Yeni Hükümet Süreci TL Kurları Açısından Kritik Olacak!
Geçtiğimiz hafta yurt içi tarafta yerel seçimlerin erkene alınması tartışmaları ile başlarken, Salı günü gelen enflasyon verilerinin son 15 yılın en kötü rakamlarına işaret etmesi ile kurlarda TL aleyhine sert fiyat hareketleri görüldü. Gelen kötü veriler sonrası Goldman Sachs ve JP Morgan gibi bazı uluslararası kurumlardan yapılan açıklamalarda yılsonu enflasyon tahminleri yukarı yönlü revize edilirken, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk swapı(CDS) ve tahvil faizlerinde de yükselişler göze çarptı. Sonrasında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Başbakan Binali Yıldırım’ın OHAL’in kaldırılması ve TCMB’nin gerekli tedbirleri alacağı yönündeki söylemleri ile kurlar geri çekildi. Euro Bölgesi’nde haftaya Almanya İç İşleri Bakanı ve CSU(Hristiyan Sosyal Birlik) Parti Lideri Horst Seehofer’in istifa edeceği yönündeki söylemler ile başlanırken, konu Euro’da baskıya neden oldu. Akabinde koalisyon üyesi üç parti liderinin yaptığı görüşmelerden uzlaşı çıktığına dair gelen haberler ve ECB üyelerinin sıkılaştırma sinyalleri vermesi pozitif fiyatlamaları beraberinde getirdi. İngiltere’de gündemin üst sırasında yine Brexit vardı. Önceki hafta yapılan AB Liderler Zirvesi’nin ardından Merkel ve May arasındaki görüşmede de görüş ayrılıkları ön plandaydı. ABD tarafında ise ticaret savaşları ve İran Nükleer Anlaşması gibi Başkan Donald Trump ekseninde gerçekleşen haber akışları önem arz ederken, FOMC tutanakları ve iş istatistikleri(Ortalama Saatlik Kazançlar, İşsizlik Oranı, Tarım Dışı İstihdam) kritikti. İşsizlik Oranı ve Ortalama Saatlik Kazançlar datalarında beklentilerden kötü gerçekleşmeler görülürken, Tarım Dışı İstihdam datası öngörülerin üzerinde geldi. Verinin geçtiğimiz ayki(Mayıs) gerçekleşmesinin de yukarı yönlü revize edildiği görüldü. Çin tarafında da ticaret savaşları konusu tartışılırken, Yuan’da son yılların en değersiz seviyelerine gelinmesi ve borsadaki satışlar hafta başında dikkat çekiciydi. Ülkeden gelen tüm uyarılara rağmen, haftanın son işlem gününde ABD’nin 34 Milyar USD değerindeki tarifelerinin yürürlüğe girmesi Çin Yönetimi’nin de karşılık vermesine yol açarken, ileriye dönük küresel belirsizliklerin artmasına neden oldu. Bu hafta yurt içi tarafta yeni hükümet yapısına dair gelişmeler, Cari İşlemler Dengesi, OHAL’in kaldırılması ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in değerlendirmesi gibi önemli konular takip edilecek. ABD tarafında ticaret savaşları ve İran Nükleer anlaşması gibi önemli konuların yanı sıra enflasyon verileri önem arz edecekken, Euro Bölgesi’nde ise Almanya ve diğer önemli ekonomilerdeki gelişmeler ve ticari kısıtlamalar konusu takibimizde olacak. Çin tarafından da gümrük vergilerine dair gelebilecek açıklamalar kritik olacakken, İngiltere’de ise Brexit meselesine dair gelişmeleri izleyeceğiz.
Geçtiğimiz hafta Almanya siyasi arenasında yaşanan gelişmeler Euro varlıkları üzerinde dalgalanmalara neden oldu. Öncellikle hafta başına doğru, İçişleri Bakanı ve CSU Partisinin Lideri Horsts Seehofer’in, Merkel ile mülteci politikası üzerine anlaşamaması üzerine istifa etmesine ilişkin haberler Euro tarafında baskı oluşturdu. Ancak daha sonrasında Almanya koalisyon parti liderlerinin (CDU, CSU ve SPD) göçmen krizi nedeniyle hükümette oluşan çatlağı gidermek için gerçekleştirdikleri toplantıdan gelen olumlu haberler ile birlikte Euro tarafı yukarı yönlü bir ivme yakaladı. Ayrıca ECB yetkililerinin yaptığı açıklamalarda daha çabuk sıkılaştırma gerçekleştirebileceğine yönelik oluşan beklentilerde Euro lehine hareketleri destekledi. ABD tarafında ise ticaret savaşları Cuma günü 800’den fazla ürünü kapsayan ve 34 Milyar Dolar değerindeki Çin mallarına yüzde 25 oranında gümrük vergisinin uygulanmaya başlamasıyla resmen başlarken Dolar varlıklarında da tedirginliğe neden oldu. Ayrıca geçtiğimiz hafta açıklanan FED/FOMC toplantı tutanaklarında da vurgulanan konu ilerleyen süreçte FED politikalarına da etki edebilir. Öte yandan ülkeden takip ettiğimiz Tarım Dışı İstihdamı her ne kadar tahminlerin üzerinde sonuç alsa da Ortalama Saatlik Kazançlar ve İşsizlik Oranı gibi önemli verilerin piyasada beklenen rakamların altında kalmasıyla birlikte parite tarafında yukarı yönlü ataklara görüldü. Bu haftaya bakacak olursak ticaret savaşları başta olmak üzere Başkan Trump eksenli gelişmeler takibimizde olacak. Ekonomik takvimde ise ABD’den İş İmkânları ve Personel Değişim Oranı (JOLTS), ÜFE, TÜFE, Federal Bütçe Dengesi, İşsizlik Başvuruları, İthalat- İhracat Fiyat Endeksler ve Michigan beklenti anketleri, Almanya’dan; Ticaret Dengesi ve TÜFE, Euro Bölgesi’nden ise Sanayi Üretimi, Sentix Yatırımcı Güveni ve ZEW Endeksleri açıklanacak. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası’nın toplantı tutanakları da parite fiyatlamalarında önemli olabilir. Teknik olarak baktığımızda şuanda daha öncede belirttiğimiz kritik 1.1730 direncinin geçildiğini görmekteyiz. Özellikle bu seviye üzerinde kalıcılık sağlaması ile birlikte Euro lehine hareketler hızlanabilir. Bu durumda ilk etapta 1.1765, 1.1790 ve 1.1825 direnç seviyeleri önemli olacaktır. Tekrardan 1.1730 altına sarkması halinde oluşacak USD lehine işlemlerde ise 1.1705, 1.1685 ve 1.1655 destekleri izlenebilir.
Geçtiğimiz hafta yurt içi tarafta açıklanan enflasyon rakamlarının oldukça kötü gelmesi zaten kronik hâl alan makroekonomik verilerimizdeki kötüleşmenin devam edeceğinin sinyallerini vermesi açısından kritikti. Veriler sonrası doğal olarak uluslararası yatırım kuruluşlarının yıl sonu öngörülerini yukarı yönlü revize etmesinin de etkisiyle Türkiye’nin tahvil faizleri ve CDS rakamı artış gösterirken, kur tarafında da buna paralel hareketler göze çarptı. Diğer yandan 24 Haziran’da yapılan seçimlerin sonuçları YSK tarafından açıklanırken, yerel seçimlerin zamanında yapılacağının ve OHAL’in kaldırılacağının söylenmesi kısmen geri çekilmeye neden oldu. Hafta sonunda milletvekillerinin yemin törenleri yapıldı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş ve yeni kabinenin açıklanmasının ise bugün olması öngörülüyor. Burada kritik olan süreç, yeni kabinede özellikle ekonomi kurmaylarının kimlere emanet edileceği olacak. Bununla birlikte 18 Temmuz’da süresi dolacak olan OHAL’in uzatılıp uzatılmayacağı, yapısal reformların hızlıca devreye alınıp alınmayacağı ve gevşek maliye politikalarının sonlandırılıp sonlandırılmayacağı sorularının cevapları ise ilerleyen süreçte kur fiyatlamalarının gidişatı açısından kritik olacak. Özetle; Cari İşlemler Dengesi ve Fitch’in not değerlendirmesinin de açıklanacağı düşünüldüğünde; bu hafta volatilitenin daha da artması beklenebilir. Küresel tarafta ise; başta FED olmak üzere merkez bankalarının sıkılaştırmacı politikalarının devam ediyor olması, petrol fiyatlarının yüksek seyri ve ticaret savaşları gibi konular da TL’yi baskılayabilecek diğer unsurlar olarak karşımıza çıkmakta. ABD tarafında geçtiğimiz hafta Tarım Dışı İstihdam, İşsizlik Oranı ve Ortalama Saatlik Kazançlar verileri izlenmiş; Tarım Dışı İstihdam iyi gelmesine rağmen diğerleri beklentileri karşılayamamıştı. Bu hafta ise enflasyon dataları önemli olacak. Teknik olarak baktığımızda ise 4.5780 direnç bölgesinin altında kalıcılık sağlanması halinde 4.5565, 4.5390 ve 4.5240 destek noktaları hedeflenebilir. Olası yukarı yönlü ataklarda ise 4.5900, 4.6040 ve 4.6275 seviyeleri izlenebilir.
Geçtiğimiz hafta ABD’den önemli veriler takip edilirken Tarım Dışı İstihdam verisi 200 Bin beklentilerine karşın 213 Bin olarak gerçekleşti. Verinin bir önceki gerçekleşmesi (Mayıs) ise yukarı yönlü revize edildi. Ortalama Saatlik Kazançlar ve İşsizlik Oranı verileri ise beklentilerden daha kötü açıklanırken Dolar varlıkları gelen karmaşık veriler ile birlikte baskı altında kaldı. Ülkede ayrıca ticari sürtüşmelere ilişkin gelişmeler yakından takip edilirken haftanın son gününde ABD’nin Çin mallarına 800’den fazla ürünü kapsayan ek gümrük tarifesi uygulamasıyla birlikte ticaret savaşları fiilen başlamış oldu. ABD’nin bu uygulamasına Çin tarafından da aynı şekilde karşılık gelmesi piyasa tarafında tedirginliğe neden oldu. Öte yandan geçtiğimiz hafta açıklanan FED/FOMC toplantı tutanaklarında da ticaret politikasında belirsizlik ve risklerin yoğunlaştığına vurgu yapıldığı görülürken; üyelerin güçlü ekonomi ve orta vadede yüzde 2 hedefini karşılaması beklenen enflasyonla, kademeli faiz artışına devam etmenin uygun olabileceğini değerlendirdiği bildirildi. Sterlin tarafı ise geçtiğimiz hafta gerek olumlu gelen veriler gerekse İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney’in: bu sene içerisinde faiz artışına gidebileceğine yönelik söylemleri ile birlikte güç kazandı. Brexit konusu ise belirsizliğini sürdürmeye devam ederken Theresa May ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in gerçekleştirdikleri toplantıda Brexit konusunda fikir birliğine varamamaları dikkat çekiciydi. Ayrıca Avrupa Birliği Konsey Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Brexit Baş Müzakerecisi Michael Barnier’ın, Brexit görüşmeleri hakkında yaptığı olumsuz açıklamalarda Sterlin tarafında tedirginlik yaratan unsurlar arasında yer aldı. Bu hafta ise iki ülkeden gelecek önemli verilerin yanı sıra yine Brexit ve ticaret savaşları ana gündem maddesi olarak takip edilecek. Teknik olarak baktığımızda tam olarak Sterlin lehine hareketlerden söz edebilmemiz için 1.3285 direncinin kritik olduğunu belirtelim. Buranın kalıcılıkla geçilmesi halinde 1.3310, 1.3350 ve 1.3375 dirençleri takip edilebilir. 1.3285 altında kalıcılık sağlamasıyla birlikte yaşanacak geri çekilmelerde ise 1.3225, 1.3190 ve 1.3150 destek noktaları izlenebilir.
BRENT PETROL
Geçtiğimiz hafta da Petrol fiyatlamalarının ana gündem konusu ABD Başkanı Donald Trump’ın İran Petrol ihracatını “sıfıra” indirgeme çabası adına attığı adımlar oldu. Başkan Trump, Suudi Arabistan Kralı Selman ile görüşerek, ülkenin günlük petrol üretimlerini 2 Milyon varil arttırmasını istediğini açıkladı. Ayrıca OPEC’in petrol fiyatlarının yükselmesindeki neden olarak suçlarken, ülkelerin daha fazla üretim yaparak emtia fiyatlarını aşağı çekmesi gerektiğini belirtti. Başkan Trump’ın dikkatini Petrol alanına kaydırmasının sebebi, İran nükleer programının önüne geçmek olsa da, ABD’de yükselen benzin fiyatları Kasım ayında gerçekleştirilecek ABD kongre seçimleri öncesi Washington Yönetimi’nin karşısında olumsuz bir unsur olarak durmakta. Yaşanan bu olaylar İran cephesinde de yankı bulurken, İran’ın OPEC temsilcisi Hasan Kazımpur Erdebili: Arabistan’ın 2 milyon varil petrol arttırma kapasitesine sahip olmadığını söylerken Arabistan’ın böyle bir şey yapması durumunda bunun anlamının o ülkenin OPEC’ten çıkma emri verilmesi olduğunu ifade etti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise: Eğer yapabiliyorsanız İran petrol ihracatını engelleyin, böylece sonuçlarını da göreceksiniz” diyerek tehditkâr bir açıklamada bulundu. Bu tehdittin ne olabileceği konusu ise İran Devrim Muhafızları komutanlarından İsmail Kevseri tarafından giderilerek, ülkesinin petrol satışının engellenmesi halinde Hürmüz Boğazı'ndan petrol gemisi geçişlerine izin vermeyeceklerini söyledi. Deniz kaynaklı taşınan petrolün dünya üzerinde üçte birinin geçişinin sağlandığı Hürmüz Boğazı’nın kapatılabileceği konusu endişelere neden olurken, ABD Ordusu’ndan ise bölge için hazır oldukları mesajları geldi. AB tarafında ise, İran’ın özellikle bankacılık ve petrol sektöründe karşılaşacağı sorunları bertaraf etmek için oluşturulan “Avrupa Paketi” Cumhurbaşkanı Ruhani tarafından yetersiz bulundu. Detayları paylaşılmayan paket için, gelişmelerin Kasım’dan önce ortaya çıkma olasılığının muhtemel olmadığı kaydedildi. Veri tarafına baktığımızda ise Amerikan Petrol Enstitüsü (API) Haftalık Ham Petrol Stokları 4,5 milyon azalış gerçekleştirirken, EIA Haftalık Ham Petrol Stokları verisi ise 1 Milyon 245 Bin varil artış gerçekleştirdi. ABD üretim verileri ise 3 haftadır sabitlenmiş olarak 10,9 Milyon varil olarak açıkladı. Diğer büyük petrol üreticileri, Suudi Arabistan Mayıs ayında günlük petrol üretimini 700 Bin varil arttırırken toplamda yaklaşık 11 Milyon varil seviyelerine ulaştırdı. Rusya günlük üretimini 11,06 milyon varile yükselterek, ABD ve Suudi Arabistan’ı gerisinde bıraktı. Bu hafta da fiyatlamalar açısından yine; bir yandan İran Nükleer Anlaşması, diğer yandan ise küresel arz kısıntısı anlaşmasına dair önemli üreticilerden gelebilecek açıklamalar takip edilecek. Teknik olarak baktığımızda ise 77.60 direnç seviyesine yakın fiyatlamalar görmekteyiz. Bu seviyenin aşılması halinde 77.90, 78.50 ve 79.30 noktaları izlenebilir. Oluşabilecek satıcılı seyirde ise 77.15, 76.50 ve 76.00 destekleri hedeflenebilir.
ONS ALTIN
Geçtiğimiz hafta Avrupa’da gündeme gelen “göç krizi” ve akabinde Almanya’da yaşanan koalisyon sarsıntısının atlatılması Euro varlıklarına güç katarken, Dolar endeksinde aşağı yönlü baskıladı. 1328 seviyesinden geri dönüş yaşayan emtia, 3 haftalık düşüşün ardından haftayı olumlu kapattı. Ayrıca Çin Yuanı’nda görülen olumsuz fiyatlamalarında geçtiğimiz hafta altın fiyatlarını zaman zaman etkilediği görüldü. Uzun bir süredir takip edilen ticari savaşlar ise Cuma günü itibari ile resmen başlamış oldu. Çin tarafının sağduyu çağrılarına rağmen, ABD 34 milyar Dolar değerinde Çin malına gümrük tarifesi uygulamaya başladı. Gümrük vergileri ile ilgili konuşan ABD Başkanı Donald Trump ise: iki hafta içinde 16 Milyar Dolarlık başka bir tarifeyi hayata geçirebileceklerini aktarırken, önümüzdeki dönemlerde bu rakamın 500 Milyar Doları aşabileceğini de sözlerine ekledi. Konuyla ilgili Çin Ticaret Bakanlığı, Çin'in ABD'nin ticaretteki zorbalığına karşılık vermekten başka seçeneği olmadığını bildirdi. Bakanlık ayrıca; "ABD'nin gümrük tarifelerini etkilerini değerlendirmeye devam edeceğiz. ABD'nin eylemleri global tedarik zincirine, global toparlanma hızına zarar veriyor. Global piyasa kargaşasını tetikliyor.’’ söylemlerinde bulunarak ABD’nin ekonomik tarihin en büyük ticaret savaşını başlattığını belirtti. Ticari savaşlarının Avrupa ayağında ise en çok konuşulan konu otomobil ve otomobil parçalarına getirilen ek gümrük tarifesi konusuydu. Avrupa Birliği (AB), ABD’nin Avrupa ülkelerinden ithal edilen arabalara ilave gümrük vergisi uygulama kararı alması halinde 294 milyar dolarlık ticari misilleme yapılabileceğini bildirirken, ABD Başkanı Donald Trump ise: Avrupa Birliği tarafından Amerikan arabalarına getirilen vergilerin kaldırılması halinde, AB’den ithal edilen arabalara uygulayacağı ekstra gümrük tarifelerini askıya alacağını açıklaması, bir uzlaşının olabileceği ihtimalini doğurdu. Trump’ın bu sözleri Almanya’da gerçekleşen otomobil üreticileri toplantısında ele alınırken, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de: ay sonunda Washington’da Başkan Trump’la görüşeceklerini söyledi. Öte yandan Başkan Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşme netleşirken, zirvenin 16 Temmuz’da Helsinki’de yapılacağı açıklandı. ABD, Kanada ve Meksika arasında müzakeresi devam eden Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasının (NAFTA) imzalanması için Kasım ayında ülkesinde düzenlenecek kongre seçimlerinin tamamlanmasını bekleyeceği belirtildi. Bu hafta da özellikle ticari savaşlar konusu dikkatle takip edileceği gibi, İran nükleer anlaşması konusu gibi önemli haber akışları da fiyatlamalara etki edebilir. Teknik olarak baktığımızda ise 1260 direnç seviyesine yakın fiyatlamalar görmekteyiz. Bu seviyenin aşılması durumunda 1263, 1267 ve 1270 noktaları hedeflenebilir. Olası geri çekilmelerde ise 1255, 1253 ve 1250 seviyeleri izlenebilir.
