Son zamanlarda durumu en çok merak edilen paritelerin başında GBPJPY geliyor. Bildiğiniz gibi bu parite esasında GBPUSD/USDJPY olarak da formülize edilebilir. Dolayısıyla paritenin içerisinde 2 önemli parite gizli ki bunların durumu da çok merak konusu. Hem GBPUSD hem de USDJPY paritelerindeki sert düşüşlerden kaynaklı olarak GBPJPY paritesinde de sert bir düşüş hareketi yaşandığı aşikar. Yani diğer bir deyişle GBPJPY'nin toparlanabilmesi için hem GBP/USD hem de USDJPY'de toparlanmalar görmemiz gerekmekte.
Teker teker ele alacak olursak GBPUSD paritesindeki düşüşün birkaç nedeni var; her ne kadar bazı analistler ana neden olarak İngiltere'nin AB'den ayrılabileceği (GREXIT) ihtimalini öne sürse de ben buna şahsen katılmıyorum. Elbette EURUSD ile görülen ayrışma göz önüne alındığında kısmen de olsa bu ihtimalin fiyatlamalara yansımasının olduğundan söz edebiliriz ancak düşüşün gerçek nedeni olarak 3 faktör devreye giriyor. Birincisi ve bence en önemlisi BRENT petrolde görülen sert düşüş. Herkesin bildiği gibi BRENT petrol, kuzey denizinin soğuk sularından çıkartılan, Amerikan tipi(WTI) ham petrolden daha kaliteli olan ve uluslararası gösterge niteliğine haiz bir ham petrol tipi. 2015 Şubat ayında BRENT tipi ham petrol ile Amerikan(WTI/Batı Teksas) tipi ham petrol arasında 12 dolarlık (BRENT lehine) fark varken, geçtiğimiz ay BRENT fiyatının WTI fiyatının da altına indiğini gördük. Bu farkın nasıl eridiği konusunu petrol analizi yaparken açıklarız. Velhasılı BRENT petrolün geçen hafta 32 Dolar ile 2004 Nisan ayından bu yana en düşük seviyelerine gelmiş olması -ki bu petrolün İngiltere'ye çıkarım maliyetinin 52 Dolar olduğu düşünülürse- İngiltere ekonomisi için yıkım niteliğinde bir olaydır. Önümüzdeki aylarda bütçe dengeleri açısından ülke oldukça sıkıntı yaşayacak gibi duruyor. Gelelim GBPUSD'de görülen düşüşün ikinci nedenine; hatırlayacağımız gibi geçtiğimiz Temmuz(2015) ayında İngiltere Merkez Bankası(BOE) tarafından yapılan açıklamada ABD Merkez Bankası(FED)'nın yaklaşık 10 yıl sonra yapacağı ilk faiz artırımı sonrasında kendilerinin de faiz oranında artırıma gideceği belirtilmişti. Geçtiğimiz ay FED tarihi bir karara imza atarak federal fonlama oranını 25 baz puan artırıp yüzde %50 düzeyine çekerken, BOE Başkanı Carney'in ay içerisinde: 2016 enflasyon görünümünün zayıf kalabileceği ve Temmuz'daki açıklamada faiz artırımı yapabilecekleri yönünde bir söz vermediklerine dair yapmış olduğu kafa karıştırıcı açıklamalar da GBP üzerinde satış baskısını yoğunlaştırdı. Üçüncü ve son neden olarak ise tüm bunlara bağlı olarak artık Pound'un güvenli liman algısını yitirmiş olması ile Çin'de geçtiğimiz hafta imalat verileri sonrası yine patlak veren borsa çöküşlerinde küresel talebin en büyük güvenli liman olan USD'ye doğru kaymasını söyleyebiliriz. Tüm bunlar ışığında GBPUSD paritesinde 1.4505 ile 2010 Haziran ayından bu yana en düşük seviyeleri test ettik. Önümüzdeki hafta (14 Ocak) BOE'nin yapacağı (FED'in faiz artırımı sonrasındaki ilk) faiz toplantısına şahitlik edeceğiz. Her ne kadar bu toplantıda da faiz artırımı beklenmesede özellikle son 5 toplantıda aynı sayıda olan faiz artırımı isteyen üye sayısında(9 üyeden sadece 1'i) görülebilecek artışlar GBP için olumlu karşılanabilir ve paritede 1.52 seviyelerine doğru sert yükselişleri beraberinde getirebilir. Aksi takdirde paritede 2010 Mayıs ayında görülen 1.4230 ve 2009 Mart ayında görülen 1.4110 seviyeleri bile gündeme gelebilir. Bu arada yukarıda belirttiğim Brent petroldeki düşüşün İngiltere enflasyon görünümü üzerinde oluşturması muhtemel deflasyonist baskı düşünüldüğünde faiz artırımı yönünde oy verecek yeni üye ve üyeler bulmanın hiç kolay olamayacağını da hatırlatmak isterim.
Gelelim diğer paritemiz olan USD/JPY'deki düşüşlerin nedenine; bu paritedeki düşüş oldukça garipseniyor çünkü bakıldığı zaman geçtiğimiz hafta bir çok günde Dolar endeksi ile ters fiyat hareketeri yaşandığını gördük. Paritedeki düşüşlerin nedeni ise USD'den daha çok JPY kaynaklı. Yani Amerikan Doları'nın değer kaybından ziyade Japon Yeni'nin güçlenmesiyle alakalı. Şöyle ki geçtiğimiz hafta başında Japonya Başbakanı Abe'nin erken seçim düşünmüyoruz ve Merkez Bankası (BOJ) Başkanı Kuroda'nın deflasyonla mücadelenin sonuna yaklaştık yönündeki açıklamaları piyasalar tarafından olumlu karşılandı ve JPY lehine fiyatlamaları beraberinde getirdi. Bu açıklamalarla birlikte yine Çin Borsasında patlak veren çöküşün etkisi ile Asya'daki güvenli liman arayışlarının ibreyi Japonya'ya çevirmiş olması JPY üzerinde olumlu etkilere neden oldu ve Cuma günü 117.22 ile 2015 Ağustos'tan bu yana en düşük seviyeyi test ettik. Hatırlayacağımız gibi 24 Ağustos 2015'te yine Çin Borsasında görülen sert düşüş ile ABD Merkez Bankası'nın Eylül FOMC(Federal Açık Piyasa Komitesi) toplantılarında faiz artırımı yapma ihtimalinin hayli zayıfladığı yönünde algı oluşmuş ve paritede 122'li seviyelerden 116.17'ye kadar sert düşüş görmüştük. Şuan paritedeki bu zayıflık yani diğer tabirle JPY'deki bu güçlü hava ile tekrardan bu seviyenin görülmesi gündemde.
Tüm bunlar ışığında ana paritemiz olan GBPJPY'deki teknik görünüme geçecek olursak; Cuma günü 170.18 ile 2014 Ekim ayından bu yana en düşük seviyenin test edildiği paritede GBP'deki zayıflık ve JPY'deki güçlenmenin devamı halinde bu hafta 168.00-167.50 aralığının test edilme ihtimali oldukça fazla. BOE toplantısından faiz artırımının olmasının zayıf olduğu yönünde bir sonuç çıkması ve hafta içinde olası Çin Borsasında sert düşüşlerin görülmesi ile ise 2014 Şubat ayında görülen 164 seviyesi gündeme gelebilir. Cumartesi günü açıklanan Çin enflasyon (TÜFE-ÜFE) verilerinin Pazartesi günü Çin Borsasında olumlu bir hava oluşturması halinde hem GBPUSD hem de USDJPY'de görülebilecek tepki alımlarından kaynaklı, GBPJPY paritesinde öncelikle 175.50 seviyesi hedef haline gelebilir. Daha yukarıdaki 180.40 seviyesinin hedeflenebilmesi için ise hem GBPUSD, hem de USDJPY için oldukça önemli (BOE'nin faiz artırımına yaklaşması ve Çin kaynaklı kaygıların giderilmesi) gelişmelere ihtiyacımız var.