Tahvil Piyasası Hareketleri Bu Hafta da İzlenecek!
Geçtiğimiz hafta majör Merkez Bankalarının yetkililerinin konuşmaları takip edilirken, özellikle FOMC yetkililerinin açıklamaları ile ABD tahvil getirilerinde ralliler görüldü. Yurt içi tarafta ise İngiltere’de temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklamalar önemliydi. Erdoğan, TCMB’nin bağımsız olduğunu ancak yürütmeyi dikkate alması gerektiğini söylerken, faizlerin düşürülmesi konusundaki görüşünü yineledi. Erdoğan’ın açıklamaları sonrası kurlarda ve Türkiye tahvil faizlerinde yeni rekor seviyeler görülürken, öğleden sonra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları “Moody’s” ve “Fitch”den gelen açıklamalarla rekor seviyeler tekrardan yenilendi. TCMB’den gelen gerekli müdahale yapılacaktır açıklaması ise kurlarda geçici düzeltmelere neden oldu. Geçtiğimiz hafta bölgelerden bir çok önemli ekonomik veri de açıklandı. Japonya’dan gelen 1.Çeyrek GSYİH rakamları 2015 yılının 4.Çeyreğinden bu yana ilk kez daralmaya işaret ederken, Mart ayı Sanayi Üretimi ise beklentilerden iyiydi. Euro Bölgesi’nde açıklanan 1.çeyrek Büyüme Oranları ve TÜFE rakamları; geçtiğimiz ayki seviyelerini teyit ederken, Almanya’nın 1.Çeyrek Büyüme Oranları ise aşağı yönlü revize edildi. İngiltere’deki veriler karmaşık gelirken, ABD tarafında da benzer durum söz konusuydu. Diğer yandan “Ticaret Savaşları” konusunda Çin ile ABD arasında Washington’da başlayan ikinci tur görüşmeler takip edildi. Görüşmeler sonrasında uzlaşı sağlanırken, detaylar hakkında bilgi verilmedi. İran Nükleer Anlaşması hakkında ise, ABD Hazine Bakanlığı; İran Merkez Bankası Başkanı’nın da aralarında olduğu bazı kişi ve kurumları yaptırım listesine eklerken, AB Liderler Zirvesi’nde birlik ülkelerinin hem Ticaret Savaşları hem de İran Nükleer Anlaşması’na dair değerlendirmesi izlendi. Diğer yandan Euro Bölgesi’nde bir diğer risk unsuru ise İtalya’ydı. Popülist söylemleri ile tanınan 5 Yıldız ve Kuzey Ligi partileri arasında geçen koalisyon müzakerelerinde; ülkenin ECB’ye olan 250 Milyar Euro’luk borcunun silinmesinin isteneceği yönünde ortaya atılan iddialar İtalyan tahvil faizlerinde son 7 ayın en yüksek seviyelerinin görülmesine neden olurken, daha sonra taslak metinden çıkartılsa da; bu konu Euro varlıklarını baskıladı. Ortadoğu’da İsrail ekseninde artan jeopolitik riskler geçtiğimiz hafta özellikle emtia fiyatları açısından gündemde yer bulurken, sürpriz gelişme ise; ABD ve Güney Kore’nin ortak askeri harekât yapması sonrası Kuzey Kore tarafının, Güney Kore ile üst düzey görüşmeleri askıya alıp, Kim Jong-Un/Donald Trump görüşmesinin de iptal olabileceğini deklare etmesiydi.
Yeni haftada yine önemli küresel haber akışlarını, tahvil piyasası hareketlerini, merkez bankaları yetkililerinin açıklamalarını ve FOMC tutanaklarını takipte olacağız. Önemli ekonomik veri olarak ise; Almanya ve İngiltere’nin 1.Çeyrek büyüme oranları, Yine İngiltere’nin TÜFE oranları, ABD’nin ise Dayanıklı Mal Siparişleri ve Konut Satış dataları izlenecek.
EURUSD
Geçtiğimiz hafta İtalya’da yaşanan sorunlar Euro varlıkları üzerinde baskı yarattı. Ülkenin artan tahvil borç stoku ve hafta ortalarında; AB karşıtlığı ile bilinen 5 Yıldız Hareketi ve Kuzey Ligi Partisi’nin kurmayı düşündüğü koalisyon görüşmelerinde; İtalya’nın, ECB’ye olan 250 Milyar Euro’luk borcunun silineceği ve Euro para biriminden çıkışının müzakere edileceği yönünde çıkan spekülasyonlar dikkat çekerken haftanın son gününde iki parti hükümet kurma programını açıkladı. Metinde, ECB’den herhangi bir borç silme talebi ve Euro çıkış gibi planlarının olmadığı belirtilirken Rusya’ya karşı yaptırımların acilen kaldırılması gerektiği açıklandı. Öte yandan geçtiğimiz hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinden gelen açıklamalar önemli olurken ECB Başkan Yardımcısı Vitor Constancio; Mali politikalara atıfta bulunarak parasal birliğin daha iyi çalışması için bazı reformların yapılması gerektiğini belirtti. ECB Yönetim Kurulu üyesi Sabine Lautenschlager ise enflasyonda temel trende güvenmediğini açıkladı. Geçtiğimiz hafta Avrupa’dan gelen verilere baktığımızda Euro Bölgesi büyüme ve manşet enflasyon rakamlarının tahminlere paralel olarak gerçekleştiği görüldü. Almanya’da ise manşet enflasyon tahminlerle örtüşürken büyüme rakamı piyasa beklentilerinin altında kaldı. ABD tarafında ise 10 yıllık tahvil faizlerinin; enflasyon/faiz artışı beklentileri ile yükselişini sürdürmesi parite tarafını aşağı yönlü baskılarken ülkeden gelen veriler karmaşık olmakla birlikte çoğunlukla beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ayrıca geçtiğimiz hafta içerisinde FED yetkililerinden gelen şahince ifadelerde haftanın önemli maddeleri arasında yer aldı. Bu hafta ise FED/FOMC ve ECB toplantı tutanakları ve FED Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları ana gündem maddesi olarak takip edilecek. Ekonomik takvimde ise ABD’den Yeni Konut Satışları, İşsizlik Başvuruları, Dayanıklı Mal Siparişleri ve Michigan Beklenti Anketleri, Almanya’dan; GSYİH, İFO Endeksleri ve GFK Tüketici Güveni ve iki bölgeden de PMI rakamları açıklanacak. Ayrıca Merkez Bankası yetkilileri, tahvil piyasası ve haber akışları da takibimizde olacak. Teknik olarak baktığımızda 2017’Aralık ayından bu yana altında kapanışlar görmediğimiz 1.1725 desteğine yakın fiyatlamalar görmekteyiz. Bu noktanın kalıcılıkla geçilmesi halinde 1.1705, 1.1680 ve 1.1655 destekleri ilk etapta takip edilebilir. 1.1725 üzeri kalıcılıklarda yaşanacak toparlanma hareketlerinde ise 1.1785, 1.1820 ve 1.1875 direnç seviyeleri izlenebilir.
USDTRY
Geçtiğimiz hafta yurt içi tarafta açıklanan Cari İşlemler Dengesi’nde beklentinin üzerinde açık verilirken, diğer veriler karmaşıktır. ABD verilerinde de dengeli gerçekleşmeler görülürken, FED beklentileri verilerin önüne geçti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ‘ten Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörüne yönelik uyarılar gelirken, olumsuz açıklamalar sonrası TL kurlarında tüm zamanların rekor seviyeleri görüldü. Diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ‘ten gelen açıklamada ise: 10 gelişen ülke arasında en gevşek para politikasının Türkiye’de olduğu belirtildi. Kurum ABD tahvil faizlerindeki artışın en çok etkileyeceği ülkeleri ise Ukrayna, Türkiye ve Arjantin olarak deklare etti. Bir süredir makroekonomik verilerde görülen bozulmaya ilaveten yurtdışı tarafta ABD tahvil getirilerinde yaşanan rallinin etkisiyle gelişen ülke para birimlerinin baskılanması kur tarafında etkisini gösterirken; jeopolitik ve siyasi gelişmeler de izlendi. ABD tarafında bir süredir; Ticaret Savaşları ve İran Nükleer Anlaşması gibi önemli haber akışlarının yanı sıra, ekonomik veriler ve FED yetkililerinin açıklamaları önem arz etti. Veri ve açıklamalar sonrası ABD’nin kısa vadeli tahvil faizleri yaklaşık olarak 10 yılın en yüksek seviyelerini test ederken, 10 yıllık tahvil faizleri ise 2011 Haziran’dan bu yana en yüksek rakamına ulaştı. Dolar Endeksi’nde de 93.42 ile son 5 ayın en yüksek seviyesi görülürken, TL varlıklarındaki karamsar tablo zirve yaptı. Bu hafta yurt içi tarafta yine siyasi, ekonomik ve jeopolitik haber akışlarını ve TCMB’den gelebilecek açıklamaları takipte olacağız. Ayrıca ekonomik veri olarak Merkezi Hükümet Borç Stoku, Kapasite Kullanım Oranı ve İmalat Güveni izlenecek. Tahvil piyasası hareketleri, FED/FOMC yetkililerinin açıklamaları, FOMC tutanakları ve önemli haber akışlarının takip edileceği ABD’de ise Konut satış verileri ve Dayanıklı Mal Siparişleri de açıklanacak. Teknik olarak baktığımızda ise; görülen rekor seviyeler sonrası şuan 4.55 seviyesine yakın fiyatlama görülmekte. Şuan için destek ve dirençlerden bahsetmek yerine veri ve haber akışlarını ve tahvil piyasası hareketlerini izlemek faydalı olacaktır.
GBPUSD
Geçtiğimiz hafta İngiltere Başbakanı Theresa May, son zamanlarda kabinesinden gelen eleştirileri dindirmek adına yayınladığı makalede: Brexit konusunda hem kendilerinin hem de Avrupa Birliği’nin tavizler vereceğini ancak kabine üyelerinin bu konuda kendilerine güvenmeleri gerektiğini açıkladı. May ayrıca, İngiliz haber ajanslarında ülkenin Brexit sonrası gümrük birliği içerisinde kalacağına dair haberleri yalanlayarak kendilerine ait bir ticaret politikasına sahip olmak istediklerini ve ilerleyen dönemlerde AB ile gümrük anlaşmalarıyla ilgili görüşebileceklerini vurguladı. Öte yandan Avrupa Birliği Brexit Müzakerecisi Michael Barnier’ın: Mart ayından bu yana yapılan görüşmelerde önemli bir ilerleme kaydedemediklerini belirtmesi dikkat çekti. Geçtiğimiz hafta ülkeden gelen veriler ise genel olarak beklentilerin altında gerçekleşti. ABD tarafında ise tahvil getirilerinde yaşanan artışlar USD lehine fiyatlamaların önünü açtı. Terazinin diğer tarafında ise kısa vadeli faizlerin uzun vadeli faizlere yaklaşmasıyla birlikte getiri eğrisinde görülen yataylaşma eğilimi FED yetkilileri tarafından tartışma konusu olurken San Francisco FED Başkanı ve FOMC üyesi John Williams; getiri eğrisinin düzleşmesine dair herhangi bir endişe duymadığını belirtti. Atlanta FED Başkanı Raphael Bostic ise; ‘’Getiri eğrisindeki terse dönme durumunu önlemek görevimiz’’ şeklinde konuştu. Dallas FED Başkanı Robert Kaplan ise: ABD ekonomisinde durgunluğa dair herhangi bir işaret görmediğini savundu. Bu haftanın ekonomik takviminde ise ABD’de Yeni Konut Satışları, İşsizlik Başvuruları, Dayanıklı Mal Siparişleri ve Michigan Üniversitesi Beklenti Anketleri, İngiltere’de ise TÜFE-ÜFE, Perakende Satışları ve öncü büyüme verisi açıklanacak. Ayrıca FED/FOMC toplantı tutanaklarının yanı sıra Merkez Bankası yetkililerinden gelecek açıklamalar önemli olabilir. Teknik olarak büyük resimde 2017 Nisan ayında başlayan yükselen trend ihlal edilirken fiyatların son günlerde 1.3450-1.3615 aralığında sıkıştığını görmekteyiz. Tam olarak yön tayini yapabilmemiz için bu iki noktanın herhangi birinin kırılması gerekecek. Özellikle yükselen trendin kırılım teyit bölgesi olan 1.3450 noktasının altında kalıcılık halinde yeni bir trend ortaya çıkabilir. Bu durumda alt tarafta izleyeceğimiz destekler; 1.3410, 1.3370 ve 1.3335 seviyelerinde bulunmakta. Diğer tarafta yükselin trendin devamında 1.3615 direncinin kırılmasıyla birlikte ise 1.3660, 1.3690 ve 1.3730 direnç seviyeleri takip edilebilir.
BRENT PETROL
2014 yılından bu yana olan fiyatlama rekorlarının sürekli yenilendiği bir haftayı geride bıraktık. Bilindiği üzere bir süredir ABD’nin, İran nükleer anlaşmasından çıkışıyla petrol arzında oluşabilecek düşüş beklentisi fiyatlara yansımaktaydı. Nitekim hafta içinde açıklama yapan ABD Hazine Bakanlığı, İran’a yeni yaptırımları duyururken; aralarında İran Merkez Bankası Başkanı Valiullah Seyf’in de bulunduğu 6 kişiyi kara listeye ekledi. Bu gelişme 5 Kasım’da başlaması beklenen kararların etkilerini şimdiden hissetmemize neden oldu diyebiliriz. İran merkezli yatırımları olan şirketlerin ise durum değerlendirmesi yaptıkları görüldü. Buna ilişkin Fransız Petrol Devi Total’in İran Güney’inde yürüttüğü 4.2 Milyar Euro’luk Pars projesinden çekilmesini gözlemledik. İran petrolünün büyük kısmının pompalandığı AB cephesinden ise Tahran yönetiminin arkasında oldukları görüşleri paylaşıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmunuel Macron; şirketlerin İran ile ticaret yapıp yapmama konusunda özgür olmalarını ve AB’nin İran’da faaliyet gösteren şirketlerinin varlığını garantiye alacakları konusunda anlaştıklarını belirtti. Olumlu bir haber gözüksede Tahran yönetiminin en büyük petrol müşterisi olarak bilinen Çin’in, İran yaptırımları konusunda ne adım atacağı önümüzdeki günlerde önemle takip edilecektir. Öte yandan hafta başında OPEC aylık raporları paylaşıldı. Nisan ayında global petrol üretiminin 120 bin varil\gün olarak arttığı bildirildi. En çok üretim artışını Suudi Arabistan kaydederken, en büyük azalış ise Venezuela olarak kayda geçti. Büyük bir ekonomik krizle boğuşan ülkede petrol üretimi yarı yarıya azaldı. Hem OPEC Başkanı hem de Birleşik Arap Emirlerlikleri Enerji Bakanı olan Suhail bin Muhammed el Mazrui ise yaptığı açıklamada, ABD’nin İran yaptırımlarına tekrardan başlayacağını işaret ederek, “Yaptırımlar arzı etkilemeyecek. Bu konuda herhangi bir endişeniz olmasın” diyerek ilerleyen dönemde İran kaynaklı üretim sıkıntılarının telafisi olabileceğini belirtti. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ise yüksek maliyetlerin petrol talebini baskılayabileceğini söyleyerek, 2018 büyüme tahminini aşağı yönlü revize etti. Yayınladığı aylık raporunda, 2018 yılı için petrol büyüme tahminini 1,5 milyon varil/günden 1,4 milyon varil/güne indirdi. Verilere bakıldığında ise haftalık Ham Petrol Stoklarının 1 milyon 404 bin varil eksi verdiğini gördük. 6 haftadır üst üse artan Baker Hughes Sondaj Kuyusu sayısı ise bu hafta aynı kalarak 844 olarak açıklandı. Teknik olarak baktığımızda ise yukarı yönlü kanal hareketinin devam ettiği görülmekte. Alıcılı seyrin devamında 79.20-79.80-80.20 izlenebilir. Ayrıca en son 2014 sonlarında gördüğümüz 80.50 zirvesi oluşacak ataklarda yeniden test edilebilir ve yeni rekor seviyeler görülebilir. Gelen haberlerle birlikte gerçekleşecek satıcılı senaryoda ise sırası ile 78.30, 77.35 ve 76.50 destekleri takip edilecektir.
ONS ALTIN
Güçlenen Dolar Endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin 3.12’yi görmesiyle güçsüzleşen altın haftayı negatif fiyatlama ile kapattı. Dolar’a karşı kırılganlığı yüksek olan sarı metalin bu haftaki hareketi bu düşünceyi destekler nitelikteydi. Bunun yanında ABD 10 Yıllık tahvil faizleri ile arasındaki kolerasyon neticesinde 5 aydır görülmeyen 1285 seviyesinin test edildiğine şahit olundu. Hafta içinde yaşanılan jeopolitik kaynaklı olumsuzluklar her ne kadar altını yukarı yönlü baskılasa da, kendisini bir sonraki seviyeye taşıyabilecek teknik momentumun sağlanamadığı görüldü. Haber akışlarında ise bir süredir gündemimizde olan İran yaptırım kararlarını takip ettik. Hatırlanacağı gibi ABD Hazine Bakanlığı’ndan açıklanan yaptırım takvimi 5 Kasım’ı işaret etmekteydi. Bu tarihte bir şokla karşılaşmak istemeyen AB merkezli şirketler ise kendileri için önlem almaya başlayarak İran’dan çıkma konusunu ele aldılar. İran nükleer anlaşmasına destek veren Avrupa Birliği üye ülkeleri ise hafta içinde toplantı yaparak, ortak bir bildiri ile İran anlaşmasının arkasında olduklarını deklare ettiler. ABD tarafından gelecek açıklama merakla beklenirken, bir gün sonra Başkan Trump ise AB’nin bu tutumunu sert bir dille eleştirmiş ve onları “şımarık” olarak değerlendirmişti. NATO askeri harcamaları konusundan da ülkeleri vuran Trump, Rusya ile Almanya arasında gerçekleşebilecek gaz anlaşması içinde sert eleştirilerde bulunmuştu. Bir süredir dış ilişkileri sorgulanan ABD için ise yaşanan olumsuzluklar bununla da sınırlı kalmadı. Kuzey Kore yaptığı açıklama ile Güney Kore ve ABD arasında yapılan ortak askeri harekatı bahane ederek Güney Kore ile olan temaslarını askıya aldı. Washington yönetiminin bu tutumuna devam etmesi neticesinde ise Başkan Trump ile yapılacak olan görüşmeyi tekrardan değerlendirecekleri ancak şuan için programda herhangi bir değişiklik olmadığını belirttiler. Asya tarafındaki bir diğer önemli gelişme ise hepimiz bildiği ABD ve Çin arasındaki ticari savaşlardı. Görüşmelerin ikinci ayağının gerçekleştiği Washington’dan haber akışları gündemimizde yer edindi. İlk günlerde ABD tarafından olumsuz bir tablo çizilse de şuan için ortak bir mutabakata varıldığı bilgisi kamaoyuna sunuldu. Uygulanan yeni gümrük tarifelerinin bir süre için askıya alınacağı, detayları paylaşılmayan anlaşma ile beraber bu sorunun bertaraf edileceği açıklandı. ABD’nin İsrail konsolosluğunu Kudüs’e taşıması kararı sonrası çıkan çatışmalar, Arap yarımadasındaki bir süredir devam eden karmaşa ile birlikte artan jeopolitk risk artışı, güvenli liman olarak görünen altında bu hafta istenilen etkiyi yapamasa da gevşeyebilecek tahvil faizi getirisi ile etkisini bu hafta arttırabilir. Teknik olarak baktığımızda ise emtianın hafta başından beri 1296 – 1286 bandığı aralığında hareket ettiğini görmekteyiz. Uzun bir süredir altında kapanış görmediğimiz 1285 noktası altında kalıcılık altında satışları derinleştirebilir. Olası satış işlemlerinin devamında 1285, 1277 ve 1273 destekleri izlenebilir. Yukarı yönlü ataklarda ise 1292, 1296 ve 1300 seviyeleri karşımıza çıkmakta.
