Beklentilerin altında gelen son TÜFE verisi her ne kadar piyasalarda, yumuşak para politikasına geçiş sinyali olarak algılansa da son FOMC tutanakları sonrası fiyatlama bu şekilde olmadı.
Peki bu fiyatlama doğru mu?
Küresel çapta artan enflasyon kaynaklı merkez bankalarının faiz arttırdığı bu süreçte Fed'in öncü rol üstlenmiş olması, USD karşısında birçok para biriminin değer kaybına yol açtı. Bu durum doğal olarak, net ithalatçı konumda olan ABD ekonomisinde ithal edilen malların (özellikle de euro/dolar paritesindeki gevşeme ile) daha ucuz hale gelmesini sağladı. Bu açıdan bakıldığında son TÜFE verisindeki kur etkisini göz ardı etmemek önemli.
Bu durumda Fed'in diğer merkez bankalarının faiz artış döngüsünün gerisinde kalması ise USD'nin değersizleşmesi ve ithal ürün maliyetlerinin yani enflasyonun artması anlamına geliyor. Örneğin İngiltere bu yıl içinde 6 adet faiz artışına gitmiş olmasına rağmen Ukrayna savaşı kaynaklı oluşan enflasyonu halen dizginleyebilmiş değil. Bu sebeple yeni faiz artışlarının geleceği ise neredeyse kesin. ABD ile olan ticaret hacmi ve sterlin/dolar paritesinin ileriki dönemde artma potansiyeli ise Fed için bir enflasyon riski olarak kenarda duruyor. Benzer şekilde AMB tarafında ise faiz artış döngüsü yeni başladı.
Fed'in yakın zamanda sıkı para politikasından geriye dönemeyecek olmasının altında yatan bir diğer sebep ise enflasyonun halen %2 hedefinin oldukça üstünde seyretmesi.
Bu durumun kripto paralara olası etkisi
Sıkı para politikasının devamlılığı ve artan regülasyon baskısı ile görece düşük seviyelerde seyreden kripto para fiyat seviyesi;
1- Zarar açıklayan madencilik dahil birçok kripto şirketinin tasfiyesi veya iflas olasılığını arttırıyor.
2- Bu şirketlere borç veren yatırımcı ve diğer şirketlerin de bu döngüde zarara uğraması ile olası bir sistematik hatta olası bir sistemik risk unsuru barındırıyor.