Geçtiğimiz hafta şüphesiz TL tarafında yaşanan gelişmeleri soluksuz takip ettik. Keskin volatilitenin devam etmesi – siyasilerden gelen açıklamalar ve özellikle de TCMB’nin likiditeyi sıkılaştırma yolu ile politik denemeleri geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu. Bu noktada TCMB’nin 3.94 seviyelerini aşan kura yönelik açıkladığı önlemleri kısaca hatırlatalım:
· Öncelikle bankalar arası piyasada borçlanma limitini 22 Milyar TL’ye indirerek TL’nin likiditesini kısmayı ve bu sayede TL’yi desteklemeyi amaçladı…
· Zorunlu para karşılık oranları her vadede 50 baz puan düşürülerek döviz likiditesini yükseltmek hedeflendi.
· TCMB’nin piyasalardaki hareketleri izlediği, fiyat istikrarı ile birlikte finansal istikrarı sağlamaya yönelik gerekli adımları atacağını belirterek sözlü müdahalede bulunmayı da es geçmedi.
Açıklanan bu kararların etkisi TL üzerinde sınırlı kaldı. Yalnız TCMB’nin adımları bunlarla sınırlı değildi. Özellikle haftalık repo ihalesine 2 gün üst üste çıkmaması net olarak örtük faiz artırımı anlamına gelmekteydi. Bu sayede:
· Haftalık repo ihalesine çıkmayarak bankaların %10 oranından geç likidite penceresine yönelmeleri belirtildi. Özellikle iki gün üst üste repo ihalesinin yapılmamasının TCMB’nin gölgesinin piyasaların üzerinde olduğu algısını güçlendirdi ve TL’de miktar değerlenme hareketleri oluştu. Bu sayede ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %8.39 seviyesine kadar yükseliş kaydetti.
· Geçtiğimiz haftanın son işlem gününde TCMB bu sefer de bankalar arası borçlanma limitlerini 22 milyar TL’den 11 Milyar TL’ye indirmesi sonucu USD/TL paritesinde 3.72 seviyesine kadar gerilemenin tetiklediğini izledik.
TCMB’nin attığı adımların piyasalarda keskin bir etkide bulunacak kalibrede olmasa da TL üzerinde ki köpüğü bir miktar aldığını gördük. Fakat piyasanın tüm dikkatinin 24 Ocak tarihli PPK üzerinde olduğunu söylemek yanlış olamayacaktır. Geçtiğimiz hafta para politikasına yönelik atılan adımlar 24 Ocakta faiz artırımına gerek görülmeyeceği ölçüde olmadığını düşünüyoruz. Yalnız bu düşünce ile atılacak adımların TL üzerindeki stresi yeniden artırma ihtimali oluşturacağını da söyleyelim.
Geçtiğimiz hafta küresel piyasalar adına ise iki önemli gelişmeyi takip ettik. ABD Başkanı Trump ve FED Başkanı Yelen’in konuşmaları…
Trump’ın vergi indirimleri – alt yapı yatırımlarını artırma – regülasyonları kısma gibi politikalarına yönelik söylemlerde bulunmaması piyasalar bu politikaların kolaylıkla uygulanamayabileceği algısını oluşturdu ve ABD doları global ölçekte değer kaybetti. Ayrıca ABD’nin Rusya ile iyi geçineceği belirten Trump Meksika’ya yönelik sert duruşunu da tekrar etti.
Yellen’in ise istihdam piyasasına yönelik pozitif söylemleri ile ABD dolarının değerlendiğini gördük. Yalnız hafta genelinde ABD dolarının değer kaybettiğini takip ettik.
Peki, yeni haftada hangi gelişmeleri takip edeceğiz?
Pazartesi
ABD piyasaları Martin Luther King günü sebebiyle tam gün kapalı. Dolayısıyla piyasalarda işlem hacminin düşük olmasını bekliyoruz.
Data akışının da çok yoğun olmadığını söyleyelim. Yurt içerisinde bütçe dengesi ve işsizlik oranları açıklanacak fakat TL üzerinde ana belirleyici unsurlar olacağını sanmıyoruz.
Salı
İlk olarak İngiltere’de enflasyon datalarını izleyeceğiz. Aralık ayına ilişkin yıllık bazda ÜFE’de %1.4 artış beklenirken Aylık TÜFE datasında ise %0.3 artış bekleniyor.
Almanya tarafında Ocak ayına yönelik ZEW endekslerini takip edeceğiz. ZEW mevcut koşullar endeksi 65.0 olarak beklenirken daha önemli olan ZEW ekonomik hissiyatı verisi ise 18.8 olarak açıklanması bekleniyor.
Çarşamba
Şüphesiz haftanın en önemli günü olacak.
İlk olarak Almanya TÜFE verilerini takip edeceğiz. Aralık ayına ilişkin veride aylık bazda %0.7 artış bekleniyor. Yıllık bazda ise %1.7 ile Kasım ayı ile kıyaslandığında bir değişiklik beklenmiyor.
Euro Bölgesi enflasyon dataları da bir hayli önemli olacak. Manşet datada aylık bazda %0.5 bve yıllık bazda ise % 1.1 artış beklentisi bulunuyor.
Günün en önemli datası ise şüphesiz ABD enflasyon verileri olacak. Çekirdek TÜFE’de yıllık %2.2 ve aylık %0.2 atış yaşanacağı yönünde beklenti bulunuyor. Manşet bazda ise TÜFE2nin %2.1 oranında artış yaşanacağı beklentisi bulunuyor. Aylık bazda ise bu beklenti %0.3 oranında.
Kanada bazlı paritelerde de hareketliliğin oluşacağı bir gün bizi bekliyor. Özellikle Kanada Merkez Bankası ( BoC ) para politikası raporu – faiz kararı ve arkasından gerçekleştirilecek BoC Başkanı Poloz’un konuşması CAD bazlı paritelerde volatilitede artışa sebebiyet verebilir.
Perşembe
Çarşambayı perşembeye bağlayan gece saat 00.45’de Yeni Zelanda enflasyon datalarını izleyeceğiz. O yüzden NZD paritelerinde volatilite artabilir.
Aysa cephesinde takip edeceğimiz bir diğer datalar ise Avustralya istihdam verileri olacak.
Günün en önemli gelişmesi ise ECB’nin Para politikası kararları ve Başkan Draghi’nin açıklamaları olacak. PPK’dan herhangi bir politik değişiklik beklenmiyor. Bunun yanında söyleyecekleri ise ileriye yönelik sinyal niteliğinde olacağı için önemle takip edilecek.
ABD’de açıklanacak dataları incelediğimizde ilk olarak haftalık işsizlik maaşı başvuruları verisinde beklenti 254 bin şeklinde. Aralık ayına yönelik inşaat verileri 1.225M iken konut başlangıçları datasının 1.190M olarak açıklanması bekleniyor. Ocak ayına ilişkin Philadelphia imalat endeksi de günün önemli dataları arasında bulunuyor. Piyasa beklentisi verinin 16.0 endeks değerinde açıklanarak bir önceki aya göre gerileme kaydedeceği şeklinde…
Cuma
Sabahın erken saatlerinde Çin tarafında 2016yılının dördüncü çeyreğine ilişkin büyüme verileri geliyor. Ekonominin çeyreklik bazda %17 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor. Yıllık bazda oran ise bir önceki data ile aynı yani %6.7 oranında büyümeyi işaret edeceği tahmin ediliyor. Bu veriler ile birlikte takip edeceğimiz sanayi üretimi ve sabit varlık yatırımları datalarına yönelik beklentiler sırasıyla %6.1 ve %8.3 oranında artış yönünde.
Gün içerisinde Almanya’da ÜFE verilerini izleyeceğiz. Aralık ayına yönelik datada aylık beklenti %0.4 ve yıllık beklenti ise %1.0 oranında bulunuyor. Yalnız bu verilerin euro üzerinde söz sahibi olmasını beklemiyoruz.
İngiltere’de ise perakende satışlar datasını takip edeceğiz. Manşet datalar baktığımızda aylık bazda %0.2, yıllık bazda ise %7.3 oranında artış bekleniyor. Çekirdek bazda incelediğimizde aylık olarak %0.2 daralma beklentisi bulunurken yıllık %7.4 artış olacağına yönelik tahminle bulunuyor.
Kana’da açıklanacak TÜFE datalarının da CAD bazlı pariteler adına bir hayli önemli odluğunu notlarımıza ekleyelim.
EUR/USD Analizi
1.0675 – 1.0610 bölgesinde fiyatlamalar devam ediyor. Gün içerisinde bu bölgede yaşanan sıkışmanın ne tarafa doğru bozulacağını takip edeceğiz. Yalnız bugün Martin Luther King günü olması nedeniyle ABD piyasalarının kapalı olması volatilitede zayıf bir günün yaşanmasına olanak sağlayabilir. Buna karşılık sabah saatleri itibari ile 1.0610 desteğinde fiyatlamaların oluştuğunu görmekteyiz. Gerilemenin devamı adına bu seviyenin kırılması gerekiyor. Şayet 1.0610 desteği altında 1.0550 ve 1.0500 desteklerine doğru gün içerisinde geri çekilme görebilir. Bunun karşılık 1.0675 direncinin aşılabilmesi durumunda ise 1.0700 – 1.0760 ve 1.0800 dirençleri potaya girecektir.
Ons Altın Analizi
Geçtiğimiz hafta 1207 direncine yaşanan hareketin ardından gelen satış baskısının etkisi ile satı metalde 1200 seviyelerinin aşağısının test edildiğini yalnız bu seviyelerden alımların güçlenmesi ile yeni haftaya yeniden 1200 seviyesinin üzerinde fiyatlamalar ile giriş yapıldığını görüyoruz. Bu sayede yukarı yönde hareketlerin gün içerisinde devam etme ihtimali bulunuyor. Yalnız yükseliş hareketinin ivme kazanabilmesi adına 1207 – 1210 bölgesinin aşılması gerekiyor. Özellikle 1210 seviyesinin üzerinde 1220 seviyesinin hedef konumuna yerleşeceğini düşünmekteyiz. Bunun yanında 1200 desteği üzerinde kalıcılığın sağlanamaması ons altın fiyatlarında bir kere daha 1191 ve 1185 ve 1180 desteklerine doğru gerilemelerin beraberinde getirebilir.
USD/TRY Analizi
Geçtiğimiz hafta TCMB’nin likidite sıkılaştırıcı önlemleri sonucu TL’de kısa vadeli bir değerlenme yaşandı ve parite 3.7200 seviyesine kadar gevşedi. Bu seviyelerden bir miktar alımların geldiğini görsek de henüz 3.7500 direncinin aşılamadığını görmekteyiz. Dolayısıyla 3.7500 seviyesi yükselişin ivme kazanması adına kısa vadede en dikkat çekici seviye konumunda. Bu seviyenin üzerinde fiyatlamaların oluşması durumunda 3.7900 – 3.8000 bölgesi arkasından 3.8300 direncine doğru hareket alanı doğacaktır. Şimdilik 3.7500 seviyesinin aşılamaması ise paritede yeni bir satış dalgasının oluşmasına da olanak sağlayabilir. Bu sayede 3.7200 desteği ile birlikte 3.7000 ve 3.6500 seviyeleri potaya girecektir.
GBP/USD Analizi
Hafta sonu İngiltere Başbakanı Theresa May’in Hard Brexit senaryolarını canlı tutan konuşmasının ardından paritede sert bir gerileme yaşandı. Bu sayede paritenin 1.20 seviyesinin de aşağısına sarktığını gördük. Şimdilik 1.20 seviyesinin altında kalıcılığın sağlanamadığını ve bu seviyenin hemen üzerinde tutunma çabalarının oluştuğunu izlemekteyiz. Şayet bu 1.20 üzeri fiyatlamalarda paritede 1.2060 ve 1.2100 dirençleri ön plana çıkacaktır. Özellikle 1.2100 üzeri fiyatlamaların paritede toparlanmaların ivme kazanmasına ve 1.2150 – 1.2200 seviyelerinin hedeflenmesine olanak sağlayabilir. Paritede aşağı yönde hareketlerin oluşması ile birlikte 1.20 desteği kırılsa bile gerilemenin devamı açısından 1.1960 desteği çok daha önemli olacak. Dolayısıyla gerileme hareketleri hız kazanır ve 1.1960 desteği kırılabilirse paritede 1.1900 desteği takip edilecektir fakat biz 1.1800 olasılığının da bir hayli güçleneceğini düşünmeye başlayacağız.
USD/JPY Analizi
115.10 – 113.80 bölgesinde sıkışmanın yaşandığını takip etmekteyiz. Bu sabah itibari ile belirttiğimiz kısa vadeli yatay kanalın alt bandı olan 113.80 desteğine bir hayli yakın işlemlerin oluştuğunu izlemekteyiz. Şayet gün içerisinde gerileme hareketleri devam eder bu teknik seviye aşağı yönde geçilebilirse paritede 113.00 – 112.55 ve özellikle de 111.90 desteğine doğru geri çekilme hız kazanabilir. 113.80 desteğinin kırılamaması sonucunda pariteye gelen alımların etkisi ile yukarı yönde fiyatlamalar oluşabilirse ilk olarak 114.45 ve arkasından 115.10 direnci izlenmeye devam edilecektir. Bu seviye aşılabilirse alımların gelmesi durumunda ise ilk olarak 115.50 ve arkasından 116.00 direncini izleyeceğiz.
Vadeli Ham Petrol Analizi
50.70 seviyesine kadar geri çekilmenin yaşanmasının ardından bu seviyelerden alımların etkisi ile petrol fiyatlarının yeniden 52.10 seviyesinin üzerine yükseldiğini ve bu seviyenin üzerinde tutunması sonucu yukarı yönde hareketlerin hızlandığını takip etmiştik. Bu sayede fiyatların 53.40 direncine de ulaştığını görsek de bu seviyenin henüz aşılamadığını ve 53.40 – 52.10 bandında sıkışmanın oluştuğunu izlemekteyiz. Buna karşılık yaşanan sıkışmanın yukarı yönde bozulması yani 53.40 direncinin aşılabilmesi durumunda 54.30 ve 55.20 dirençlerini takip etmeye başlayacağımızı vurgulayalım. Bunun yanında satışların oluşması durumunda ise 52.10 önemini korumakta. Bu seviyenin altında oluşacak fiyatlamalarda 51.50 ve 50.70 – 50.20 bölgesini yeniden takip etmeye başlayacağız.