BK Asset Management Forex Stratejisi Genel Müdürü Kathy Lien
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı finans piyasalarında bir tantanaya sebep oldu. Dövizler ve hisseler büyük darbe yerken Sterlin gün içinde %10’dan fazla düşüş gördü. Bu İngiliz Sterlini için en kara gündü ve Asya işlem seansı sırasında ulaşılan 1,3230 dip seviyesi son 30 yıldan da fazla bir süredir GBP/USD paritesinde görülen en düşük seviye oldu. Bu büyüklükte bir harekete tanık olduğumuz son dönem Kara Çarşamba öncesinde İngiltere hükümetinin Avrupa Döviz Kuru Mekanizmasından atıldığı ve Küresel Finans Krizi zamanındaydı. Brexit Kara Çarşamba’dan daha kötü olacak – bunu para birimlerinin ve hükümet bonolarının fiyat hareketlerinden ve piyasadaki belirsizliğin seviyesinden anlayabiliyoruz. On yıllık bono gelirleri tarihteki en düşük seviyesinde. İngiltere AB ile ilişkilerini tekrar düzenlemek için 50. Maddeyi işletmek durumunda ancak ayrılma yanlıları çabuk acele etmeyi reddediyor. Ne kadar uzun beklerlerse Sterlinin de durumu o kadar kötüye gidecek. Daha ılımlı kayıplarla hayatta kalması mümkün olan tek İngiliz piyasası FTSE 100 oldu ve sadece %-3,15 kayıp gördü. Endeks gün içinde %8,7 kadar düşüş gördü ancak sonradan toparladı.
İngiliz Sterlini için zor günler hala geçmiş değil zira Brexit sadece başlangıç. İngiltere ve AB açısından sıradaki hamle çıkış koşullarının müzakere edilmesi. Bu müzakereler aylar ve hatta yıllar sürebilir. Bu süreçte, çok uluslu işletmeler İngiltere ekonomisinde büyük yatırımcılar yapmaktan kaçınacaklardır ve aslında merkezlerini ve ticari operasyonlarını kıtaya taşımayı düşünebilirler. Şüphesiz ki önümüzdeki 12 ay boyunca İngiltere ekonomisi Brexit’in bedelini ödeyecek. S&P AAA puanını düşürebilir ve İngiltere Merkez Bankası resesyon ihtimalinin doğmasında bile faizlerde indirime gidebilir.
GBP/USD “Kara Cuma”yı dip seviyesinin 400 pip yukarısında kapattı. AB’den çıkma kararının ciddiyeti düşünüldüğünde bu sonuç etkileyici. Britanya’nın ERM dışına atıldığı günlerde Sterlin %5 daha düşmüş ve takip eden iki aylık süreçte %15 değer kaybetmişti. Yani GBP açısından gün içinde bir toparlanma olsa da, Cuma günkü dip seviyelerin yeniden görülmesini ve hatta kırılmasını bekliyoruz. En azından GBP/USD paritesi önümüzdeki ay 1,32’ye düşecektir ancak bu hareket önümüzdeki hafta gibi yakın bir zamanda da gerçekleşebilir. Herhangi bir majör İngiliz ekonomi raporu yayınlanmayacağı için, Brexit piyasalardaki esas etken olmaya devam edecek. İngiltere 50. Maddeyi işletmeye karar verdiğinde bir rahatlama yükselişi olabilir ancak bu yanlış anlaşılmamalı.
Avrupa Birliği için kötü olan aynı zamanda Euro’ya da zarar verir zira AB en önemli üyesini kaybederse, Euro bölgesi zayıf halkalarını kaybetmeye başlayabilir. Bu çaptaki milliyetçilik özellikle Avrupa şüphecileri ve siyasi bölünmüşlükle uğraşan ülkeler üzerinde bir domino etkisi yaratabilir. Uzun vadede, Brexit Euro bölgesini yatırımlar açısından daha çekici bir yer haline getirebilir ancak yakın dönemde, belirsizlik Euro bölgesi çevresindeki hazine gelirlerinin artmasına, banka hisse senetlerinin düşmesine, kredi swaplarının genişlemesine ve Euro’nun zayıflamasına yol açabilir. Euro bölgesinin güney yarısındaki sağ görüşlü Avrupa şüphecileri halihazırda hükümetlerine referandum çağrılarında bulunmaya başladılar. Avrupa Birliği dağılırsa bunun anlamı Euro bölgesi de peşinden gelir. İspanya bu hafta sonu genel seçime gidiyor ve bu Euro açısından ilk sınav olacak. Eğer Podemos, tasarruf karşıtı grup, ikinci büyük parti olarak yükselişe geçerse, bu durum Euro ve Avrupa entegrasyonu açısından endişeler doğurabilir. Riskten kaçınma ve muhtemel Avrupa Merkez Bankası genişlemesi de Euro üzerindeki diğer iki kara bulut. Çok uzak olmayan bir geçmişte, Mario Draghi finansal ve fiyat istikrarını sağlamak için “ne gerekiyorsa” yapmaya hazır olduklarını söylemişti. FTSE100 sadece %3,15 düşerken, DAX %6,8 ve CAC %8,04 düştü. Eğer çevre hazine gelirleri daha fazla artarsa ya da hisseler daha büyük kayıplar görürse, Avrupa Merkez Bankası daha fazla teşvikle olaya müdahil olabilir. Seçimden ayrı olarak, Alman perakende satışları, tüketici fiyatları ve işsizlik rakamları takvimde görünüyor ancak bütün bu raporlar risk açlığının ardında kalacak.
Amerikan doları ve Japon yeni İngiltere’nin ayrılma kararından avantaj sağladı ancak bu durum okuyucularımızı şaşırtmamalı zira Dolar ve Yen her zaman riskten kaçınma zamanlarında iyi performans sergilemeye yatkındır. Yatırımcılar belirsizlik zamanlarında güvenli limanlara akın ederler, bu da Altındaki %5’e yakın artışı açıklıyor. Ne var ki Brexit’in en büyük implikasyonu Fed’in faiz artışı yapmaması oldu. Brexit merkez bankasının yaşadığı tartışmaları tamamıyla değiştirdi. Artık faizlerin ne zaman artması gerektiğini değil, diğer merkez bankaları için daha fazla swap hattı yoluyla daha fazla likidite sağlayıp sağlamamayı tartışıyorlar. Geçmişte, Janet Yellen Brexit konusundaki endişelerini dile getirdi ve finans piyasasındaki dalgalanma ile birlikte, Fed’in yakın dönemde faiz artırması ihtimalini unutabiliriz. Aslında, Fed vadeli işlemleri Eylül ayına kadar bir faiz artışı fiyatlamıyor ve bu da yıl sonundan önce %12 şans ile fiyatlanıyor. Yani, piyasalarda mucizevi bir toparlanma olması haricinde 2016 yılında bir faiz artışı olmayacak, bu da Dolar açısından Yen ve diğer yüksel getirili dövizler karşısında net bir olumsuzluk.
Japonya Merkez Bankası müdahaleyi resmen kabul etmedi ancak Asya işlem seansı sırasında 99’dan 101,50’ye doğru görülen 2 dakikalık sıçrama kesinlikle bir resmi hamle gibi duruyor. İsviçre Merkez Bankası ve Danimarka Merkez Bankası ise katılımlarını gizlemedi. Japon hükümeti döviz kurundaki hareketliliğe dair memnuniyetsizliğini sözlü olarak belirtti ancak daha çok uluslararası mevkidaşlarıyla koordineli bir hareket içinde olmaya çalışıyorlar gibi görünüyor.
Küresel piyasalardaki satış dalgası emtia dövizlerinde geniş çaplı zayıflığa yol açtı ancak her şey sakinlediğinde kayıplar %2’nin altındaydı. USD/CAD petrol fiyatlarındaki düşüş göz önünde bulundurulduğunda daha yüksek seviyeden işlem görmelilerdi ancak AUD ve NZD’de görülen sınırlı düşüş üstün konumlarını yansıtıyor. İngiltere’nin kararının mantıksızlığının dışında, bugünkü oylamanın en kesin sonucu durağan Amerikan para politikası. Avustralya ve Yeni Zelanda’nın en önemli ticari partneri olan Çin ise Brexit’ten Euro bölgesi ve hatta ABD kadar kötü etkilenmedi. Bu Çin açısından her zamanki bir durum olacak. AUD ve NZD için en önemli yavaşlatıcı unsur riskten kaçınma ancak piyasalar istikrarı yakaladığında en çabuk toparlanacak olanlar da bu iki para birimi olacaktır. Öte yandan, en iyi performansları da Euro ve Sterlin’e karşı olacaktır. Çin üretim Satın Alma Müdürleri endeks rakamları önümüzdeki hafta Yeni Zelanda ticaret dengesi ve Avustralya Satın Alma Müdürleri üretim endeksi ile birlikte yayınlanacak. Kanada’da da GSYİH rakamları yayınlanacak. Ancak bu raporlar da risk açlığının gölgesinde kalmaya yatkınlar.
Kathy Lien'in ücretsiz İşlem raporu için Orijinal (İngilizce) Metin