Faiz oranlarını artırmaya yönelik takvimlerini 2024 yerine önümüzdeki yıla çeken FED üyelerine göre, enflasyon aslında pek geçici değil.
Her seferinde beklentilerini aşmış gibi görünen fiyat artışlarına yetişmek amacıyla tahmin ve öngörülerini düzeltmeye çalışan FED'in gelişmeler karşısında artık kontrolü kaybettiği düşünülebilir.
Geçtiğimiz haftada düzenlenen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında yayınlanan tahminlerde, kişisel tüketim harcamaları endeksine göre ölçülen şekilde bu yılki enflasyona yönelik ortalama tahmin, Haziran'daki %3,4'e kıyasla %4,2'ye yükseldi. Oynak gıda ve enerji fiyatlarının dahil edilmediği Çekirdek KTH enflasyonu ise Haziran'daki %3,0'dan %3,7'ye yükseldi.
2022'deki çekirdek KTH enflasyonuna yönelik tahmin oranının, Haziran'daki %2,1'e ve FOMC üyelerinin tedarik zincirlerindeki bozulmaların uzun vadeli etkisini görmezden geldiği Eylül 2020'deki %1,8'e kıyasla %2,3 olması belki de daha çok şey anlatıyor. Aralık tahminlerinin daha da yüksek gelmesi son derece olası.
Önümüzdeki yıl için öngörülen ortalama FED fon oranı %0,1'den %0,3'e, 2023 için ise %1,0'a yükseltildi. Buna kıyasla, bir yıl önceki tahminler oranın 2023 boyunca %0,1'de kalmasına yönelikti.
Tahvil Alımlarında Azalmayı Belirlemek İçin İki Test
Gerçekler ne kadar büyük bir fark yaratıyor, özellikle de onları görmezden gelmezseniz. FED üyeleri sürekli olarak enflasyonu hafife aldı ve muhtemelen hala buna devam ediyorlar.
Bu yüzden, FOMC'nin tahvil alımlarını azaltma planlarını hızlandırması ve muhtemelen 2-3 Kasım toplantısı kadar erken bir tarihte başlayacak olması şaşırtıcı değil. FED Başkanı Jerome Powell, üyelerin çoktan karşılanan enflasyon(!) testine ek olarak maksimum istihdam testini karşılamak için bir adet daha "iyi" bir istihdam raporunun—8 Ekim'de yayınlanacak Eylül ayı istihdam raporu—yeterli olabileceğine işaret etti.
Powell Çarşamba günü FOMC toplantısının ardından gerçekleştirdiği basın toplantısında şöyle konuştu:
"Bu iki testi karşıladıktan sonra, komite bu testlerin karşılandığına karar verdikten sonra ve bu bir sonraki toplantı kadar erken bir tarihte olabilir, bu dilin amacı, sürecin bir sonraki toplantı kadar erken başlayabileceğine dair bildirimde bulunmak."
FOMC'deki şahinler—bir süredir FED'in tahvil alımlarını daha erken bir tarihte azaltmaya başlaması gerektiğini söyleyenler—üstün durumda.
Cleveland FED Başkanı Loretta Mester, Ohio Bankers League'in düzenlediği bir organizasyonda, "Varlık alımlarımızı Kasım ayında azaltmaya başlamayı ve bu azaltma sürecini önümüzdeki yılın ilk yarısında tamamlamayı destekliyorum," dedi.
Kansas City FED Başkanı Esther George ise, American Enterprise Institute'a şöyle konuştu:
"Her ay varlıklarımızı artırmaya devam etmenin arkasındaki gerekçeler zayıfladı."
FED her ay 80 milyar dolarlık Hazine tahvili ve 40 milyar dolarlık ipoteğe dayalı tahvil satın almaktaydı ve eleştirmenler bu tarz teşvikler için zamanın çoktan geçtiği konusunda uyarıda bulunmuştu.
George'un da dile getirdiği gibi diğer önemli soru ise, FED'in bu aylık tahvil alımları sebebiyle artık 8,5 trilyon dolara kadar şişen bu bilançosunu nasıl ve ne zaman küçültmeye başlayacağıydı. Bilançoyu yalnızca bu seviyede sürdürmek bile gevşe bir politika ve uzun vadeli faiz oranlarını düşük tutabilir.
İki bölgesel FED başkanı da, Powell'ın tahvil alımlarını azaltma sürecini önümüzdeki yılın ortasına kadar sonlandırmak ve faizleri 2022 içinde yükseltmeye başlamak isteyenler olarak atıfta bulunduğu isimler arasında olduklarını açık bir şekilde dile getirdi.
Borç tavanı konusunda Kongre'de yaşanan çıkmaz ise FED'in hareket alanını kısıtlıyor; Hazine Bakanı Janet Yellen, Kongre'nin tavanı yükseltme ya da askıya alma konusunda bir harekete geçmemesi durumunda hükümetin önümüzdeki ay kaynak sıkıntısı yaşayabileceği konusunda uyarıda bulundu.
FED'in finans piyasalarındaki sıkıntıları gidermek adına, iflasa düşecek Hazine tahvillerini satın alarak, kendi portföyünden iflasta olmayan tahvilleri satmak gibi aşırı önlemler almak zorunda kalabileceğine dair spekülasyonlar mevcut. Hem Powell, hem de Yellen 2013'te benzer bir çıkmaz yaşandığında, ne kadar çekimser bir şekilde olsa da böyle bir önlemi desteklemişti.
Demokrat Parti Siyaseti Powell'ın Yeniden Atanma Sürecini Zorlaştırdı
Tüm bunlara ek olarak, Powell'ın FED'in başına yeniden atanıp atanmayacağı sorusu da hala belirsizliğini koruyor. İkinci dönemi için adaylığı oldukça muhtemel gibi görünse de, Demokrat Parti'deki ideolojik ayrışmanın pençesine düştü. Partideki ilerlemeciler, FED'in önceliklerini yeniden düzenleyecek yeni bir başkan istiyor.
Adaylık konusu, pati içinde büyük harcama planları ve hükümetin rolünü de içeren geniş kapsamlı bir tartışmanın parçası haline geldi. Bu hafta yapılması beklenen oylama, tartışmanın nasıl sürdüğü konusunda ipuçları verebilir.