Yazar: Şenay Şerefoğlu
TCMB'nin 13 Eylül'deki 625 bp faiz artışı ile 6,01 seviyesine gerileyen kur YEP ile 6,48'den 6,12'ye geriledi, ancak haftayı 6,30'da kapattı. 24 Eylül'de ABD basını ve Dış İşlerinden gelen Brunson haberleri ile kur önce 6,04 ardından da 5,9060 seviyesine geriledi. Kurdaki son haftalık hareketler fiyatlamalarda siyasi gelişmelerin ön planda olduğunu açıkça gösteriyor.
Neden?
Rahibin serbest bırakılması ile ABD'nin yaptırımları kaldıracağı, Türkiye'ye olan sert tavrını değiştireceği beklentisi var ki böylelikle TL üzerindeki baskının da azalacağı görüşü hakim. Ancak 25 Eylül 'TL üzerindeki iç riskler Brunson meselesinden daha kritik ' başlıklı raporumuzda risklerin devam ettiğini belirtmiştik.
Sonda söyleyeceğimizi başta belirtelim ki Brunson davası elbette önemli ve hatta kurdaki fiyatlamada da etkili olacaktır, ancak bu fiyatlamanın kısa süreli etkili olmasını bekliyoruz.
Neden?
İlk ihtimal rahibin serbest bırakılması, ki burada ABD'nin tavrı önemli olacak ve düşünüldüğü gibi bir yaklaşım sergilenirse kurda düşüşler görülecektir. Ancak ilk gündemden çıkacak olan ABD ilişkilerinin ardından arka plandaki sorunlar tekrar gündeme gelecek ki bunların başında enflasyon geliyor.
TCMB, bugünkü aylık fiyat gelişmeleri raporunda gıda, enerji ve mal grubunda sert bozulma olduğunu, maliyet artırıcı unsurlardaki yükselişin devam edebileceğine dikkat çekti. Yüksek enflasyon tekrar faiz beklentilerini de gündeme getirecektir, çünkü son rakamlarla beraber enflasyon, faiz oranını yakaladı ve merkezin bir adım daha atması beklentisi kuvvetlenebilir. Bu durumda da yeniden TCMB- hükümet arasındaki fikir ayrılığı gündeme gelebilir, çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezin bağımsız olduğunu söyledi, ancak son faiz artışının ardından sabrının kalmadığını da açıkladı. Haliyle faiz beklentileri yanında fikir ayrılığı ve bağımsızlık endişeleri tekrar fiyatlanabilir.
Baktığımızda bu faiz-enflasyon ve kur sarmalı son yıllarda yaşadığımız en büyük girdap ve henüz çıktığımız da söylenemez..
2. ihtimal rahibin tutukluluğunun devam etmesi olasılığı, burada da yine ABD'nin tavrını ne ölçüde sertleştireceği önem taşıyor. Yaptırımların artması, Trump'ın tehdit boyutundaki tweetlerine devam etmesi ve Mümbiç-İdlib-Suriye konusundaki kararları fiyatlamalarda belirleyici olacaktır. Ağustos'ta kurun rekor yükseliş göstermesinde en belirleyici faktör olan ABD yaptırımları, 12 Ekim duruşma sonrasında da eğer aynı sertlikte sürerse yine kurdaki volatilitenin en belirleyici faktörü olabilir.
Siyasi gelişmeler, ülkeler arası ilişkiler kuşkusuz ki para birimlerinin fiyatlamasında önemli bir etken, ancak iç taraftaki risklerin hali hazırda yüksek olması fiyatlamanın ana etkenidir ki 'kırılgan' ya da 'güçlü' kavramları da yine iç faktörlere bağlıdır. TL'yi kırılgan yapan en önemli neden ise yüksek enflasyon ve cari açık. Yavaş büyüme ve dengelenme sürecinde cari açığın bir miktar azalması bekleniyor, ancak enflasyon tarafındaki risk giderek büyüyor. TL üzerindeki asıl sorun olan enflasyon konusunda alınacak keskin ve kararlı adımlarla toparlanma sağlanabilir. Aksi durumda herhangi bir gelişme temel sorunu sadece kısa süreli geri planda tutabilir.