Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bugün açıklanan enflasyon verisine göre;
Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık %1.58, yıllık %29.64
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık %1,03, yıllık %19.71
olarak raporladı.
Birçok analist tarafından "beklentiyi aşan" bir sonuç olarak yorumlandı. Mart ayında dolar kuru (USDTRY) ise (TCMB Döviz alış kuru baz alınarak yapılan hesaplamaya göre) Aylık %5.84, yıllık %38.58
oranında artış kaydetti.
Burada ifade edilen yıllık değişimleri yani son 12 ayı 2’ye bölecek olursak, Nisan-Ekim 2018 arasındaki 6 aydaki değişim ile takip eden 6 ay (yani Kasım 2018-Mart 2019) içindeki değişim oldukça farklı değerler içermektedir. Bir anlamda bugünün yıllık oranı neredeyse önceki 6 aylık döneminin oranına eşit. Ya da diğer bir deyişle son 6 ayda
-Tüketici enflasyonu %0.38 artmış
-Üretici enflasyonu %2.66 gerilemiş
-Dolar kuru ise %4.56 artmış.
Ancak ekonomik parametreleri değerlendirenler maalesef yıllık değerler üzerinden baktığı için, devletin yetkili kurumları da (TCMB dahil) bunun üzerinde strateji yürütmektedirler.
Son birkaç haftalık oynaklık bahane gösterilerek, Para Piyasası Kurulu’nun Nisan ayındaki toplantısında faiz oranının düşmesinin artık gündemden kalkmış olması gerektiği gibi bir algı oluşmaktadır. Bu durumda doğal sonuç olarak eğer faizde indirime gidilirse, piyasada oluşan “değişmemesi gerekir” şeklinde düşüncenin tersine bir aksiyon alınacağı için kur tarafında tepki oluşacaktır. Bu münasebetle de faiz indirimi konusunda risk almak yerine, mevcut oranı devam ettirmenin uygun olacağı düşüncesi egemen olacaktır.
Bir anlamda geçen sene Ağustos-Eylül aylarındaki enflasyon gerçekleşmesinin ceremesi ülkeye daha uzun bir süre faiz üzerinden yük olmaya devam edecektir.
Bunun yetkili kurumlar ve analistler tarafından görülerek faiz oranının düşmesi gerektiği ile ilgili bir düşüncenin egemen olması bu faiz yükünü çeken reel sektör açısından da önemli bir rahatlama imkanı sunacaktır.
Yanısıra düşen faizler ile birlikte konut sektöründeki hareketlenmeler artacak, bu sayede ertelenen taleplerin konuta talebi arttırmasına ve ekonominin durağanlıktan hareketliliğe kendisini bırakmasına katkı sağlayacaktır.
Yasal uyarı: Burada yer alan yorum ve tavsiyeler herhangi bir yatırım aracının alım-satım önerisi ya da getiri vaadi olarak yorumlanmamalıdır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Hesaplamalarda kullanılan verilerin ve hesaplanan değişkenlerin doğruluğu garanti edilemez. Yapılacak filtremeler sonucu ulaşılacak sonuçlar herhangi bir yatırım aracının alım-satım önerisi ya da getiri vaadi olarak yorumlanmamalıdır. Bu sonuçlara dayanarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.