Temmuz ayı toplantısında 25 baz puan faiz indirim kararı alan Fed’in 17-18 Eylül toplantısına ilişkin piyasalarda bir 25 baz puan daha faiz indirim beklentisi bulunuyor. 11 yıl aradan sonra ilk defa faiz indirim kararı alan Fed faizleri yüzde 2,00 - 2,25 aralığına çekmişti. Daha önce toplantıya ilişkin beklenti 50 baz puan çerçevesinde şekillenirken, ABD’de açıklanan makroekonomik verilerin olumlu seyri ile beraber beklenti 25 baz puan olarak şekillendi. Diğer taraftan Fed üyelerinden gelen açıklamaların da küresel büyümedeki yavaşlama ve ABD-Çin müzakerelerinin olumsuz etkilerinin yakından hissedildiğine ilişkin ibareleri içermesi Fed’e ilişkin beklentileri arttırıyor. Diğer taraftan Euro Bölgesi ve Çin ekonomisinde meydana gelen zayıflığın ABD-Çin savaşının olumsuz etkilerini resmetmesi Fed’in toplantısına ilişkin güvercin tutum beklentilerinin ağırlık kazanmasına yol açıyor.
ABD ekonomisine bakacak olursak, son dönem açıklanan verilerin özellikle imalat aktivitelerindeki yavaşlamaya işaret etmesi ile dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de çatlakların başladığına işaret ediyor. Dolar tarafında ise haftayı zayıf Euro ve Sterlin nedeniyle avantajlı geçiren para biriminin açıklanan olumsuz verilerden de pek fazla etkilenmediğini gördük. Özellikle dün açıklanan ABD sanayi üretiminin Ağustos ayında yüzde 0,6 artış ile beklentilerin üzerinde gelmesinin kısa vadeli de olsa olumlu fiyatlama yarattığı söylenebilir.
ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakerelerine ilişkin temsilcilerin Perşembe günü Washington'da bir araya geleceklerinin belirtilmesinin de iki ülke arasında gerçekleşecek olan görüşmeye ilişkin iyimser beklentileri arttırdığını söyleyebiliriz. Özellikle son dönem karşılıklı atılan olumlu adımların ve ABD’nin ek yaptırım oranlarını arttırma kararını 2 hafta süreyle ertelemesinin ikili arasındaki görüşmelere yeşil ışık yaktığı görülmekte.
Küresel ekonomide bir süredir devam eden jeopolitik risklerin global ölçekte büyüme endişelerini beraberinde getirmesi ile Fed’in resesyon endişelerini baz alarak para politikası çerçevesinde değişikliğe gitmesini tetikleyebilir. Bu nedenle Fed’e ilişkin senaryolar sadece 25 baz puan faiz indirim seviyesi çevresinde şekillenmiyor. Ayrıca ABD Başkanı Trump’tan gelen yoğun yüksek faiz endişelerinin de Fed’in karar mekanizması üzerinde baskı oluşturduğu görülmekte.
Bir diğer jeopolitik riskleri arttıracak olan unsurlara değinecek olursak, İngiltere tarafında Brexit belirsizliği sürmeye devam ederken, Suudi Arabistan’a yapılan saldırı ile beraber ABD-İran ilişkilerini alevlendirerek global ölçekte siyasi gerilimi arttırdığı görülüyor. Suudi Arabistan’dan gelen petrol üretiminin 2-3 hafta içerisinde temin edileceğinin açıklanması bir miktar risk algısını azaltırken, bu açıklamanın petrol fiyatlarında ani düşüş hareketine neden olduğunu gördük. Suudi Arabistan ile ilgili yaşanan gelişme enflasyonist baskı açısından önemli ancak Fed kararlı üzerinde pek fazla etkili olacağını söylemek doğru olmayacaktır.
Olası Fed Senaryoları Neler ?
Dünya merkez bankalarından gelen parasal gevşeme sinyallerinin akabinde Fed'in 2020 yılının sonuna kadar faiz indirimlerini arttıracak olduğuna ilişkin oluşan beklentinin fiyatlamalar üzerindeki etkisi hissediliyor. Yarın gerçekleşecek olan toplantıdan 25 baz puan faiz indiriminin büyük olasılıkla gerçekleşmesi beklenirken, asıl merak unsuru oluşturan gelişmenin Fed Başkanı Powell'ın gerçekleştireceği basın toplantısı olduğu söylenebilir. Powell’dan gelebilecek olan herhangi bir sözlü yönlendirme piyasalarda çok farklı bir fiyatlama yaratabilir. Özellikle parasal genişlemenin boyutu ve gelecek dönem planlarına ilişkin Powell’ın açıklamalarında ipuçları aranacak. Ayrıca Fed’in ekonomik projeksiyonunu paylaştığı Fed Dot Plot grafiğini de yakından takip edeceğiz. Özellikle ECB ile birlikte gelen parasal gevşeme programının Fed’i atacağı adımlar konusunda bir miktar cesaretlendirmesi beklenebilir.
1) Fed faizleri 25 baz puan indirirse,
Fed’in 17-18 Eylül toplantısında faizleri 25 baz puan çerçevesinde indirmesi halinde piyasalardaki beklentinin karşılanması ile pek fazla sert fiyatlama oluşmayabilir. Ancak gelecek dönem projeksiyonlarına bağlı olarak Dolar’da bir miktar zayıflık oluşabilir. Ancak ve Fed Başkanı Powell’dan gelecek olan açıklamaların ekonomideki güçlü duruşa işaret etmesi veyahut faiz politikasında güvercin bir tutum dikkat çekmezse Dolar’ın güçlü duruşunu sürdüreceği kaanatindeyiz. Ancak özellikle kararın haricinde yapılacak olan açıklamaların piyasa fiyatlamaları üzerinde farklı bir fiyatlama yaratması ihtimalini göz önünde bulunduralım.
2) Fed faizlere dokunmazsa,
Fed’in piyasa beklentilerinin aksine herhangi bir faiz hamlesinde bulunmaması halinde Dolar varlıklarında ani değer kazanımı meydana gelebilir. Özellikle ekonomide yaşanan kırılganlık ve birtakım Fed üyesinin faiz indirim beklentisini destekleyici yönde açıklamalarının arka planda bırakılması ile Fed’in “bekle-gör” politikası sergilemesi piyasalarda bir miktar şok yaratabilir. Ki böylece Fed bölgesel başkanları arasında bir süredir dikkat çeken fikir ayrılığı artış gösterebilir. Ayrıca ECB’den gelen kapsamlı teşvik paketinin akabinde Fed’in böyle bir karar ile piyasalarda yankı uyandıracaktır. Ayrıca ABD Başkanı Trump’ın yoğun eleştirileri ve para politikası kurulu kararları üzerinde baskısı artabilir.
3) Fed faizleri 50 baz puan indirirse,
Fed’in faizlere dokunmamasının yanı sıra 25 baz puan olarak beklenen faiz indirim kararının 50 baz puan olarak gerçekleşmesinin piyasaları daha az şaşırtacağını söylemek yanlış olmaz. Özellikle parasal genişleme programı kapsamında atılan bu adımların ve gelecek dönem faiz projeksiyonlarında daha güvercin bir tutum sergilemesinin ihtimaller dahilinde olmasını normal karşılıyoruz. ABD’de açıklanan olumlu birkaç makroekonomik veri öncesinde piyasaların genelinde faiz indirim beklentisi 50 baz puan çevresinde yer alıyordu. Ancak açıklanan makroekonomik verilerin resesyon endişelerini bir miktar zayıflatması ile faiz indirim beklentileri 25 baz puan beklentisine düşürüldü. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde 50 baz puan yapılan faiz indirimi Dolar varlıklarındaki değer kayıplarının derinleşmesine yol açabilir.
Beklentimizin 25 baz puan seviyesinde bir faiz indirim yönünde olduğunu varsayarsak,
ALTIN
Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda piyasaların beklentisi karşılanmış olup, ayrıca gelişmekte olan ülkelere ilişkin likiditenin arttığını görebiliriz. Diğer taraftan bu kararın ECB’den gelen parasal gevşeme programı ile örtüştüğü söylenebilir. Bir süredir Fed toplantılarının içeriğinde ABD-Çin ticaret savaşına dikkat çekilmesi ve bu durumun ekonomi üzerindeki olası etkilerine tekrardan değinilmesi özellikle Ons Altın tarafında alım potansiyelini arttırabilir. Özellikle Altın fiyatları açısından yapılacak olan açıklamaların seyri daha önemli olacak. Artan küresel büyüme endişeleri ile beraber alınacak bir faiz indirim kararı Ons Altın tarafında yukarı yönlü eğilimi attırabilir. Ayrıca Dolar varlıklarının faiz indirim kararı sonrasında bir miktar baskılanmasının da Ons Altın tarafında olumlu etkisi hissedilebilir. Böylece Ons Altın’da 1525 seviyesine yönelik yukarı yönlü ataklar oluşabilir.
EURUSD paritesine bakacak olursak, Fed’in beklentilere paralel 25 baz puan faiz indirimine gitmesi halinde Dolar varlıklarında meydana gelebilecek bir kırılganlık paritede yükseliş hareketini tetikleyebilir. Ancak bu noktada Fed Başkanı Powell’dan gelecek olan açıklamaların seyri oldukça önemli. Gelecek dönem faiz projeksiyonun ne şekilde gerçekleşeceği ve ekonomilerdeki resesyonun ciddiyetinin ne boyutta olduğuna değinilmesi Dolar tarafındaki senaryonun değişmesine yol açabilir. Ancak genel senaryoda 25 baz puan faiz indirim ihtimalinde paritenin 1,1120 seviyesine yönelik ataklar içerisine girdiğini görebiliriz. ECB’den gelen parasal gevşeme programının Fed’in alacağı faiz indirim kararının ani fiyatlama yaratmasının önüne geçebilir. Özellikle dünya merkez bankalarının genelinden gelen parasal genişleme sinyallerinin yaygınlaşması ve ABD tarafında faiz indirim beklentilerinin bir sürede masada yer alması kararın EURUSD paritesi üzerindeki etkisini hafifleyecektir. Ancak beklentilere paralel 25 baz puan faiz indirim senaryosunda 1,1120 direncinin aşılması ile paritede tekrardan 1,12 seviyesine yönelik ataklar oluşabilir.
USD/TRY kuru açısından bir değerlendirme yapacak olursak, bir miktar geri çekilme potansiyeli oluşsa da dahi bu durumun kritik 5,65 seviyesi altı fiyatlamaları gündeme getirmesi oldukça zor görünüyor. Powell’dan gelecek olan beklenmedik ya da oldukça şahin tonda bir yorumun bir ihtimal kurdaki geri çekilmeleri kapsamlı ölçekte tetiklemesi beklenebilir. Türk Lirası ise yeni haftaya bir miktar zayıf başlarken hafta genelinde kayıplarını telafi etme çabası içerisinde yer alması ile kurdaki yükselişlerin bir miktar sınırlı kaldığını gördük. Özellikle fiyatlamaların 5,70 seviyesi üzerinde kalması alım potansiyelinin korunması açısından önemli. Bu seviye üzeri kapanışlar 5,72 ve 5,75 dirençleri ile kurda yukarı yönlü eğilim artmasına neden olabilir.
GBP/USD paritesine bakacak olursak, Brexit’in 31 Ekim tarihinde gerçekleşmesi gerektiği konusunda ısrarcı davranan İngiltere Başbakanı Boris Johnson’in parlamento ile anlaşmazlık içerisinde yer alması Sterlin varlıkları üzerinde kırılganlık yaratmaya devam ediyor. Özellikle 25 baz puan faiz indirim kararının Fed tarafından açıklanması ve gelecek dönem projeksiyonlarında bir miktar güvercin tutum sergilenmesi Dolar varlıklarında kısa vadeli bir çözülmeye yol açabilir. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde ise hafta genelinde yükselişlerin baskılandığını gördüğümüz paritede 1,25 seviyesi üzeri fiyatlamalar gündeme gelebilir.
FED’İN FAİZ İNDİRME OLASILIĞI
Grafiğe baktığımızda bugünkü Fed toplantısına ilişkin 25 baz puan faiz indirim beklentisi yüzde 81,3’lik bir olasılığı barındırırken, 50 baz puan faiz indiriminin yüzde 18,7 oranında ihtimal barındırdığı görülmekte. Gelecek faiz projeksiyonuna ilişkin belirsizliğin korunması ile de faiz indirim ihtimalinin yüzde 100 olarak tüm aylara dağıldığını görüyoruz. Ancak bugün gerçekleşecek olan açıklamaların seyrine bağlı olarak bu görüntünün netlik kazanacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
FED TAKVİMİ