Uzun zamandır yüksek olan enflasyon Temmuz-Ekim 2020 döneminde %11’li seviyelerde takılı kaldı(!), sonrasında ise adım adım %14, %15, %16 ve %17’ye çıktı, Temmuz ayına geldiğimizde TÜFE %18,95’e çıktı. Bu oran hem Nisan 2019 sonrası en yüksek olurken hem de %19 faizi yakalamış oldu, öyle ki reel olarak faiz getirisi ekside.
Enflasyon neden yükseliyor?
Pandemi sonrası küresel tarafta emtia, gıda, enerji ve mal gruplarındaki artış enflasyonu artırıyor, doğru da ülkemizde enflasyon çok daha öncesinden beri yüksek. Bunun en önemli nedeni ise güvensizlik ve belirsizlik.
Enflasyonu etkileyen nedenlerden biri de ekonomiye dair beklentilerdir, örneğin bir üretici ya da satıcı ülke para biriminin sürekli değer kaybettiğini, bir gece alınan kararlarla uygulanan politikaların değiştiğini, kazancının sürekli azaldığını görünce fiyatların da artmaya devam edeceğini düşünür. Yatırımcı için de bu böyledir, ülkedeki politikalara dair endişe duyuyorsa risk almak istemez.
Enflasyonu yükselten nedenlerin başında para birimindeki kayıp ve bunun nedenleri geliyor. Bununla beraber üretimin desteklenmemesi, yardım ya da teşviklerin hem sembolik hem de sözde kalması, doğru alanda doğru isimlerin yer almaması ve güven sağlanamamasını sayabiliriz.
Temmuz ayı itibarıyla enflasyonla faiz başa baş noktada tabi bu oran olarak, fakat mevduat üzerinden değerlendirdiğimizde faiz ekside. Merkez Bankası ise faizin enflasyon üzerinde kalacağını söylemişti, o zaman merkezin Ağustos’ta faiz artırması gerekir, ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu ayları faiz indirimi olarak işaret etmişti. TCMB, faiz indirim baskısına faizi sabit tutarak direndi, ama enflasyondaki artış faiz artışını zorunlu kılıyor. Madem sıkı para politikası uygulanıyor o zaman faiz artışı iktisadi olarak zorunlu görülüyor. Lakin bağımsızlık kaygısı yaşayan merkezin siyasi baskı altında faiz artışına gitmesi ihtimali henüz güçlü değil. Enflasyon değerlendirmesinin yapılacağı aylık gelişmeler raporunda bu yönde bir sinyal verilirse TL’de toparlanma görülebilir, çünkü son günlerde kurda yaşanan düşüş küresel sebeplerden kaynaklanıyor.
ÜFE’deki zirve, enflasyondaki artışın Ağustos’ta da devam edeceğini gösteriyor ki yaz aylarındaki bu yükseliş yılın kalanı için merkezin %14 hedefinin de pek mümkün olmadığını gösteriyor.
Sonuç olarak ya daha önceki dönemlerde olduğu gibi faize direnip enflasyon daha çok yükseldikten sonra daha büyük oranda faiz artışına gidilecek ya da artık aktörler kendine gelip gerçekçi sıkı para politikasını uygulayacak. Umarız ki daha önce büyük maliyetlere neden olan ilk olasılık tekrar yaşanmaz.