Son yıllarda Türk lirasındaki kayba bağlı döviz kurları rekor yükselişler gösterdi. TL’deki değer kaybının ise ekonomik, siyasi ve jeopolitik olmak üzere birçok sebebi var ve değer kaybına neden olan bu gerekçelerde de henüz bir çözüm sağlanabilmiş değil.
Hatırlarsak Trump ile Rahip Brunson bahanesiyle yaşanan yaptırımlarda TL, çok kısa sürede büyük kayıp verdi. Sonrasında yine ABD ile yaşanan S-400 sorunu ara ara tansiyonu yükseltti. İçeride ise TCMB’nin bağımsızlığının zarar görmesi de TL’deki kaybı artırdı.
Son olarak Ağbal’ın görevden alınması ile faiz indirimi beklentilerinin git gide artması ve siyasi kanattan gelen açıklamalarla TL, geçen hafta en düşük seviyeye geriledi. Bu hafta ise bu dip seviyeden yaklaşık %4 oranında bir toparlanma var.
Geçen hafta 8,80’e yükselen USD/TRY bugün 8,28’e gerildi.
Kur neden düşüyor?
Dolar cephesindeki gelişmelere bakarsak, artan enflasyon piyasalarda Fed’in kendi planından önce sıkı para politikasına başlayacağı beklentisini kuvvetlendirmişti, bu güçlü beklentiyle tahvil faizlerindeki oynaklık da artıştı. Sonrasında ise enflasyonun %4’ü aşmasıyla Mayıs oranı beklendi ve dün açıklanan TÜFE %5 ile 13 yılın zirvesine çıktı. Bu noktada Fed’in bakış açısı piyasaların da aklına yattı ve yüksek enflasyon verisine karşın 10 yıllıklar 3 Mart sonrası en düşük seviyeye indi. Fed’in ön görüsü neydi? Fed yetkililerinin çoğu enflasyondaki yükselişin yıl içinde devam edeceğini fakat özellikle ikinci yarı itibarıyla ivmenin azalacağını ön gördü. Dünkü TÜFE oranındaki artış hızı da bu olasılığı kuvvetlendirdi, yani zirve görülmüş olabilir düşüncesiyle dolar geriledi.
Bu ne anlama geliyor?
Fed, şu anda uyguladığı para politikasını devam ettirecek, yani erken bir sıkılaşma ihtimali çok azaldı. Hal böyle olunca bu düşünce en çok gelişen ülke piyasalarını destekledi ve risk iştahı arttı. Çünkü daha vakit var diyen yatırımcılar fazla getirili yatırımlara devam ediyor.
TL tarafında ne değişti?
Piyasalar merkez bankasının faiz indirimine gideceği konusunda halen hem fikir, fakat gerek enflasyondaki seviyeler gerekse ekonomik görünüm yakın zaman için alan yaratmıyor. En yakın dönem olarak son çeyrek düşünülüyor ama bu noktada talep üzerine çok defa politikalar değiştirildiği ve Cumhurbaşkanı da Temmuz- Ağustos aylarını işaret ettiği için piyasalar faiz indirimi olasılığına neredeyse her ay ihtimal veriyor. Yani her toplantıda iktisadi olarak faiz indirimi doğru görülmese de bu sürpriz çok da sürpriz olmuyor artık!
ABD Başkanı Biden ile yapılacak görüşmeye dair de umut var, ne konuşulacak nasıl bir anlaşmaya gidilecek ve nihayetinde ABD, Türkiye'ye olan tavrını değiştirecek mi? Belli değil ama iyimserlik de TL’yi bu hafta destekliyor.
Bir diğer etken de elbette kâr satışları ki rekor seviyelerden gelen bu satışlar da kuru düşürüyor.
Baktığımızda bir haftada %4 oranında bir düşüş gayet iyi, ama hemen önceki harekete baktığımızda da kur bir günde %3 çıkıp rekor tazelemişti. Yani oynaklık çok yüksek ve 8,20’li seviyelerin düşük olduğunu söylemek de doğru değil.
Teknik seviyelere baktığımızda;
8,35 üzerini güçlü alım bölgesi olarak görüyoruz ve bugün bu seviye altı denendi. Günlük kapanışlar 8,35 altında kalırsa 8,18 - 8,15 bölgesinden bahsedebiliriz, ancak 8,35’in korunması durumunda ise 8,48 - 8,52 aralığı yeniden denenebilir.
Küresel piyasalarda risk iştahının yüksek olduğu bir dönemi siyasi olarak da iyi götürebilirsek TL bu dönemde yaralarını biraz sarabilir, ancak yüksek risk oluşturan öyle çok başlık var ki ve bu noktada görev-yetki ayrımı doğru yapılsa, gerçekten gerekli politikalar uygulanmaya başlasa TL kayıplarını telafi etmeye başlayabilir.