Geçen yılın sonlarında, bir podcast yayınında bana 2023 için konsensüsün dışında kalan ve piyasalar tarafından beklenmeyen ancak gerçekleşmesi halinde büyük bir etkisi olacak, olasılığı sıfır olmayan korkumun ne olduğu soruldu. “Ücret ve fiyat kontrolleri” dedim. Aslında 2022 yılının Ağustos ayında "Yılın Kötü Fikri – Ücret ve Fiyat Kontrolleri" başlıklı bir podcast hazırlamıştım.
Korkum tamamen akademik kaynaklı değildi çünkü Washington Post ve NY Times’da pek de saygın olmayan ekonomistler tarafından kaleme alınan, bariz "nabız yoklama" amaçlı makaleler ve çeşitli politika yapıcılar tarafından fiyat kontrollerinin tarihsel olarak işe yaradığı fikrini satmaya çalışan yorumlar vardı.
Bu kesinlikle yanlış, tarihin saptırılması. Ve aklı başında hiç kimse, fiyat kontrollerinin ekonomik açıdan mantıklı olduğuna inanmıyor. Ancak bazı insanlar için siyasi açıdan mantıklı olabilir (bunu bir yıl önce Ağustos 2021'de belirtmiştim) ve beni korkutan da buydu.
Bu yılın büyük bölümünde, ne mutlu ki, bu tür aptalca konuşmalar duyulmadı. Ta ki bugüne kadar; yani Biden Yönetimi, patentli ilaçların fiyatlarının çok yüksek olduğunu düşünürlerse patentlere el koyacaklarını ve bunun yerine ilaçları üretmeleri için üçüncü şahıslara lisans vereceklerini açıklayana kadar.
Hayır, şaka yapmıyorum. Hükümet, devlet tarafından ortaklaşa finanse edilen ilaçların bir patent kütüphanesinde durmamasını, aksine kullanılmasını sağlamak için tasarlanan 1980 tarihli bir yasa kapsamındaki haklarının, alınan fiyatı beğenmedikleri takdirde mülke el koyma hakkını da içerdiğini iddia ediyor.
Orijinal kanunun yasama amacı açık olduğu için bu politikanın gerçekten yürürlüğe girme şansı çok az ancak “doğru” yargıç davaya bakarsa o zaman Yüksek Mahkemeye temyiz edilmesi gerekebilir. Bu düzeyde, Yurttaşlık Bilgisi 101'den anladığım kadarıyla Beşinci ve On Dördüncü Değişikliklerin, özel mülkiyete yasa dışı el koymayı yasaklaması gerektiği ve hükümetin, patent haklarını yeniden tahsis etmesine izin verilmeyeceği açık görünüyor ancak öte yandan tarihsel emsal, hükümetin beğenmediği takdirde alınan fiyatı dikte etmesine izin veriyor gibi görünüyor. Elbette bu tarihsel emsal, ücret ve fiyat kontrollerinin tarihi. Daha önce de belirttiğim gibi her denendiğinde tarihi bir felaket olmuştur.
Ne olursa olsun, aşağıdaki grafiği bu Yönetimde neyin "fahiş fiyat" oluşturduğuna dair bir referans noktası olarak düşünün. Reçeteli İlaçlar için TÜFE’deki yıllık değişim %3,14 gibi burun kanatan bir seviyede. Evde skor tutanlar için bu Çekirdek TÜFE seviyesinden daha düşük (yıllık %4). Reçeteli ilaç enflasyonu, 2014-2017'den bu yana çekirdek enflasyonun anlamlı ölçüde üzerinde olmamıştır.