😎Özel Yaz Kampanyası - InvestingPro’nun yapay zeka destekli hisse seçimlerinde %50 indirim fırsatıİNDİRİMİ KULLAN

Faiz Kavramı Üzerine

Yayın Tarihi 29.09.2021 09:40
USD/TRY
-

Söze “faiz” kavramının günlük konuşma içerisindeki yeri ile başlayalım.

“Faiz zamanın fiyatıdır”… Toplumlar zaman boyutunu çeşitli dilimlere bölmüş ve bu bölümlerin uzunluğuna göre de faiz fiyatı uygulamışlar. Bu dilimlere “vade” diyoruz. Vade insanlığın en eski sözcüklerinden biri. Kökeni MÖ 2,300’lerde Orta Doğu’da hükümranlık sürdüren Akkad’lara kadar uzanıyor. Dolayısıyla, faiz ve vade kavramları insanlık tarihinde çok uzun bir geçmişe sahip.

Faizin hangi piyasada, nasıl belirlenmekte olduğu meselesi ise iktisat öğretisinin henüz üzerinde anlaşamadığı temel konulardan birisi. Avusturya (neoklasik, ana akım) ekonomik öğretisi faizin belirlenmesini tasarruf ve yatırım yapanlar arasında fon piyasasında gerçekleştiğini savunmakta. Faizin belirlenmesi sürecinde tasarruflar yatırım harcamalarına eşitlenmekte. Böylece bir yandan da ulusal ekonomilerde tasarruf – yatırım eşitliği sağlanacağından artık dengesizlik ve kriz yaratacak herhangi bir tehlike de kalmayacağı öne sürülmekte. Piyasaların Newton fiziğinin şaşmaz yasalarını andırır biçimde, her zaman optimal, her zaman dengeli, her zaman kusursuz istikrar içinde olacağı savunulmakta.

Diğer yandan Keynesgil görüş, faizi paranın fırsat maliyeti olarak değerlendirir ve para piyasasında, para arzı ile para talebi arasında belirlenmekte olduğunu savunur. Geleneksel Marxist iktisadi yazın ise faizin belirlenmesini, artık-değerin yaratılması sürecinde faiz ile kar oranları arasındaki ilişkilere dayandırır.

***

İktisadi düşünce tarihi faiz ve paranın dengesi üzerine uğraşadursun, TC Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) geçtiğimiz hafta sürpriz bir biçimde politika faizini (teknik tanımıyla, 1 hafta vadeli repo ihale faizi) 1 puan (%19’dan, %18’e) düşürdü. Ulusal ekonominin mevcut göstergeleri ve gerçekleriyle bağdaşmayan, ekonomik analize dayalı gerekçelerle açıklanamayan ve özünde de siyasi baskı ve sadakate dayalı bu karar iktisat medyasında etraflıca tartışıldı (Konu üzerine toparlayıcı bir özet için Alaattin Aktaş’ın 27 Eylül tarihli Dünya Gazetesi köşe yazısına başvurulabilir).

Bu haftaki yazımda, faiz meselesinin etrafındaki mistik sis perdesini açmayı amaçlayan bir dizi gözlemimi paylaşmak amacındayım.

Her şeyden önce, kamuoyunda Merkez Bankasının PPK toplantılarında kararlaştırdığı faizin, tüm ekonomide gerçekleştirilen parasal işlemler için geçerli olacak faiz oranını sabitlediği ve ekonomideki tüm işlemlerin bu faiz düzeyinde sürdürülmekte olması gerektiği yanılsaması söz konusu olabilir. Halbuki, TCMB sadece kendi (1 haftalık repo ihalesi) işlemleri için geçerli olacak olan politika faizine karar vermektedir. Oysa, ulusal ekonomide geçerli olacak “faiz oranları” ilgili para piyasalarında, piyasaların koşulları uyarınca (ekonomik göstergeler, beklentiler, öngörüler, riskler, endişeler, sevinçler, tasalar…) belirlenmektedir. “Oranları” diyoruz, zira hepimizin bildiği üzere karşılaştığımız bir çok faiz oranı var.

Biz bunlardan sadece ikisini, ticari kredi faizi ile tüketici kredileri faizini ele alacağız ve TCMB politika faizi ile karşılaştırmalı düzeyini izleyeceğiz. İlk grafik bunu amaçlıyor. Grafikte 2019 başından bu yana söz Türkiye Para Piyasalarında Faiz Oranları konusu faizlerin seyri aylık düzeyde sergilenmekte. TCMB politika faizleri ilgili PPK toplantılarında kararlaştırılmakta. Ticari ve tüketici kredi faizleri ise piyasa koşullarında belirlenmekte. Grafik bize üç seri arasında genel bir ilişkinin varlığını, ancak piyasanın faiz oranlarının MB’den bağımsız olarak seyretmekte olduğunu açıkça vurguluyor. Yani, TCMB ne yaparsa yapsın, ulusal ekonominin yatırım ve tüketim harcama davranışlarını etkileyen faiz oranlarını ancak dolaylı yoldan etkileyebildiği görülüyor. Dolayısıyla, TCMB bütün ekonomi için geçerli olacak faiz oranını sabitleyemez ve dikte ettiremez. Hatta, eğer politika faizini belirleme kararını iktisadi akıl ile değil, siyasi sadakat üzerinden, ekonominin gerçeklerine aykırı biçimde uygulamaya kalkarsa, ekonomik kararlarda etkili olacak uzun dönemli piyasa faizlerinin, bilakis, daha da yükselmesine neden olabilir. Türkiye’de söz konusu olan da budur.

Faiz Oranları

Burada, faiz enflasyonun nedenidir kargaşasına sözü getirir isek; bu söylemin yanlışlığı son derece basittir. Yüksek enflasyon nedeniyle değeri düşmekte olan yerli paranın (TL’nin), bir müdahale ile değerinin yükseltilmesi gereklidir. Paranın diğer fiyatı faiz olduğuna göre, faizin yükseltilerek, enflasyon nedeniyle düşmekte olan paranın değerinin korunması ve dengelenmesi amaçlanmalıdır. Eğer bu yapılmazsa yerel ve uluslararası piyasalar sizin adınıza TL’yi bir başka düzlemde fiyatlayacak ve cezalandıracaktır: Döviz piyasasında.

Nitekim, TCMB’nin politika faizi serüvenini döviz kuru ile (TL/US$) ile karşılaştırdığımızda bu gerçek tüm çıplaklığıyla ortadadır. İkinci grafiğimizde, TCMB verilerinden hareketle 2019’un başından bu yana TCMB TCMB Politika Faizi ve Döviz Kuru politika faizi ile Amerikan dolarının satış fiyatını sergilemekteyiz. Grafikte kesik çizgiyle öne çıkartılan 2019 Temmuzu ile 2020 Eylülü arasındaki dönem öğreticidir. Söz konusu dönemde TCMB politika faizini siyasi direktifler boyunca düşürmekte iken, döviz piyasasında doların fiyatının alabildiğince yükselmesine neden olmuştur. Oysa bu dönemde, ekonominin temel dengelerinin sarsılmasına dayanan bu olgu, büyük bir bağnazlık içerisinde “Türkiye’nin başarısını engellemeye çalışan yerli ve yabancı düşmanlar” üzerine yansıtılmaya çalışılmış; ulusal ekonomide yaratılan istikrarsızlığın nedenleri hayali düşmanlar üzerine atılarak, medya sloganları ile geçiştirilmiştir.

Politika Faizi ve Dolar Kuru

Bu dönüşümlerin ardında yatan ana mekanizma ise kuşkusuz ki faizlerin enflasyondan arındırılmış reel düzeyleridir. Reel faizlerin seyri, ekonomide alınan tüketim, tasarruf ve yatırım kararlarının seyrini doğrudan belirlemektedir. Dolayısıyla, enflasyonist dinamikler ile mücadelede anahtar, faizlerin nominal değil, reel düzeyleri olmalıdır. Faizin reel olarak gerçekçi bir düzeyde olmaması durumunda, politika aracı olarak etkinliği de sınırlı olacaktır.

Elimizdeki veriler, ABD dolarının özellikle yükselişe geçtiği söz konusu dönemde TCMB politika faizinin negatif olduğu (TÜFE ortalamasına göre) göstermekte. Bu dönemde ticaret ve tüketici kredisi faizleri de bu politikayı izlemiş ve ulusal ekonomide borçlanmaya dayalı büyüme elde edilebilmiştir. Parasal genişleme ve borçlanmanın özendirilmesine dayalı bu yapay büyüme saman alevini andırır biçimde, ivmesini kısa sürede yitirmiştir.

Reel Faizlerin Gelişimi

Öyle anlaşılıyor ki, 2023 seçimlerinin yaklaştığı güncel dönemde, AKP ekonomi idaresi yeniden bir “büyüme öyküsünü” her ne pahasına olursa olsun kurgulama çabası içindedir. Bu çabanın sonucunun ise daha da şiddetli dengesizlik ve derinleşecek bir döviz krizi olacağı açıktır.

***

Faiz kavramının bir de sınıfsal boyutu var. Marxist iktisat yazınında faizler, sermayedarın kârlılığı ile yakından ilgili ve artık-değerin yaratılmasını ve sermaye sahipleri arasındaki ikincil büyüme ilişkilerini de etkileyen bir olgu. Bu mekanizmayı daha yakından analiz edebilmemiz için sermayenin kar oranları bilgisine ihtiyacımız var. Elimizde Türkiye ekonomisi üzerine yapılmış kapsamlı karlılık oranları serisi ne yazık ki mevcut değil. Ancak, Avrupa Komisyonu istatistik sitesi AMECO’dan elde ettiğimiz sermayenin net getiri oranları verileri, Türkiye için 2010 sonrasında net kar oranlarının ekside olduğunu vurguluyor. Bu dönem küresel büyük durgunluk dönemi olarak adlandırılmakta ve ana özelliği, gelişmiş ülkelerde durgunluğu aşmak için Net Sermaye Stoku, Net Getiri Oranındaki Yıllık Değişimler (%) izlenen politikaların çoğunlukla parasal genişlemeye (quantitative easing) dayanması ve tüm dünyada finansal spekülasyona dayalı büyümenin özendirilmesi. Spekülasyona-dayalı büyüme (çabası diyelim) diye adlandırılan dönemin sermayenin ikincil bölüşüm ilişkileri açısından düşünüldüğünde sabit sermaye (sanayi sermayesi diye özetleyelim) kesimi için negatif düzlemde olması düşündürücü.

Net Sermaye Stoku, Net Getiri Oranındaki Yıllık Değişimler (%)

Özellikle doktora ve yüksek lisans tez konusu arayışı içinde olan genç meslektaşlarımız için bulunmaz bir araştırma fırsatı.

Orijinal Makale

Son yorumlar

Sıradaki makale yükleniyor...
Uygulamamızı Yükleyin
Risk Açıklaması: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve yatırım miktarınızın bir kısmını veya tamamını kaybetmenize sebep olabilir, bu sebeple tüm yatırımcılar için uygun değildir. Kripto para fiyatları aşırı derecede hareketlidir ve finansal haberler, politik olaylar ve düzenleme kurumları gibi konulardan kolaylıkla etkilenir. Kaldıraçlı işlem yapmak finansal riskleri yükseltmektedir.
Diğer finansal araçlar veya kripto paralar içinden tercihinizi yapmadan önce, yatırım nesnelerinizi, deneyim seviyenizi ve risk iştahınızı dikkatlice gözden geçiriniz ve ihtiyacınız olduğunda profesyonel tavsiye almayı deneyiniz.
Fusion Media sitede yer alan bilgilerin gerçek zamanlı ya da isabetli olacağının mutlak olmadığını hatırlatır. Tüm borsa fiyatları, endeksler, vadeli işlemler, Forex ve kripto para fiyatları, borsalardan değil piyasa düzenleyicileri tarafından oluşturulur, bu sebeple fiyatlar isabetli olmayabilir ve gerçek piyasa fiyatlarından farklı olabilir, bu da buradaki fiyatların fikir verme amaçlı olduğunu ve ticari amaçlar için uygun olmadığını gösterir. Fusion Media veya herhangi bir sağlayıcı, buradaki bilgileri kullanmanız sonucu oluşacak olası kayıplarınızdan ötürü sorumluluk taşımamaktadır.
Bu sitede yer alan bilgileri, Fusion Media ve/veya veri sağlayıcıdan yazılı izin almadan kullanmak, saklamak, kopyasını üretmek, görüntülemek, düzenlemek veya dağıtmak yasaktır. Fikri mülkiyet hakkı, sitede yer alan verileri sağlayanlara ve/veya borsalara aittir.
Fusion Media reklamlarla veya reklam verenlerle etkileşiminize bağlı olarak internet sitesinde görüntülenen reklamlardan gelir elde edebilir.
İşbu sözleşmenin aslı İngilizcedir ve İngilizce ve Türkçe versiyonu arasında tutarsızlık olduğunda İngilizce versiyonu dikkate alınacaktır.
© 2007-2024 - Fusion Media Limited. Tüm Hakları Saklıdır.