Piyasalarda, Jackson Hole Toplantıları Takip Edilecek!
Geçtiğimiz haftanın ilk işlem gününde, TL kurlarında yüzde 7’nin üzerinde yukarı yönlü gapli açılış gözlemledik. Önceki hafta sonunda özellikle bankalar üzerinden ortaya atılan iddialar yukarı yönlü açılışta rol oynarken; Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamaları ve BDDK’nın swap hamlesinin açılışı sınırladığını söyleyebiliriz. Yine, TCMB’nin sabah saatlerinde bankalara likidite sağlamaya yönelik açıklamaları ve zorunlu karşılıkları düşürmesi de TL lehine fiyatlamaları beraberinde getirdi. Ancak, tüm bu gelişmelere karşın; Türkiye’nin CDS primlerinde ve tahvil faizlerinde gün içerisinde yaşanan yükselişler TL’yi yeniden baskılamaya başladı ve kurlarda yeni rekorlar kırıldı. Akşam saatlerinde F35’lerin Türkiye’ye tesliminin askıya alınmasına neden olacak Bütçe yasası ABD Başkanı Donald Trump tarafından onaylanırken, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Serdar Kılıç arasında yapılan görüşme ise ikili ilişkilerin devamı açısından önemliydi. TCMB Salı günü ise flaş bir kararla; TL karşılığı Döviz Depo ihalesinde TL faizini yüzde 17.75’den yüzde 19.25’e çıkartırken, bu hamle sonrası kurlarda aşağı yönlü sert hareketler görüldü. Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın; uluslararası yatırımcılara yönelik olarak Perşembe günü telekonferans yapacağının açıklanması ve bankacılık sektörüne yönelik kaygıların yersiz olduğuna dair yurt içi ve uluslararası kurumlardan gelen açıklamalar da; BDDK’nın banka sermaye yeterlilik rasyolarında uygulamaya koyduğu esneklikle birlikte TL lehine işlemleri destekleyen diğer unsurlardı. BDDK’nın, hafta başında yurt içi bankaların TL verip Döviz aldıkları swap işlemlerini özkaynaklarının yüzde 50’si oranında sınırlandırmasını Çarşamba sabahı yüzde 25’e revize etmesi ise yeniden TL lehine işlemlere neden oldu. Ancak, swap kararı ile sıkışan yabancı yatırımcının özellikle 2 yıllık tahvilde satışa geçmesi ile yüzde 28.29 seviyesine çıkan faiz rekor tazeledi. Bu ise ileriye dönük görünümde riskleri artıran bir gelişmeydi. ABD ile Türkiye arasındaki yaptırım krizi açısından merakla beklenen; Papaz Brunson’un tutukluluk haline Avukatı tarafından yapılan itiraz bir kez daha reddedilirken, Türkiye tarafından bazı ABD mallarına uygulanan ithalat vergilerinin artırılması ise ikili ilişkiler açısından kritikti. Keza, akşam saatlerinde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Beyaz Saray yetkililerinden Türkiye’ye yönelik ithalat vergilerinin kalkmayacağının, fakat diplomatik yaptırımların kalkmasının ise Papaz Brunson’un serbest bırakılması halinde mümkün olacağının belirtildiği de görüldü. Haftanın kalanında ABD Başkanı Donald Trump ve Hazine Bakanı Steven Mnuchin de Brunson’un serbest kalmaması halinde Türkiye’ye yeni yaptırımlar getirileceğini söyleyerek tehditkâr açıklamalarda bulundular. Cuma günü ise seans bitimine doğru S&P, Türkiye'nin kredi notunu "BB-"den "B+"ya düşürürken, ekonomik takvimde yer almayan Moody’s kararı ise S&P ile paralel açıklanarak, Türkiye’nin kredi notunu "Ba2"den "Ba3"e düşürdü ve not görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirdi. Geçtiğimiz hafta, yurt dışı tarafta da Türkiye konusu gündemdeki sıcaklığını korurken; İran Nükleer Anlaşması ve Ticaret Savaşları gibi küresel meseleler de tartışılmaya devam etti. Çin Yuanı’ndaki değer kayıplarının devam etmesi; Ons Altın’da 2017 Mart ayından bu yana ilk kez 1200 seviyesi altında fiyatlamaya neden olurken, Euro ve Pound gibi majör para birimlerinde ise toparlanma girişimlerine rağmen lokal risklerin de varlığıyla satış baskısının devamı görüldü. Zira, Euro Bölgesi’nde; İtalya ve İspanya gibi ekonomik anlamda sıkıntı yaşayan ülkelerin birlik bütçesine yapacakları katkı soru işaretlerine neden olurken, Türkiye’deki Avrupalı bankaların durumuna dair spekülasyonlar da hareketleri destekledi. İngiltere tarafında da verilerden daha çok gündemde yine “Anlaşmasız Brexit” senaryoları hafta boyunca tartışıldı. Yurtdışı tarafta ayrıca, TL üzerinden başlayan “bulaşıcılık riski” ve Çin ekonomisinin zayıflayacağına yönelik kaygılar ile Yuan’da görülen değersizleşme ile gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde derinleşen değer kayıpları da ileriye dönük küresel riskler açısından dikkat çekti. Perşembe sabaha karşı Çin tarafından gelen ABD ile ticari müzakerelerin yeniden başlayacağı yönündeki haberler ise Yuan’da nefes alınmasını sağladığı gibi, kurun baskıladığı; Ons Altın, Gümüş, Bakır ve Petrol gibi ürünlerde de toparlanma girişimlerine neden oldu. Bu hafta yurt içi tarafta Bayram nedeniyle önemli bir ekonomik veri açıklanmayacak. Gözler ise başta ABD ile yaşanan yaptırım krizi olmak üzere önemli haber akışlarında olacak. Yurt dışı tarafta gelişmekte olan ülkelerin durumu yine incelenecekken, 23-25 Ağustos tarihlerinde ABD’nin Jackson Hole kasabasında yapılacak olan “Global Merkez Bankaları Konferansı'nda majör merkez bankası (FED, ECB, BOE, BOJ) başkanlarının yapacakları açıklamalar kritik olacak. ABD’den; Dayanıklı Mal Siparişleri ve İkinci El Konut Satışları, Euro Bölgesi’nden; Almanya büyüme rakamları ve ECB toplantı tutanakları, Japonya’dan; TÜFE ve İngiltere’den; enflasyon raporu gibi önemli dataların açıklanacağı haftada ayrıca, Ticaret Savaşları ve İran Nükleer Anlaşması gibi küresel öneme sahip gelişmeler izlenecek.
Geçtiğimiz hafta Türkiye ekonomisine ilişkin yaşanan gelişmeler gündemde en üst sıralarda yer aldı. Özellikle hafta başına doğru TL’de yaşanan sert kayıplar, Avrupa Merkez Bankası’nın önümüzdeki yıl faiz artırma planlarına etkide bulunacağına yönelik endişeleri ve krizin Euro bölgesi ekonomisine sıçrayacağına yönelik kaygıları beraberinde getirmiş Euro varlıkları üzerinde baskı oluşturmuştu. Ancak daha sonrasında TL gibi gelişmekte olan ülke para birimlerinde yaşanan toparlanma hareketleri Euro üzerindeki baskıyı bir miktar da olsa hafifletti. Ancak bölge de hala daha Türkiye’deki krizin bulaşıcı olabileceğine ilişkin tartışmalar devam etmekte. Bu yüzden konuyla ilgili yaşanacak gelişmeler ve gelecek açıklamalar bu haftada ana gündem maddemiz olmaya devam edecek. Dolar tarafında ise haftanın son günlerine doğru gerek gelişmekte olan piyasalarda yaşanan gelişmeler gerekse artan ticaret savaşları ile birlikte güvenli liman algısı ile yükselişine devam ederken hafta kapanışına doğru Çin Ticaret Bakan Yardımcısının, ticari sorunları görüşmek için ABD’ye gideceğine ilişkin haberler sonrası tekrardan artan risk iştahı parite tarafında yukarı yönlü ataklara neden oldu. Bu haftada ticaret savaşlarına ilişkin yaşanacak gelişmeler takibimizde olacak. FOMC ve Avrupa Merkez Bankası toplantı tutanaklarının açıklanacağı haftanın ekonomik takvimde ABD’den Mevcut Ev Satışları, İşsizlik Başvuruları, Dayanıklı Mal Siparişleri, Almanya’dan büyüme, GFK Tüketici Güven Endeksi, ÜFE rakamları izlenecek. Ayrıca iki bölgeden gelecek PMI rakamlarını yanı sıra FED Başkanı Jerome Powell’ın, 24 Ağustos'ta, ABD'nin Jackson Hole kentinde yapılacak global merkez bankaları yıllık konferansında yapacağı konuşma takip edilecek. Teknik olarak kritik 1.1335 seviyesinden destek alarak toparlanma içerisinde olan parite için yukarı tarafta 1.1430 seviyesi kritik olabilir. Buranın kalıcılıkla geçilmesi halinde ilk etapta 1.1445, 1.1470 ve 1.1486 dirençleri önemli olabilir. 1.1335 ana desteğinin kırılmasıyla birlikte USD lehine işlemler derinleşebilir. Ancak öncesinde 1.1375 ve 1.1350 ara destekleri takip edilebilir.
Kurda geçtiğimiz hafta başında görülen yukarı yönlü gapli açılış sonrası; BDDK’nın yurt içi bankalara swap sınırlamasının yanı sıra, TCMB’nin banka zorunlu karşılıklarını indirmesi ve bankalara ihtiyaçları halinde likidite desteğini sağlayacağını açıklaması ile sabah saatlerinde 6.42 seviyelerine kadar inildi. Oynaklığın gün boyunca devam ettiği kurda; ilerleyen saatlerde 10 yıllık tahvil faizlerinde rekorlar kırıldığı ve 5 Yıllık Kredi Risk Swapının(CDS) 561 seviyesinin üzerine çıktığı görüldü. Yatırımcıların devam eden endişeleri ile CDS ve tahvil tarafında görülen bu yükselişler kurda da yeni rekorların kırılmasına olanak sağladı. Salı günü ise; TCMB’den yeni bir hamle geldi ve “TL Depoları Karşılığı Döviz Depoları İhalesi”nde kullanılan faiz oranı yüzde 17.75’den yüzde 19.25’e çıkartıldı. Bankanın politika faizi yerine koridorun üst bandı olan gecelik borç verme faizi(marjinal fonlama)’nden ihaleye girmek istemesi TL’yi cazip kılmak için örtülü bir faiz artırımı olarak algılanırken, kur tarafında doğal olarak TL lehine fiyatlamalarla karşılık buldu. Ayrıca, Barclays’den yapılan açıklamada: Türkiye’deki bankaların şuan için bir risk içermediğinin açıklanması ve BDDK’nın; bankalardaki menkul kıymet değer kayıplarının sermaye yeterlilik rasyosundaki hesaplamasını geçici olarak durdurması yönündeki adımı da TL açısından rahatlatıcı bir faktördü. Öte yandan gün içi dalgalanmalara rağmen CDS ve tahvil faizlerinde görülen keskin düşüşler de kur tarafındaki olumlu seyri destekledi ve düşüşler başladı. Çarşamba günü BDDK’dan ikinci bir swap hamlesi geldi ve kurum; hafta başında banka özkaynaklarının yüzde 50’sine kadar izin verdiği döviz swapı işlemlerinde üst sınırı yüzde 25’e çekti. Haftanın kalanında BDDK’nın bu kararının etkileri bariz bir şekilde kur tarafında görülürken, 5.70 seviyesinin altı test edildi. Önceki haftalarda baskı unsuru olan Papaz Brunson krizi konusunda ABD’li yetkililerin verdikleri gözdağları ise kurda zaman zaman yukarı yönlü ataklara neden olurken, haftanın son işlem gününde merakla beklenen S&P’nin, Türkiye kredi notu ve görünüm derecelendirmesi takip edildi. S&P, Türkiye'nin kredi notunu "BB-"den "B+"ya düşürürken, ekonomik takvimde yer almayan Moody’s ise, Türkiye’nin kredi notunu "Ba2"den "Ba3"e düşürdü ve not görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirdi. Bu hafta, Kurban Bayramı nedeniyle yurt içi tarafta önemli bir ekonomik veri açıklanmayacak. Ancak yine; ABD ve Türkiye ilişkileri başta olmak üzere önemli gelişmeler ve hükümet yetkililerinden gelebilecek olası açıklamalar kur açısından takip edilecek. Ayrıca, BDDK, SPK ve TCMB gibi kurumların olası ekstra hamleleri ve uluslararası kurumlardan gelebilecek açıklamalar da izlenecek. ABD tarafında bazı önemli ekonomik veriler açıklanacakken, FED Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole toplantıları kapsamında Cuma günü yapacağı açıklamalar ise oynaklığı artırabilir. Teknik olarak bakıldığında; 13 günlük hareketli ortalama seviyesine kadar çekildikten sonra yukarı yönlü tepki alan kur için şuan için 6.10 seviyesi üzerinde dalgalanmakta. 6.00 seviyesi üzerinde kalıcılığın devamı halinde alım ağırlıklı işlemlerin ivme kazanması mümkün olabilir. 6.00 seviyesi altına geri çekilmelerde ise 5.92, 5.85 ve 5.70 destek noktaları takibe alınabilir.
Geçtiğimiz hafta İngiltere tarafında önemli veriler takip edilirken İşsizlik Oranı verisi yüzde 4.0 ile son 43 yılın en iyi verisi olarak kayıtlara geçti. Ayrıca enflasyon ve Perakende Satışları rakamları da genel olarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ancak ülkeden gelen veriler her ne kadar olumlu olarak gerçekleşse de “Anlaşmasız Brexit” senaryolarına ilişkin yaşanan tartışmalar Sterlin’in yukarı yönlü ataklarını sınırladı. Özellikle geçtiğimiz haftalarda ülkenin Ticaret Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı’nın, anlaşmasız bir Brexit olasılığının daha yüksek olduğuna yönelik gelen açıklamalar sonrası piyasa tarafında endişelerin arttığı görülmüştü. Son olarak Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt: “Avrupa Komisyonu’nun, Brexit konusundaki tutumunda değişikliğe ihtiyacı olduğunu belirtirken, bir Brexit anlaşmasının olmamasına yönelik risklerin arttığını” söyledi. Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch ise; Brexit anlaşmasının olmaması durumunda ticaret ve ekonomik aktivitenin bozulacağını vurgularken, anlaşmasız bir Brexit senaryosu ihtimalinin kayda değer bir şekilde çok yüksek olduğunu belirtti. ABD tarafında ise başta ticaret savaşları olmak üzere Başkan Donald Trump eksenli gelişmeler takip ediliyor. Özellikle hafta başlarında küresel olarak artan gerginlikler ile birlikte güvenli liman algısı olarak çalışan Dolar varlıkları, hafta kapanışına doğru ABD ile Çin’in Ağustos ayı sonlarına doğru tekrardan ticaret gerilimleri üzerine müzakere edecekleri yönünde çıkan haberler sonrası baskılandı. Bu haftada yine Brexit ve ticaret savaşları gibi küresel öneme sahip haber akışları izlenmeye devam edilecek. Ayrıca Jackson Hole kentinde yapılacak global merkez bankaları yıllık konferansı ve FOMC toplantı tutanaklarının yanı sıra iki ülkeden gelecek veri akışları takip edilecek. Teknik olarak 1.2780 direncinin geçilmesi halinde Sterlin lehine hareketlerde artış görülebilir. Aşağı tarafta ise 1.2680 destek seviyesi altında kalıcılıklar satış yönlü işlemleri artırabilir. Bu durumda ise ilk etapta 1.2650, 1.2625 ve 1.2595 ara destekleri takip edilebilir.
Brent Petrol’de geçtiğimiz hafta sonuna doğru görülen yukarı yönlü hareketler, emtianın haftayı satıcılı kapamasına engel olamadı. Ticaret savaşlarının küresel ekonomi üzerinde yarattığı baskılar ve Türkiye ile başlayan karamsar tablo gelişmekte olan diğer ülkelere de sıçrarken, Petrol gibi ticareti Dolar üzerinden yapılan emtialar ülke para birimlerine göre pahalı hale getirdi. Küresel Petrol talebinde yaşanabilecek talep azalışı beklentileri ise hafta başında fiyatlamaları aşağı yönlü baskılayarak satıcılı seyri üçüncü haftasına taşıdı. Ancak ABD ve Çin arasında yeni bir müzakerenin olacağı haberleri fiyatlamanın yönünü değiştirirken, Perşembe gününden itibaren emtia da yukarı yönlü hareketlerin kapısını açtı. Hafta içerisinde ise Irak ve Suudi Arabistan’ın arkasından İran’da emtia piyasasındaki talepleri değerlendirerek Petrol fiyatlarında indirim uygulayacağını açıkladı. ABD yaptırımları sebebi gerileyen Tahran Petrol ihracatı bu kararla canlandırılmaya çalışılsa da, yaptırımlardan çekinen Hindistan, İran Ham ithalatlarını yarı yarıya azaltma kararı aldı. Veri tarafına baktığımızda ise Amerikan Petrol Enstitüsü (API) Haftalık Ham Petrol Stokları 3 Milyon 660 Bin varil artış gerçekleştirirken, Enerji Bilgi İdaresi (EIA) Haftalık Ham Petrol Stokları da 6 Milyon 805 Bin varil fazlalık verdi. ABD Cushing Oklahoma Ham Petrol Stokları ise 1 Milyon 643 Bin varil ile 12 hafta sonunda ilk defa pozitif yönde açıklandı. Stok verilerinde görülen artış miktarları ise hafta içersin de oluşan fiyatlamaları destekledi. ABD Haftalık Üretim datası ise 100 Bin varil yükselişle günlük 10 Milyon 900 Bin varil seviyesine revize edilirken, haftanın son işlem günü paylaşılan Baker Hughes Sondaj Kuyu sayısı ise geçtiğimiz hafta ile aynı kalarak 869 olan rakamını korudu. Bu haftada ise başta İran nükleer anlaşması olmak üzere, önemli petrol üretici ülkelerden gelebilecek haber akışları takip edilecektir. Ayrıca her hafta olduğu gibi, Haftalık Ham Petrol Stokları, Üretim Dataları ve Sondaj Kuyu Sayı dataları gündemimizde yer alacaktır. Teknik olarak baktığımızda ise; 71.50 destek seviyesi üzerinde yer alan emtia da satıcılı seyrin devamında 70.95, 70.30 ve 69.90 destekleri izlenebilir. Yukarı yönlü ataklarda ise 72.00, 72.75 ve 73.20 dirençleri bulunmaktadır.
Ons Altın’da üst üste altıncı haftayı da satıcılı kapadık. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının etkileri Çin ekonomisinde tahribata yol açacağı beklentilerini doğururken, Ons Altın’la aralarında korelasyon gördüğümüz Yuan üzerindeki baskıları arttırdı. Ayrıca gelişmekte olan ülke ekonomilerinde görülen negatif görünüm Dolar endeksini güçlü tutarken, Yuan dışında değerli metaldeki satış yönlü işlemlerin bir diğer destekçisi oldu. Ancak hafta sonuna doğru, Çin Ticaret Bakanlığı’nın ABD’nin daveti üzerine Washinton’a gideceği haberleri ticaret savaşlarındaki tansiyonun azalabileceği beklentileri ile birlikte, emtia da alıcılı hareketlerin başlatarak yıllık dip seviyesinden bir geri dönüş yaşattı. Öte yandan hafta içinde gelen datalarda ise G.Afrika’da Altın üretimi Haziran ayında yüzde 19.2 oranında azalırken, dünyanın en büyük metal tüketicisi olan Çin’den gelen son rakamlar emtia alımlarının ciddi bir oranda arttığına işaret etmekte. Çin’in ikinci çeyrekteki Altın talebi geçtiğimiz yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7 artışla 214.4 ton oldu. Diğer büyük tüketicilerden olan Hindistan’da ise durum Çin kadar parlak olmasa da Temmuz ayında yüzde 8 azalan talep, ortalamaya bakıldığında ise geçtiğimiz yıl ile paralel seyretmekte. Bir süredir sürüncemede olan NAFTA görüşmeleri ise, Meksika ve ABD arasında devam ederken, üçlü anlaşmadaki Kanada’nın durumu ise halen soru işareti olarak kalmakta. Meksika Hazine Bakanlığından gelen olumsuz yorumlar, ABD Başkanı Donald Trump tarafından bir reste maruz kalırken, Başkan Trump: doğru anlaşmanın yapılamaması durumunda daha iyi alternatiflere yönelebileceklerini açıkladı. ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer da önümüzdeki günlerde NAFTA anlaşması dahilinde yeniden bir hamlenin gelebileceğini işaret etti. Bu hafta ise başta ticaret savaşları ve İran nükleer anlaşması olmak üzere küresel taraftan gelebilecek haber akışlarını takip edeceğiz. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin durumları da; ABD’den gelecek ekonomik veriler ve tahvil getirileri ile birlikte önemli olacaktır. Ayrıca FED Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole toplantıları kapsamında Cuma günü yapacağı açıklamalar ise oynaklığı artırabilir. Teknik olarak baktığımızda ise; 1180 destek seviyesi üzerinde yer alan emtia da yukarı yönlü atakların devamında 1188, 1197 ve 1205 dirençleri hedeflenebilir. Olası geri çekilişlerde ise 1180, 1176 ve 1170 destekleri bulunmaktadır.
