TCMB Faiz Artışında Hız Kesmedi, Gözler Bu Hafta FED’de Olacak!
Yurtiçi tarafta geçtiğimiz haftaya Mayıs ayı enflasyon verileri ile başladık. Manşet olarak bilinen ve bu yüzden önemsenen TÜFE oranları aylık bazda yüzde 1.62, senelik bazda yüzde 12.15’lik gerçekleşmeye işaret ederken, gelen veriler negatif olmasına rağmen; TCMB’nin ek sıkılaştırma yapacağına yönelik beklentiler TL lehine geçici hareketlere neden oldu. Ancak, bazı uluslararası kurumların Türkiye’nin 2018 yıl sonu enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etmeleri göze çarptı. Perşembe günü açıklanan TCMB kararlarında ise ana fonlama faizi olarak kullanılan 1 Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı(Politika Faizi) 125 baz puan artışla yüzde 16.50’den yüzde 17.75’e yükseltildi. Böylece Gecelik Borç Alma Faiz Oranı yüzde 15.00’den yüzde 16.25’e, Gecelik Borç Verme Faiz Oranı(Marjinal Fonlama) yüzde 18.00’den yüzde 19.25’e, Geç Likidite Penceresi(LON) Borç Verme Faiz Oranı ise yüzde 19.50’den yüzde 20.75’e çekildi. Kararlar sonrası kurlarda TL lehine sert fiyat hareketleri görüldü. Diğer önemli gelişme olarak ABD Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo ile Mevlüt Çavuşoğlu arasında gerçekleştirilen toplantı sonrası Suriye ve Irak’a yönelik yeni askeri operasyonların yapılacağının açıklanmasıydı. Euro Bölgesi’nde, ABD’nin ek gümrük vergilerinin Dünya Ticaret Örgütü nezdinde tartışmaya açıldıktan sonra Temmuz ayından itibaren yeni tedbirler alınacağı belirtildi. Bir süre negatif fiyatlamalara neden olan İtalya hükümeti’nin kurulması sonrası parlamentoda güven oylaması alırken, hükümetin ortak Başbakanı Giuesppe Conte yaptığı açıklamalarda: Koalisyon ortaklarının popülist ve anti-sistemci olmakla suçlanmasına karşın ülkelerinin çıkarları için çalıştıklarını ve İtalya’nın çıkarlarının Avrupa ile uyumlu olduğunu dile getirdi. ECB üyelerinin tahvil alım programının 2018 yılı sonunda bitirilmesi konusundaki söylemleri ise bir konsensüs oluştuğu şeklinde yorumlar ile Euro varlıklarını destekledi. ABD tarafında ticaret savaşları konusunda; hafta başında Ticaret Bakanı Willbur Ross önderliğinde Çin’de gerçekleştirilen toplantılar sonrası Çin’in önemli şirketlerinden ZTE’nin, ABD’ye 1 Milyar 700 Milyon Dolar’lık bir damping cezasını ödemeyi kabul ettiği gelen haberler arasındaydı. Meksika tarafının ABD’ye karşı gümrük tarifeleri uygulamaya başlayacağı bildirilirken, Beyaz Saray Ekonomi Baş Danışmanı Larry Kudlow: Başkan Trump’ın NAFTA anlaşması için Meksika ve Kanada ile ayrı ayrı görüşmek istediğini dile getirerek bölgedeki yeni bir krizin kapısını araladı. Açıklamalar sonrası Meksika Pesosu ve Kanada Doları’nda volatil hareketler göze çarptı. Öte yandan, Başkan Trump; sosyal medya üzerinden değindiği 12 Haziran Kuzey Kore zirvesinin ise büyük bir şeyin başlangıcı olabileceğini umduğunu söyledi. Yine, ABD’nin; başta Suudi Arabistan olmak üzere OPEC üyelerinden üretimi artırmalarını talep ettiğine yönelik gelen haberler ise petrol fiyatlarında dalgalanmalara neden oldu.
Bu hafta Dünya’nın en önemli iki Merkez Bankasının toplantı sonuçlarını takip edeceğiz. 12-13 Haziran tarihlerinde yapılacak olan FED/FOMC toplantılarının sonucu 13 Haziran akşamı belli olacakken, sene boyunca yapılması düşünülen faiz artırım sayılarını yansıtan “dot plot” ve diğer projeksiyonlar önemli olacak. 14 Haziran günü yapılacak olan ECB toplantısından çıkacak kararlar ise Euro varlıkları açısından oldukça kritik olacak. Burada da tahvil alım programının ne zaman bitirilebileceğine dair ipuçları ve bankanın yeni projeksiyonları takip edilecek. Yurt İçi tarafta siyasi ve jeopolitik gelişmelerin yanı sıra Cari İşlemler Dengesi ve 1.Çeyrek Büyüme Oranları önem arz edecek. ABD’de FED toplantıları öncesi gelecek olan TÜFE verileri toplantıya yönelik beklentilere etkisi açısından volatil hareketlere neden olabilir. İngiltere ve Euro Bölgesi’nde de manşet enflasyon rakamları takip edilecekken, başta ticaret savaşları konusu olmak üzere önemli haber akışları da piyasada dikkatle izlenecek.
USDTRY
Yurtiçi tarafta geçtiğimiz hafta, Mayıs ayı enflasyon verileri takip edildi. Manşet(TÜFE) veri aylık bazda 1.62 oranında artış gösterirken, senelik gerçekleşme yüzde 12.15 ile son 6 ayın en yüksek seviyesine çıktı. TCMB’nin uzun süredir takip ettiği Çekirdek TÜFE yüzde 12.64 ile rekor kırarken, ileriye dönük TÜFE artışlarına sebep olabilecek Yİ-ÜFE(Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) de aylık yüzde 3.79 artışın etkisiyle senelik bazda yüzde 20.16 seviyesine yükseldi. Böylece, Yİ-ÜFE’deki artışlar; aylık bazda son 16 ayın, senelik bazda ise 2003 Ağustos’tan bu yana en yüksek seviyeyi işaret etti. Gelen kötü verilere karşın TL varlıklarında; TCMB’nin Perşembe günü faizlerde artırım yapabileceği yönündeki beklentiler nedeniyle geçici pozitif hareketler göze çarptı. Ancak, uluslararası kurumların enflasyon beklentilerini yukarı yönlü revize etmeleri ile tahvil faizlerinde tüm zamanların rekor seviyeleri test edildi. Perşembe günü geldiğinde takip ettiğimiz TCMB kararlarında; Politika Faizi yüzde 16.50’den yüzde 17.75’e yükseltildi. 28 Mayıs’ta açıklanan yeni formüle göre Gecelik Borç Alma ve Borç Verme Faizleri de politika faizine göre -/+ 150 baz puan oranla artırılırken, Geç Likidite Penceresi Penceresi Borç Verme Faiz Oranı da böylece yüzde 20.75’e yükseltilmiş oldu. Kararlar sonrası doğal olarak kur tarafında TL lehine sert fiyatlamalar görüldü. Bankanın açıkladığı karar metnindeki enflasyon hedefi için sıkı duruşun devam edeceği ve ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceği yönündeki ifadelerin korunması dikkat çekti. Bu hafta, Türkiye’den Cari İşlemler Dengesi ve Büyüme Oranları takip edilecek. ABD’de TÜFE rakamları ve FED/FOMC kararları ise volatil hareketleri artırabilecek öneme sahip. Teknik olarak ise; 4.4545 destek noktasını test eden kur için buranın da altına inilmesi halinde 4.4270, 4.4060 ve 4.3820 destek seviyeleri takip edilebilir. Şuan için 4.4650 seviyesinin üzerinde fiyatlanan kur için olası toparlanma hareketlerinde ise 4.4870, 4.4925 ve 4.5130 direnç seviyeleri yeniden izlemeye alınabilir.
EURUSD
Geçtiğimiz hafta Avrupa Merkez Bankası yetkililerinden gelen açıklamalar gündemde en üst sıralarda yer aldı. Açıklamalara baktığımızda ECB Yönetim Konseyi üyesi Peter Praet, varlık alımlarının 2018 yılı sonunda bitirilip bitirilmeyeceği konusunda önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek olan ECB toplantısında netleştirebileceklerini dile getirirken, diğer Yönetim Konseyi Üyesi Klaas Knot ise varlık alım programının bir an önce bitirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca Almanya Merkez Bankası Başkanı ve ECB üyesi olan Jens Weidmann da programın bitirilmesi konusunda pozitif yorumlarda bulundu. Gelen bu açıklamalar sonrası piyasa tarafında, Bankanın önümüzdeki toplantıda varlık alım programına ilişkin önemli adım atabileceğine yönelik beklentiler oluşurken Euro varlıkları üzerinde de pozitif fiyatlamalara neden oldu. Diğer taraftan; İtalya’da yeni hükümetin göreve başlamasının yanı sıra İspanya’da Sosyalist Pedro Sanchez Başbakanlığında kurulması beklenen yeni hükümete aşırı solcu Pomedos partisinin alınmayacağının açıklanması da pozitif fiyatlamaların diğer sebebi olarak görüldü. Geçtiğimiz haftanın son günlerine doğru ise İtalyan tahvil getirilerinde 5-6 yılın en yüksek seviyesi görülürken, Alman tahvillerinde de aşağı yönlü seyir nedeniyle iki ülkenin tahvil spreadinde ortaya çıkan yükseliş yeniden Euro varlıklarını baskılamaya başladı. ABD tarafında ise Başkan Donald Trump ekseninde gerek NAFTA gerekse Çin ve Avrupa ile ek gümrük tarifeleri konusunda gerginliklerin devam ettiği görülürken haftanın son gününde başlayan G-7 Liderler zirvesinde ABD ile diğer 6 ülke arasında yaşanan fikir ayrılıkları dikkat çekti. Bu hafta ise yine ticari sürtüşmelere ilişkin gelebilecek açıklamaların yanı sıra Amerika Ve Avrupa Merkez Bankası toplantıları ana gündem maddesi olarak takip edilecek. Veri akışında ise Almanya ABD ve Euro Bölgesi’nden gelecek enflasyon rakamları önemli olabilir. Teknik olarak baktığımızda 1.1850 bölgesinin çalışması ile birlikte tekrardan 1.1730 desteğine kadar geri çekilmeler görmekteyiz. Dolar lehine hareketlerin devamı için 1.1730 desteğinin kalıcılıkla geçilmesinin önemli olduğunu belirtelim. Gerçekleşmesi durumunda 1.1710, 1.1695 ve 1.1655 destek seviyeleri izlenebilir.1.1730 üzeri kalıcılıklarda ise tekrardan alış yönlü işlemler hız kazanabilir. Bu durumda ise 1.1850 direnci tekrardan ana direnç olarak takip edilecek. Ancak öncesinde 1.1810-1.1835 ara dirençleri izlenebilir.
GBPUSD
İngiltere’de geçtiğimiz hafta Brexit’e ilişkin önemli açıklamalar takip edildi. Başbakanlık Sözcüsü: Brexit anlaşmasının olmaması ihtimaline karşın önemli çalışmalar yürüttüklerini ve bu yüzden her türlü sonuca hazır olduklarını belirtti. Sözcü ayrıca: hükümetin, Avrupa Birliği ile Ekim ayında bir Brexit anlaşmasına varabilmek için çalıştığını söyledi. Avrupa Birliği Brexit Baş Müzakerecisi Michael Barnier ise İngiltere’nin, İrlanda sınırı konusunda vereceği önerinin ortak pazar ve gümrük birliği bütünlüğüne saygılı olması gerektiğini belirtti. Öte yandan ülkede son zamanlarda gelen iyi veriler, ülke ekonomisinin ilerleyen dönemde toparlanabileceğine yönelik beklentiler oluştururken bu durum Sterlin varlıkları üzerinde zaman zaman pozitif bir etki yarattı. ABD tarafında ise ülkenin; Avrupa Birliği ve birçok ülkeye uyguladığı ek gümrük vergisi muafiyetini kaldırması sonrası oluşan gerginlikler devam ederken Beyaz Saray Ekonomi Baş Danışmanı Lary Kudlow’un, Trump’ın NAFTA ve Çin konusundaki söylemleri krizin bir süre daha devam edeceğini gösterir nitelikteydi. Bu konuların, bu hafta yapılacak olan FED/FOMC toplantılarında da tartışılacağı düşünüldüğünde önemi iyice artıyor. Ayrıca bankanın ileriye dönük projeksiyonları da parite üzerinde volatilite yaratabileceğinden mutlaka takip edilmesinde fayda görmekteyiz. Cuma günü başlayan G-7 Liderler zirvesinde ise Başkan Trump ile diğer ülkeler arasında yaşanan görüş ayrılıkları dikkat çekti. Özellikle Kanada ile ABD’nin karşılıklı olarak sert ifadelere yer vermesi NAFTA görüşmelerini dikkate aldığımızda sorunun bir süre daha devam edebileceğine işaret etti. Bu haftanın veri akışında ise İngiltere ve ABD’den gelecek enflasyon rakamlarının yanı sıra İngiltere İşsizlik rakamları ve Sanayi- İmalat Üretimi fiyatlamalarda önemli olabilir. Bu kapsamda teknik olarak baktığımızda geri çekilmelerin devamında izleyeceğimiz destek seviyeleri 1.3355, 1.3325 ve 1.3300 seviyelerinde bulunmakta. Olası yukarı yönlü ataklarda ise tekrardan 1.3450 ana direnç olarak karşımıza çıkarken ara direnç olarak 1.3395 ve 1.3420 seviyeleri mutlaka izlenmelidir.
BRENT PETROL
Suudi Arabistan ve Rusya'nın İran ve Venezuela'daki potansiyel üretim düşüşlerini karşılamak için küresel arz fazlasını gidermek amacıyla uygulanan üretim kısıntılarını gevşetme teklifinin ardından düşüş yaşayan brent petrol, Cezayir ve Irak Enerji Bakanları’nın: Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyelerinin ve bazı OPEC dışı üretici ülkelerin petrol üretimini azaltma anlaşmasını bu yılın sonuna kadar uygulamakta kararlı olduğunu belirtmesinden sonra ise kayıplarını toparlayarak haftayı başladığı noktada küçük bir düşüş ile kapattı. Bir süredir fiyatlamalarda etkisi hissedilen İran yaptırımları ve OPEC önderliğinde kurulan arz kısıntısı konsorsiyumunun tavrı geçtiğimiz hafta da gündemimizde yer edinirken, İran Petrol Bakanı Bijan Zanganeh, OPEC Başkanı ve BAE Enerji Bakanı Suhail al-Mazrouei'ye bir mektup yazarak 22-23 Haziran'da Viyana'da yapılacak OPEC toplantısında, İran'a destek olunmasını istedi. Zanganeh ayrıca: yaptırımların ülkenin petrol piyasasındaki payının düşmesine yol açarsa, İran’ın normal üretim seviyesine geçerek OPEC anlaşmasından çekileceğini duyurdu. Bu açıklamadan sonra İran'ın petrol ihracatı Mayıs ayında 2,4 milyon varil/gün ile nükleer anlaşma sonrası yaptırımların kaldırıldığı 2016 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye çıktı. Öte yandan İran nükleer anlaşmasının arkasında olacaklarını her fırsatta yineleyen AB ülkeleri, geçen hafta itibari ile Almanya, Fransa ve İngiltere’nin maliye ve dışişleri bakanları tarafından imzalanan mektupta; Trump yönetiminin İran’a yönelik yaptırımlarından Avrupalı şirketleri muaf tutmasını istedi. Hatırlanacağı gibi en son Fransız petrol devi TOTAL yaptırım endişeleri ile İran’daki projesinden vazgeçmişti. Geçtiğimiz hafta İran Nükleer anlaşması ile Almanya, Fransa ve İngiltere ziyaretlerinde bulunan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun da AB ülkelerine baskısını sürdürürken, konu hakkında açıklama yapan Fransa Cumhurbaşkanı Macron önceki açıklamalarını yineleyerek “Avrupalı müttefiklerimizin de düşündüğü gibi bölgedeki balistik füze programını kontrol etmek için İran nükleer anlaşmasına bağlı kalmaya devam etmemiz gerekiyor" dedi. ABD taraflı gelen haberlerde ise Washington Hükümeti’nin, Suudi Arabistan ve diğer OPEC üreticilerinden petrol üretimini 1 milyon varil arttırmaları istediği gelen haberler arasındaydı. Ama daha önemlisi ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran Nükleer anlaşması kararından çıkmadan önce Suudi Arabistan yetkilileri ile görüşerek, petrol piyasası üzerinde arz sıkıntısının yaşanması durumunda fiyatları istikrarlı tutmasını istemesi oldu. Bilindiği üzere Başkan Trump daha önce yaptığı açıklamalarda petrol fiyatlarından yakınmış, petrolün yükselişini yapay bulmuştu. Piyasalar 22 Haziran’da başlayacak OPEC toplantısına kitlenmişken, geçen hafta açıklanan Amerikan Petrol Enstitüsü (API) Haftalık Ham Petrol Stokları 1 milyon varillik artış beklentisine karşın 2 milyon 28 bin azalış gerçekleştirdi. (EIA) Haftalık Ham Petrol Stokları ise 556 bin varillik azalış beklentisine sahipken yaklaşık 1 milyon varillik azalış gerçekleştirdi. Haftanın son işlem gününde gelen Baker Hughes Sondaj Kuyusu Sayısı ise 1 kuyuluk artışla 862 olarak açıklandı. Teknik olarak baktığımızda ise gelen açıklamalara oldukça hassas davranan emtia 78.00 – 74.00 seviyeleri arasında hareketlerine devam etmekte. Geri çekilmelerin devamında 75.75, 74.30 ve 73.50 noktaları takip edilebilir. Oluşabilecek yukarı yönlü tepki alımlarında ise 77.35, 78.25 ve 79.30 dirençleri izlenebilir.
ONS ALTIN
AB, Kanada ve Meksika’ya yönelik ABD gümrük vergilerinin 1 Haziran itibari ile yürürlüğe girmesi ve ABD – Çin arasındaki artan ticari çekişmeler güvenli liman talebini arttırarak altın fiyatlarına geçen hafta pozitif etki yarattı. Haftaya G7 üyesi ülkelerin Maliye Bakanları Toplantısı Kanada’da yapılan görüşmelerle ile başladık. Toplantıya başkanlık eden Kanada Maliye Bakanı Bill Morneau’nun açıkladığı ortak bildiride: grubun altı üyesi ile Avrupa Birliği'nin, ABD'nin yeni gümrük tarifelerine karşı birleştiği belirtildi. Daha önce ABD Başkanı Donald Trump ile yapılacak NAFTA toplantısını iptal eden Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya karşın, Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada: Başkan Trump’ın NAFTA görüşmelerinden ayrılabileceği, Meksika ve Kanada ile ayrı ayrı görüşmeler yapmak istediği açıklaması yapıldı. G7 Liderler Zirvesine odaklandığımız geçen hafta da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un şahin tonlu ifadelerinde: “Belki de Amerikan Başkanı, izole edilmeyi umursamayabilir. Eğer bu gerekiyorsa G6 olmaktan çekinmiyoruz” dedi. Bu açıklamaya cevap veren Başkan Trump’ın toplantıyı merakla beklediğini, asıl sorun çıkaranların ise ABD’nin ticari partnerleri olduğuna atıfta bulunması ise tansiyonun yükselebileceğinin işaretiydi. Cuma günü başlayan G-7 Liderler zirvesinde ise Başkan Trump ile diğer ülkeler arasında yaşanan görüş ayrılıkları dikkat çekti. Özellikle Kanada ile ABD’nin karşılıklı olarak sert ifadelere yer vermesi NAFTA görüşmelerini dikkate aldığımızda sorunun bir süre daha devam edebileceğine karşın izlenim yaratmakta. Ticari savaşların Asya tarafındaki muhatabı Çin’de ise ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un Pekin Yönetimi’ne yaptığı ziyaret konuşulmaktaydı. ABD Yönetiminden gelen açıklamalar ise Çin'in daha fazla Amerikan malı almasının yanı sıra Çin ekonomisinde yapısal değişiklikler beklenildiği üzerine oldu. Çin Ticaret Bakanlığı’ndan gelen açıklamalar ise, ABD ile ticarette sürtüşmede bir tırmanma istemediklerini ve hafta sonu tamamlanan görüşme turunda bazı spesifik ilerlemeler sağlandığını bildirdi. Çin, ABD'nin 375 milyar dolara ulaşan mal ticareti açığının azaltılması müzakerelerinde Amerikan malları ithalatını artırmaya istekli olduklarını ifade ettiklerini de belirtti. Öte yandan 12 Haziran’da gerçekleştirilecek olan Trump – Kim Jong Un zirvesine ilişkin gelen açıklamalara baktığımızda Trump’ın, şartlara göre Jong Un’u Beyaz saraya davet edebileceğini söylemesi şuan için jeopolitik risklerin azalmasına yönelik bir adım olarak algı buluyor. Hazırlıkların yapıldığı şu sıralar ana konu Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılması ve K.Kore ve G.Kore arasındaki pasif savaş tutumunun resmiyete dökülerek barış haline geçilmesi. Artan gergin söylemler ticari savaşların fitilini ateşlerken altında yukarı yönlü hareketleri desteklemekte. Ayrıca ABD taraflı gelen pozitif veriler ve bu hafta gerçekleşecek FED\FOMC toplantısına yönelik faiz artırım ihtimalide altın fiyatlarını kısmen de olsa baskılamakta. Teknik olarak baktığımızda ise 1293 – 1300 dar bandında sıkıştığını görmekteyiz. Altında ve üstünde kalıcılık sağlayamayan emtia için çift yönlü baskı mevcut. Ana yön için ise 1 aydır kırılamayan 1305 direnci ile 1286 destek bölgesinin birinin kırılmasını beklemek gerekmekte. Geri çekilmenin devamında 1297, 1292 ve 1288 destek noktalarımız olarak hedeflenebilir. Yukarı yönlü ataklarda ise 1305, 1313 ve 1320 noktaları hedeflenebilir.
