İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, Para Politikası Konseyi'nin geçtiğimiz haftada faizleri yükseltmeyi erteleme kararını savunurken, üyelerin böyle bir karar konusunda panik halinde olmadığını kendine özgü bir tabirle dile getirdi.
Yatırımcılar endişelendi. Bailey'nin, merkez bankasının para politikasında sıkılaşmaya başlayacağına açık bir şekilde işaret ettiğini düşündüler. Ancak merkez bankası enflasyon tahminini önümüzdeki ilkbahar için %5'e yükseltirken, faiz oranlarında bir artışın yalnızca muhtemel olarak "önümüzdeki aylarda" gerekli olabileceğini söyledi. Banka gösterge faiz oranını %0,25'e artırma beklentileri yerine %0,1'de sabit bıraktı.
Bir de ABD kendini sorunlarla karşı karşıya zannediyordu.
FED sunduğu yönlendirmeyle beklentileri doğruladı ve tahvil alımlarını mevcut aylık 120 milyar dolardan her ay 15 milyar dolar azaltacağını ve bu süreci önümüzdeki yılın ortasında bitireceğini duyurdu.
FED Başkanı Jerome Powell bu süreç için "sabırlı olmanın uygun olduğunu" söyleyerek bu nazik darbeyi daha da yumuşattı.
Başkan Joe Biden'ın kendisini ABD merkez bankasının başkanı olarak ikinci görev dönemine aday gösterip göstermeyeceği konusunda haftalardır bir işaret beklediği için, Powell sabır konusunda birkaç şey biliyor. Biden geçtiğimiz haftada bir kararın yakın olduğunu söyledi ve hem Powell, hem de FED üyesi Lael Brainard'la ayrı toplantılar gerçekleştirdi. Brainard Powell'ın yerini alabilir, ya da en azından merkez bankasındaki başkan yardımcılığı pozisyonlarından birine gelebilir.
Para Politikası: Tamam mı, Devam mı?
Wall Street hala Biden'ın bir karar vermesini beklerken, dünya dönmeye devam ediyor. Norveç Merkez Bankası Eylül ayında iki yılın ardından ilk kez artırmanın ardından politika faizini yükseltme niyetini yineledi. Norveç ekonomisi güçlü bir toparlanma sergiliyor ve merkez bankası önümüzdeki yılın sonunda salgın öncesindeki %1,5 oranına geri dönene dek her çeyrekte faizi 25 baz puan yükseltmeyi planlıyor.
Yeni Zelanda Merkez Bankası da faizleri yükseltti ve Kanada Merkez Bankası (BoC) parasal gevşeme sürecini durdurdu. Dünya çapında merkez bankaları kolay para politikalarını farklı hızlarda yavaşlatıyor.
Bu ayrışmanın sebebi, bazı merkez bankası başkanlarının para politikasının geleneksel rolü olan fiyat istikrarı ve maksimum istihdam sağlama hedeflerini geri plana alma isteği. Bu hedeflerin, para politikasının ulaşabileceği bir şey olup olmadığı da açık değil.
Powell bu politikanın en büyük savunucusu, ancak Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde da onun izinden gitmekten memnun gibi görünüyor. Powell ve takipçileri COVID-19 salgınının olağanüstü bir durum yarattığını ve ne kadar sürekli gibi görünse de enflasyonun tedarik zincirlerindeki ve istihdam piyasasındaki geçici bozulmaların bir sonucu olduğunu iddia ediyor.
Geçtiğimiz haftada düzenlediği basın toplantısında gelen sorular üzerine, FED Başkanı merkez bankasının maksimum istihdam hedefine önümüzdeki yılın ikinci yarısında ulaşılmasının "ihtimaller dahilinde" olduğunu söylerek muhtemel faiz artışlarının yolunu yaptı.
Finansal danuşman Charlie Farrell Denver Post'taki köşe yazısında FED'i yatırımcılara "gaslight" yapmakla suçladı. Bu terim birinin kendisinden şüphe sağlayacak şekilde algılarını manipüle etmeyi tabir için kullanılsa da, burada enflasyon beklentilerini çapalı tutmaya ve yüksek fiyat beklentilerinin kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşmesini engelleme gerekçesiyle kullanılıyor.
"FED enflasyonu tahmin etmek konusunda pek de iyi bir geçmişse sahip değil ve bunun farkında. İşin gerçeği şu ki, FED'in tedarik zinciri sorunlarına ve bunun sonucunda istihdam açığına neyin sebep olduğu konusunda kesin bir fikri yok."
Yani, ilacınızı seçin. İngiltere Merkez Bankası korktu mu, yoksa FED sizi manipüle mi ediyor? Ya da bu yetkililere sizin çıkarlarınızı korumaları için gözünüz kapalı güvenmeli misiniz? Tarih bize şüpheci olmamız gerektiğini söylüyor.