ABD tahvil faizi iki hafta sonra ilk kez %4’ün altına indi. ABD Dolar Endeksi ise 110 tabanını korumayı başardı ve bugünkü verilerle düşüşünü de durdurdu.
Yoğun işlem gününün en önemli 3 gelişmesini değerlendirirsek;
ABD üçüncü çeyrekte %2,6’lık büyüme kaydetti. İlk iki çeyrekteki daralmadan da kurtulmuş oldu. Üçüncü çeyrekteki büyümenin arkasında ihracat ve harcamalar var, yatırımlarda ise azalma yaşanırken inşaat sektöründeki zayıflık iyice kendini göstermeye başladı.
Bugün pozitif fiyatlanan diğer veriler ise haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve perakende satışlar oldu. Perakende satışların çekirdek kaleminde düşüş olması esasen olumlu bir gelişme değil, fakat böylesi enflasyon döneminde harcamaların azalması dönemsel olarak iyi bir görünüm çiziyor. Çünkü her ne kadar arz enflasyonu fazla olsa da talep enflasyonu da söz konusu ve bunun azaldığına işaret edecek her veri bu dönem için pozitif.
Üçüncü çeyrek verileri daha iyi olsa da son çeyreğe ait tüketici beklentileri olumlu değil ve gelecek haftadan itibaren son çeyrek göstergeleri izlenecek. Ekonomide üçüncü çeyreğe göre yavaşlama olduğunu netleştirecek veriler Fed’e dair 2023 ilk çeyrek beklentilerini zayıflatabilir. Bu da doların hızını bir miktar kesebilir. Ancak henüz doların küresel piyasalardaki gücünün bitmediğini düşünüyorum.
Günün önemli gelişmelerinden biri de Avrupa Merkez Bankası faiz toplantısı oldu. Beklendiği gibi 75 baz puanlık faiz artışı yapıldı, program içinde de 23 Kasım’da finansman operasyonlarının yeniden ayarlanacağı belirtildi. Buraya kadar durum beklentiler içinde gelişirken piyasalar faizin hızı ve büyümeye dair nasıl bir karar verileceğine dair açıklamaya odaklandı. ECB Başkanı Lagarde, faiz artışlarının devam edeceğini söyledi, çünkü enflasyon oranı %9,9 ancak hedef %2 ve enflasyon istenen düşüş eğilimini gösterebilmiş değil. Yani mecburen faiz artışı yapılacak. Ancak oranın büyüklüğüne dair veriler öne sürülse de Lagarde’ın ifadeleri faizlerde daha yavaş ilerleneceği beklentisi oluşturdu.
Lagarde, ekonomik faaliyetlerde yavaşlama olduğuna, şu anda tarihi düşük seviyelerde olan işsizlik oranının gelecek dönemde artış göstermeye başlayacağına ve bölgesel risklerin de yüksek olduğuna vurgu yaptı. Merkez bankasının şu anki şahinliğinin gelecek aylarda korunmayacağı algısı bu hafta yükselen euro’nun bugün gerilemesine neden oldu.
Verilerden destek alan dolar ve zayıflayan euro ile parite 0,9970’e geriledi. Fakat gerek sterlindeki toparlanma gerek piyasalardaki risk fiyatlamasının azalması euro’daki düşüşü sınırlı tutabilir. Paritede 0,9650- 1,02 aralığında işlemler görebiliriz. Yükseliş hareketi için öncelikle 1,0370’in kırılması gerekiyor. Kısa vadede paritede alımlar olsa da bir süre daha yani orta vadede 1 altı hareketler baskın olabilir.
Yurt içi piyasalarda bugün TCMB’nin enflasyon raporu takip edildi. Başkan Kavcıoğlu’nun yaptığı sunumda hem yıl sonu hem de 2023 enflasyon tahminleri yükseltildi. Oysa Temmuz’da enflasyon son derece yüksekken ve gerek iç gerek dış koşullar daha fazla yükselişe işaret ederken Kavcıoğlu, enflasyonun %80’i aşmayacağını ve yıl sonunda da tahmin edilen %60’ın altında kalacağını söyledi. Kavcıoğlu bugün ise yıl sonu enflasyon tahmininin %65’e çıkarıldığını belirtti.
Merkez Bankalarını piyasalarda güçlü kılan etkenlerden biri de doğru iletişimdir. Bu yılki enflasyon raporu sunumlarında doğru iletişim kurulamadı. Tahminlerde sapma olabilir elbette, bunu ilk yarı için anlaşılır bulabiliriz. Fakat yılın ikinci yarısında ilk yarıya göre daha tutarlı hedefler konulması ve bunun da yine tutarlı bir şekilde anlatılması gerekirdi. Ama yine olmadı.
Her fırsatta liralaşma stratejisi ve büyümeden bahsedilmesi ise Merkez Bankasının asıl görevi olan fiyat istikrarını öncelikli görmediğini yine teyit etti.
Yeni ekonomi planına bağlı hedeflerden olan ihracatta son rakamlar son derece kötü. Detaylar haberde yer alıyor. Dış ticarette bu denli açık verilirken cari fazla verilmesi mümkün değil. Mümkün olmayan bir diğer şey ise, böylesi yüksek enflasyondan korkmadan, aciliyetle önlemler almaya çalışmadan, riskleri azaltacak tedbirler almadan gerçek bir büyüme olacağının sanılmasıdır!