Küresel piyasalarda Deutsche Bank paniği
Avrupa bankacılık sektörüne yönelik endişeler Alman bankalarından gelen haberler ile arttı. Ağustos ayı başında yapılan stres testinde en kötü 12 banka içerisinde yer alan Deutsche Bank’ın Avrupa MB’nın uyguladığı negatif faiz politikası sebebiyle karlılık oranındaki düşüş, sermaye yeterlilik sorununun derinleşmesine sebep oldu. Banka hakkındaki temel endişe ise ABD Adalet Bakanlığının 2008 krizindeki usulsüz işlemleri nedeniyle bankaya verdiği 14 milyar dolarlık ceza. Deutsche Bank yetkilileri cezayı çok yüksek bulduklarını ve bu meblağın ancak yarısını ödeyebileceklerini duyurmuştu. Hafta başında ise Alman basınında hükümetin Deutche Bank’ı kurtarmak için bir plan üzerinde çalıştığı haberi yazılmış, fakat Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Deutsche Bank’a kamu yardımı yapılması konusunda bir plan olmadığını açıklaması ile bankanın hisse senetleri tarihi dip seviyelere gerilemişti.
Dün akşam ise Banka’nın sermaye yeterliliğine ilişkin artan endişeler sebebiyle 10 hedge fonun Deutsche Bank üzerindeki işlemlerini başka kurumlara kaydırması ile hisse senetleri 10 euroya kadar geriledi. Almanya’nın en büyük bankası olan Deutsche Bank aynı zamanda küresel bankacılık sektöründe de en yüksek sistematik riske sahip olan banka konumda. Bu sebeple Deutsche Bank’ın mali durumuna ilişkin olumsuz gelişmeler küresel risk iştahının azalmasına ve yatırımcıların güvenli liman olarak adlandırılan finansal enstrümanlara yönelmesine sebep oldu.
Piyasalarda krizin daha da derinleşmesi halinde Alman hükümetinin devreye girebileceği görüşü hakim. Ancak hükümet kanadından yapılan açıklamada bankaya kurtarma planı uygulanmayacağı belirtilmişti. Deutsche Bank ise hükümetten yardım talep edilmediğini söylerken Banka CEO’su bugün yaptığı açıklamada, bankanın likidite rezervlerinin 215 milyar euronun üzerine olduğunu ve piyasada dolaşan spekülasyonların temelsiz olduğunu belirtti.
Deutsche Bank’a yönelik endişelerin artması ile euro tarafındaki aşağı yönlü baskısının da arttığı bir gün geçiriyoruz. Bugün Euro Bölgesi’nde enflasyon ve işsizlik rakamları takip edildi. Manşet enflasyon piyasa beklentilerine paralel olarak yüzde 0.4 artarken çekirdek enflasyon yüzde 0.9’luk piyasa beklentisinin altında yüzde 0.8 artış kaydetti. Euro Bölgesi işsizlik oranı ise yüzde 10.1 ile çift hanelerdeki seyrine devam ediyor. ABD tarafında ise kişisel gelirler yüzde 0.2 artarken kişisel giderlerde değişim yaşanmadı. Fed’in enflasyon hedefi için dikkatle takip ettiği verilerden olan çekirdek kişisel tüketim giderleri ise piyasa beklentilerine paralel olarak yüzde 1.7’lik artış gösterdi. Teknik olarak ise sert geri çekilme ile 1.1150 desteğini test eden parite sert yükseliş ile tekrardan 1.1200 seviyesine kadar yükseldi. 1.1200’nin üzerinde kalıcılık sağlanırsa 1.1230 ve 1.1250 seviyeleri görülebilir. Aşağı yönlü fiyatlamalarda ise 1.1180 desteği kırılırsa 1.1150 ve 1.1130 seviyeleri yeniden gündeme gelebilir.
Yurtiçinde ise dış ticaret rakamları takip edildi. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre dış ticaret açığı yüzde 5.3 azalarak Ağustos ayında 4.69 milyar dolara geriledi. İhracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7.7 artarak 11.8, ithalat ise yüzde 3.7 artarak 16.5 milyar dolara ulaştı. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise geçen yılın Ağustos ayında yüzde 69 iken, 2016 Ağustos ayında yüzde 71.7’ye yükseldi. Rakamın detaylarına baktığımızda ise en çok ihracat yapılan ülkelerin Almanya, İngiltere, Irak ve ABD’ye yapıldığını görüyoruz. İthalatta ise ilk sırayı Çin alırken bu ülkeyi Almanya, Rusya ve İtalya takip ediyor. Pariteye bakacak olursak 3.0000 seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlanamadığını görüyoruz. Hareketlilik günün kalanında bu seviyenin altında devam ederse 2.9960 ve 2.9920 seviyeleri görülebilir. Yükselişlerde ise 3.0000 direnci aşılırsa 3.0060 ve 3.0100 dirençleri tekrardan test edilebilir.
Geride kalan dönemlerde Brexit’in İngiltere ekonomisini nasıl etkileyeceği büyük bir merak konusuydu. Brexit etkilerinin kısa vadede üstesinden gelmişe benzeyen ada ekonomisinde büyüme performansı da göz dolduruyor. 2. çeyrekte yüzde 0.7 büyüme kaydeden İngiltere ekonomisinde korkulan daralmadan uzak bir görünüm ile karşı karşıyayız. Ayrıca ayrılış sürecine henüz başlangıç yapılmaması bu rakamlardaki iyimserliği destekliyor. Eğer ülke ticari anlaşmalar yapmadan birlikten hızlı bir şekilde ayrılmaya kalkarsa ekonomik güven tamamiyle sarsılabilir. Paritede ise 1.3000’a yakın seyir devam ediyor. 1.2950 – 1.2930 aralığı bizler için takip edilecek önemli destekler arasında. Yükselişlerde ise 1.3000’un üzerinde kalırsak 1.3070 ile 1.3150 seviyeleri gündemimizde kalmaya devam edecek.
BRENT PETROL
Petrol piyasaları adına son derece pozitif geçen bir haftayı geride bırakıyoruz. Çarşamba günü Cezayir’de gerçekleşen Enerji Konferansında OPEC ülkeleri, Kasım ayındaki toplantıda üretimi kısmak için bir araya gelme kararı aldı. Kararın açıklanması petrol fiyatlarında yükselişi de beraberinde getirirken, dün Rusya Enerji Bakanı Aleksandre Novak’ın açıklamaları da bu yükselişi destekledi. Rus Bakan, Ekim-Kasım döneminde OPEC ile aktif görüşme içerisinde olacaklarını ve OPEC’in alacağı üretim kısma kararını destekleyeceklerini bildirdi. Anlaşmaya konu olan petrol miktarı sembolik bir rakam olsa da petrol piyasalarının geleceği adına oldukça olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Teknik olarak ise 50 dolar seviyesini test eden Brent petrolün, bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlayamadığını görüyoruz. Olası geri çekilmelerde 49.50-49.10-48.90 seviyeleri destek olarak takip edilebilir. Yukarı yönlü fiyatlamalarda ise 50 dolar seviyesi önemli olacaktır. Hareketlilik bu seviyenin üzerinde kalırsa 50.30-50.50-50.80 dirençleri gündeme gelebilir.
Deutsche Bank’ın mali durumuna ilişkin artan endişeler hisse senetlerine satış baskısı getirirken yatırımcıların güvenli liman niteliğinde olan varlıklara talebinin artmasına neden oluyor. Altın fiyatları da artan talebe bağlı olarak son üç günlük düşüşünü haftanın son işlem gününde sona erdirmeye çok yakın. Aynı zamanda bugün ABD’den açıklanan kişisel giderlerin beklentileri karşılayamaması değerli metale destek olan diğer önemli gelişme olarak öne çıkıyor. Teknik olarak ise altın fiyatlarındaki sıkışmanın devam ettiğini görüyoruz. Son haftalarda sık sık test ettiği düşüş trendinin üst bandını kırmakta zorlanan değerli metalde haftalık kapanış seviyesinin 1340 doların üzerinde olması durumunda yeni haftayla birlikte alıcılı bir seyrin hakim olduğunu görebiliriz. Gün içi direnç olarak 1330-1333-1335 seviyeleri takip edilebilir. Olası geri çekilmelerde ise 1322 ilk destek seviyesi olurken aşılması durumunda 1315 dolar denemesi görebiliriz.
Analizlerimizi sürekli takip etmek için buradan kayıt oluşturabilirsiniz
www.isikfx.com