23-29 Ağustos haftasında piyasalar, Euro varlıkları satışlarının içerisinde buldu kendini… Sebebine bakacak olursak aslında beklenmeyen bir durum olmadığını söylemek pek yanlış olmaz. Geçtiğimiz hafta Almanya GSYİH verisinde ön okunmada küçülmenin işaret etmesinin ardından ekonomik durgunluk tartışmaları başladı ki Almanya hükümeti varlığını hissettirdi. Hükümetin, derin bir resesyondan kaçınabilmek için mali teşvik tedbirleri hazırladığına yönelik spekülasyon Euro varlıklarını desteklese de Avrupa Bölgesi’nin lokomotif ekonomisi olan Almanya’da en güçlü sektör imalat verisi, Perşembe günü açıklanan Ağustos ayı ön okunma da 43,6 oldu. Verinin beklentilerin üzerinde gelmesine karşın 50 seviyesinin altındaki seyrini sürdüren imalat verisi, sektörde art arda sekizinci ayda da daralmayı işaret ederek Avrupa'nın en büyük ekonomisinde şirketlerin olası bir resesyona hazırlandığının sinyallerini vermesi Euro fiyatlamasında baskı oluşturdu. Ardından ise Avrupa Merkez Bankası'nın Temmuz ayı toplantı tutanaklarında politika yapıcıların, enflasyon beklentilerindeki düşüş eğiliminin endişe kaynağı olduğu ve Euro Bölgesi’nin ekonomik yavaşlamasının beklenenden daha uzun süreceği konusunda fikir birliğine vardığını yayınlaması Euro varlıklarında resmen kırılma noktası oldu. EURUSD paritesi ise Ağustos ayı başındaki kazançlarını silerek 1,1051 seviyelerine kadar geriledi.
Avrupa’da yoğun satışlar yaşanırken hala AB üyesi olan İngiltere ve İngiltere varlıkları meselelere uzak kaldı. Britanya’nın asıl gündemini koruyan ve gittikçe yaklaşan Brexit sürecinde; haftaya anlaşmasız Brexit senaryolarının olası etkileri basına yansıdı. Özellikle İngiliz hükümetinin, Avrupa Birliği'nden anlaşmasız ayrılması halinde AB vatandaşlarının ülkede serbest dolaşma ve çalışma hakkının sonlandırılacağını bildirmesi kritikti. Birleşik Krallık’ın havasını bulandıran olası söylentiler İngiliz varlıkları fiyatlamasında yön değişimine neden olmasa da baskı kurduğunu söyleyebiliriz. Ancak sert Brexit söylemleri ile bilinen Başbakan Johnson'ın Avrupa seyahatinde ilk kez Brexit sürecinde bir anlaşmaya varmak istediğini belirtmesi üzerine uzun süreli molada olan Sterlin, sahalara agresif bir dönüş yaparak 1,2272 seviyelerine kadar tırmandı.
Asya piyasaları ise küresel gelişmelere ve ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşına dair yoğun açıklamalara rağmen resmen seyirci kaldı. Çin Merkez Bankası 20 Ağustos itibariyle uygulamaya başladığı ana faiz oranıyla birlikte şirketler için borçlanma maliyetlerini sınırlı miktarda düşürdü. Japonya’da ise çekirdek enflasyon Temmuz ayında yüzde 0.6 seviyesinde gerçekleşerek 2 yılın düşüğündeki seyrini sürdürürken ihracat Temmuz'da aylık bazda art arda sekizinci kez geriledi. Haftanın kritik gelişmesi de ABD’nin Huawei'ye yaptırımları 90 gün ertelemesi oldu. Piyasalardaki gelişmelere rağmen USDJPY paritesi 23-29 Ağustos haftasında 106,00-106,70 bandında sınırlı fiyatlama gösterdi.
Son işlem gününde ise Çin’den gelen 75 milyar dolar değerinde 5 bin 78 ABD ürününe yüzde 5 ve yüzde 10 arasında ek vergi koyma kararı öncü dünya borsalarında ve enerji ürünlerinde sert satışlara neden oldu.
Haftayı tamamlarken dolar köşesinde en çok değer kaybedenler skalasına ise bu kez Türk Lirası yazıldı. ABD tarafında Başkan Donald Trump, Fed'in dünya ekonomisini desteklemek için faizi en az 100 baz puan indirmesi gerektiğini söyleyerek Fed’e yönelik sert eleştirilerini devam ettirirken Fed'in üç bölgesel Başkanı, ABD ekonomisinin düşük faize ihtiyaç duymadıklarını dile getirdi. Yurt içinde açıklanan perakende satışlar ve tüketici güveni verileri pozitif bir tablo çizse de konut satışları Temmuz'da yıllık yüzde 17.5 azalması dikkat çekti. Diğer tarafta ise TCMB, zorunlu karşılık oranı ve zorunlu karşılıklara ödenen faiz/nema uygulamalarında değişiğe gitti. Yapılan revize ile TL kredilerinin büyümesi hedeflenirken ilk aşamada piyasaya yaklaşık 5,4 milyar TL ve 2,9 milyar dolar karşılığı altın ve döviz likiditesi verilmesi beklense de merkezin bu kararına TL fiyatlaması negatif tepki verdi. Özellikle siyasette tansiyonun yüksek olması ve Fırat’ın doğusuna dair operasyonlar jeopolitik riskleri artırırken USDTRY 5,78 seviyelerine kadar yükselerek yüzde 4’e yakın değer kazancıyla haftanın galibiyet köşesini Dolara bıraktı.
Haftaya Euro Geri Dönebilir
26-30 Ağustos haftasına kısaca bir göz atacak olursak başta Almanya ve Euro Bölgesinde yoğun veri akışı yaşanacak. Özellikle Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’nın ikinci çeyrek büyüme rakamı oldukça kritik. Bir önceki çeyrekte yüzde 0,1 küçülen Alman Ekonomisinde ikinci bir küçülme resesyon anlamına geleceğinden Euro varlıkları üzerinde sert satışlara neden olabilir. Piyasa beklentileri olan yüzde -0,1’e kıyasla pozitif tarafta gelebilecek veri ülke ekonomisini resesyon kapısından döndürebilir ve Euro varlıklarında kısmi toparlanmaya neden olabilir.
ABD tarafında da yoğun bir makro ekonomik haftaya başlayacak olsak da küresel piyasalarda kazançlarını koruyan dolar, açıklanacak büyüme verisinden destek bulabilir. Asya piyasalarında ise bir Haziran ayında yüzde 3,3 daralan Japonya sanayi üretimi ve yüzde 0,8 azalan perakende satışlar önemli olacak. Ekonomide iç dinamiklerin önemli verilerinden olan sanayi üretiminin piyasa beklentilerinin üzerinde kaydedilmesi hali hazırda düşüş trendinde olan USDJPY paritesinde Japon Yeni lehine işlemlere kapı açabilir.
Yurt içinde ise başta kapasite kullanım oranı veri tablosunda 2 yıldızlı önem derecesi alırken imalat güveni ve ekonomik güven endeksi Türk varlıklarının seyri açısından takip edilecek.