Bugün açıklanan sanayi üretimi verisi, Ekim'de aylık %1,9 ve yıllık %5,7 azalma gösterdi. Başarısız darbe girişiminin yaşandığı Temmuz 2016'da %4,9 düşüş yaşayan endeks, Ekim'de 2012 Aralık ayından sonraki en sert düşüşü yaşadı.
TCMB, Kasım ve Aralık toplantısında iktisadi faaliyette yavaşlama olduğunu ve iç talepte de azalma görüldüğünü belirtmişti. Bugünkü sanayi üretimi rakamları da iç talepteki azalmanın en belirgin göstergesi oldu.
Üreticiler, kurdaki yükselişin ardından üretim için gerekli ara mamül ithalatını azalttı, haliyle ihracat artarken ithalat azaldı, ancak bu üretimin de azalmasına neden oldu. Buna bağlı olarak üretim azalınca çalışan sayısı da azaldı ve işsiz sayısı Eylül'de 330 bin kişi artarak 3 milyon 749 bin kişi oldu, oran da %11,4'e yükseldi.
Fed'in genişlemeci politika uyguladığı dönemde USD/TRY kuru da 1,5-1,7 aralığında fiyatlanıyordu ve gelişen ülkelere akan sermaye ile tabir yerindeyse GOP'larda bahar dönemi yaşandı. Bu süreçte kurun uygun seviyelerde olması yurt içi üreticiyi gerekli ürün temininde ithalata yönlendirdi. Fed'in sıkı para politikasına başlaması, gelişen ülkelere akan sermaye musluğunun kısılması ve küresel risklerin de artması ile dolar yükseldi, yurt içi gelişmelerin de etkisiyle kurdaki yükseliş hızlandı ve Ağustos'ta kur, tarihi yüksek seviyeye çıktı. Sonrasında bir miktar gerileme olsa da bu seviyelerin dahi ithalatı zorlaştırması üretimi de dara düşürdü.
Dönüp dolaşıp aynı sonuca varılıyor maalesef! Üretici, uygun fiyatta ithal olarak temin edebiliyorsa elbette bu seçeneği kullanacaktır, ancak yönetimin hazır süreç uygunken yurt içi üretimi destekleyecek adımlar atması gerekiyordu. Şimdi ise kurdaki yükseklik üreticinin üretmesini zorluyor. Ayrıca faizin yüksek olması kredi desteğini de zorluyor. Haliyle bu ekonomide yavaşlamaya neden oluyor.
Sanayi üretimi, işsizlik oranı, imalat, kapasite kullanımı, cari fazla gibi göstergeler yılın son çeyreğinde daralma olasılığını yükseltirken 2019 için de iyi bir tablo çizmiyor.