Geçtiğimiz hafta ABD’de enflasyonun %9,1 ile yeni zirveyi görmesinin ardından piyasalarda oynaklık epeyce arttı. Beklentilerden fazla yükselen enflasyona karşı Fed’in önden yüklemeli davranacağı düşüncesiyle 75 yerine 100 baz puanlık faiz artışı yapılacağı beklentileri %90’a kadar yaklaştı. Veri öncesi 75 baz puan beklentisi bu seviyelerdeydi. İşlem haftasında birden bu denli yüksek bir değişim yaşanmasıyla 2 ve 10 yıllık tahvil makası oldukça açıldı, dolar güçlendi, kıymetli metaller baskı altında kalmaya devam ederken en belirgin hareket euro, Japon yeni ve petrolde görüldü.
Eurodaki kayıpta Fed’in adımlarını hızlandırmasına karşın ECB’nin çok geride kalması en temel sebep. Buna kötü durumda olan sektörleri ve ekonomide yavaşlama sinyallerini de eklediğimizde EUR/USD 0,99’lu seviyeye indi.
USD/JPY tarafındaki yükselişte de benzer bir ayrıma fiyatlaması var. BoJ, tepkisiz kalmaya devam ediyor ve fiyat 24 yılın zirvesine çıktı.
Brent fiyatındaki kayıpta da dolar baskısının payı büyüktü. Ancak düşüşte ABD’nin S. Arabistan başta olmak üzere müttefik olduğu üretici ülkelerle arzın artırılması konusunda görüşmelere başlaması, ayrıca gerekirse piyasada aktif kalacağını belirtmesi de etkili oldu. Fiyat 96 dolara gerileyerek savaş öncesi seviyelere döndü. Ama bugün yeniden 100 dolar üzerinde işlem görüyor.
Geçen haftaki yüksek dolar baskısı bu hafta etkisini azalttı. Neden?
Cuma günü ABD’den gelen perakende güven endeksinde artış olması, enflasyonda ilerleyen aylarda hızın düşeceği beklentisini sağladı. Ama asıl önemli sebep bölgesel Fed yetkililerinin açıklamaları oldu. Şahin kanatta yer alan Bullar ve Bostic ile Fed Yönetim Kurulu üyesi Waller, bu ayki toplantıda 75 baz puanlık faiz artışından yana olduklarını açıkladılar.
Verilere ve son duruma bakalım:
Tarım dışı istihdamda kötü bir seyir yok fakat haftalık işsizlik maaşı başvuruları son ayların en yüksek seviyesine çıktı. ADP bu ay açıklanmadı.
Enflasyon tarafındaki yükseliş beklentilerden çok fazla oldu ve her ne kadar akaryakıtın ağırlığı yüksek olsa da ABD’de de genele yayılan bir fiyat artışı var.
ÜFE’deki yükseliş de devam etti ve bu üretici tarafındaki maliyette yavaşlama olmadığını gösterdi.
Perakende satışlardaki yükselişi iki şekilde değerlendirmek gerekiyor. Büyüme tarafı için olumlu ama enflasyonun yüksek olduğu bir süreçte talebin canlı kalması da yine enflasyonu besleyebilir.
Güven endeksi gelecek aylar için umut verdi.
Tüm bu verileri bir araya getirdiğimizde enflasyon riskinin yüksek kaldığını görüyoruz. Zaten Fed de bu nedenle geçen ayki gibi 75 baz puanı masada tutuyor. Ama piyasalar tabir yerindeyse Fed’i istediği yere sürüklemek istiyor. Bunu geçen hafta birden %10’lu seviyelerden %90’a yaklaşan fiyatlamada gördük. Şimdi ise beklentiler %90’dan %60’lı seviyelere indi. Sebebi; Fed yetkililerinin açıklamaları…
Piyasalar Fed için 75 baz puanın yeteri kadar büyük bir oran olduğuna ikna olursa eğer haftanın devamında tam puan beklentileri %40’ların da altına inebilir. Bu doları düşürür mü? Hayır, sadece yükseliş hızını biraz frenleyebilir. Asıl önemli nokta toplantıda Eylül ve sonrası için faiz artış hızında yavaşlama sinyallerinin verilip verilmeyeceği. Bir de tabii ECB durumu var; beklenmiyor ama banka pasif kalmaktansa daha şahin bir adım atmaya karar verir, sürpriz bir oran kullanırsa dolarda çok kısa süreli bir soluklanma görülebilir. Ancak kabul etmek gerekir ki Fed, bu süreçteki en şahin gelişmiş ülke bankası ve şimdilik böyle kalmaya devam ediyor.