gelen yatırım kuruluşlarından Societe Generale’den yapılan açıklamada: güçlü makroekonomik büyüme ve ürün talebi büyümesiyle 2018 Brent Petrol fiyatı tahmininin 4 Dolar artışla 64 Dolar/varile çıkartıldığı belirtildi. Irak Petrol Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise, ülkenin Petrol Bakanı Jabar Al-Luaibi’nin hafta sonunda Ceyhan Limanı aracılığıyla yapılan petrol ihracatının devam etmesini müzakere etmek için Türkiye’ye geleceği belirtildi. OPEC Genel Sekreteri Mohammed Sanusi Barkindo, Ocak ayında arz kısıntısı anlaşmasına uyum oranının yüzde 133 olduğunu belirtirken, stokların ise 5 yıllık ortalamasının 74 Milyon varil üzerinde olduğunu söyledi. Barkindo ayrıca, petrol talebindeki nihai zirvenin 2040 yılından önce gerçekleşmeyeceğini öngördü. Birleşik Arap Emirlikleri Enerji Bakanı ve aynı zamanda OPEC Başkanı Suhail Al-Mazroui: petrol piyasasının 2018‘in ötesinde izlenmesi yapabileceğimiz en minimum eylem derken, arz kısıntısı anlaşmasına 2017’deki uyumun yüzde 107 olduğunu ve Rusya’nın önemli olduğunu vurguladı. Mazroui ayrıca, uzun vadeli anlaşmanın tasarı aşamasında olduğunu ve 2040 yılına kadar ki petrol talebinin karşılanması için yaklaşık 10 Trilyon Dolarlık yatırıma ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Uluslararası Enerji Ajansı İdari Direktörü Fatih Birol da yaptığı açıklamada: “Petrol talebinin tepe yaptığını görmüyoruz” derken, ABD’nin uzun vadede Dünya’nın en büyük petrol üreticisi olacağını belirtti. Yine geçtiğimiz hafta açıklanan ekonomik verilerden; API(Amerikan Petrol Enstitüsü) stoklarında 1 Milyon 300 Bin varillik artış beklentisine karşın 907 Bin varillik azalma görülürken, EIA(Enerji Bilgi İdaresi) stoklarında da 1 Milyon 795 Bin varillik artış beklentisine karşın 1 Milyon 616 Bin varillik azalma göze çarptı. Ayrıca bir önceki hafta 10 Milyon 271 Bin varil ile yeni rekor seviyesine ulaşan ABD petrol üretimi ise sadece 1000(Bin) varil azalış gösterdi. Ancak yeni bir artışın olmayışı fiyatları destekledi. Bu hafta yine veriler dikkatle takip edilecek. Ayrıca, verilerin yanı sıra yine önemli petrol üretici ülkelerden ve uluslararası kurumlardan gelebilecek açıklamalar ve teknik fiyatlamalar da etkili olabilir. Emtiaya teknik olarak baktığımızda; kısa vadeli figür olarak takip ettiğimiz, yaklaşık olarak 1 ay önce oluşan kısa vadeli düşüş kanalının kırıldığını görmekteyiz. Yukarı yönlü hareketlerde 67.45 direncinin geçilebilmesi halinde, 68.25, 68.75 ve 69.60 dirençleri takip edilebilir. 67.45 altı kalıcılıkta görülebilecek geri çekilmelerde ise 66.85, 66.30 ve 65.30 destek noktaları izlenebilir.
ONS ALTIN
Geçtiğimiz hafta FED/FOMC toplantı tutanakları gündemin en önemli konuları arasında yer aldı. Tutanaklarda, üyelerin çoğunun 2018 yılı için enflasyonda bir artış bekledikleri konusunda hem fikir oldukları görüldü. Ayrıca birçok üyenin istihdam ve büyüme konusunda olumlu söylemleri dikkat çekerken, oy verme hakkı olan yetkililerin ekonomideki toparlanmaya vurgu yaparak, daha fazla faiz artırımı konusunda fikir birliğine varmaları diğer önemli hususlar arasında yer aldı. Açıklamalar sonrası Dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil getirilerinde artışlar göze çarptı. Öte yandan Rusya soruşturmasına ilişkin gerek ABD Başkanı Donald Trump’tan gerekse özel yetkili savcı Robert Mueller’den gelen açıklamalar sonrası soruşturma tekrardan gündeme gelirken FED yetkililerinden gelen açıklamalar takip edildi. FOMC toplantılarında oy hakkı bulunmayan Minneapolis FED Başkanı Neel Kashkari, tahvil piyasalarında yaşanan artışları ‘’iyimserlik göstergesi’’ olarak nitelendirirdi. Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker, bu yıl 2 faiz artışının muhtemel olduğunu belirtirken, Dallas FED Başkanı Robert Kaplan ise faiz artırımlarının kademeli şekilde yapılması gerektiğini söyledi ve enflasyona dair ılımlı mesajlarda bulundu. St.Louis FED Başkanı James Bullard ise bu yıl faizlerin hız bir şekilde artırılmaması gerektiğini söylerken, enflasyonda da hızlı bir değişim beklemediğini belirtti. Geçtiğimiz hafta ABD’den gelen verilere bakacak olursak Markit tarafından açıklanan PMI rakamları ve İşsizlik başvuruları iyi gerçekleşirken, Mevcut Konut Satışları tahminlerden kötü sonuçlandı. Bu hafta ise Yeni Konut Satışları, Dayanıklı Mal Siparişleri, Mal Ticaret Dengesi, Conference Board Tüketici Güveni, revize 4.Çeyrek GSYİH, Chicago PMI, Askıdaki Konut Satışları, Kişisel Gelir-Giderler, ISM tarafından açıklanacak PMI rakamları ve FED yetkililerinden gelecek açıklamalarda önemli olabilir. Teknik olarak baktığımızda; yukarı yönlü ataklarda 1340 üzeri kalıcılıkta 1344, 1350 ve 1357 dirençleri takip edilebilir. 1340 altı kalıcılıkta ise 1333, 1326 ve 1320 destekleriniz izleyebiliriz.
