Yurt içinde bugün enflasyon verisi öne çıkarken diğer yandan da jeopolitik durum yakından izlenmeye devam ediliyor. Yurt dışında ise ABD istihdam verileri fiyatlanmaya devam ediliyor.
Yurt içinde bugün açıklanan Eylül ayı TÜFE verisi, yıllık bazda beklentilerin üzerinde %49,38 olarak açıklandı. Aylık bazda ise TÜFE %2,97 artış gösterdi. Beklenti ise aylık %2,2 artış ve yıllık bazda baz etkisiyle %48,3 olarak açıklanması yönündeydi. Yıllık TÜFE, Ağustos ayında %51,97 iken Eylül’deki düşüşle TCMB’nin %50 olan politika faizinin altında açıklandı. Böylece reel faiz pozitif bölgeye geçmiş oldu. Ancak yıllık TÜFE’nin beklentinin üzerinde kalması, faiz indirimi için hâlâ yeterli alanın oluşmadığı şeklinde yorumlanabilir. Buna göre TCMB’nin enflasyonla mücadelede sıkı adımlarını istikrarlı şekilde sürdürebileceğine yönelik beklenti de korunabilir.
Enflasyon verilerinin detayına baktığımızda; Eylül’de 12 harcama grubunun 11’inde artış gözlemlendi. En yüksek artış, eğitim, alkollü içecekler ve konut kaleminde olurken fiyat azalışının kaydedildiği tek harcama grubu haberleşme oldu. Eylül’de okulların açılması eğitim ve gıda ile birlikte konut harcamalarını hızlandırırken tütün ve alkollü içeceklere getirilen vergi düzenlemesi de enflasyonu yukarı yönlü baskılayan unsurlar olarak öne çıktı.
Ekim ayında ise bu harcama gruplarında daha sakin bir seyir izleneceği görülebilir. Ancak bu sefer jeopolitik görünüme bağlı olarak enerji ve gıda gibi kalemler bu ay TÜFE üzerindeki yeni baskı unsurları olarak karşımıza çıkabilir. Bu da Ekim ayı enflasyonu için baz etkisiyle %47 bandına doğru bir gerileme beklentisinin bir kez daha tutmaması riskini beraberinde getiriyor.
TCMB’nin Sıkı Para Politikası Adımları Devam Edebilir
TCMB, uyguladığı sıkı para politikasıyla enflasyonla mücadele ederken TÜFE’nin, beklentinin üzerinde kalsa da %50’nin altına gerilemesi, merkezin politika faizi için zirvesinin %50’de olduğunu teyit eder nitelikte. Mevcut görünüme göre geçen ay faizleri sabit bırakan TCMB’nin bu ay da bir değişikliğe gitmesi beklenmezken, Ekim ayı enflasyonu reel getiri noktasında ne kadar alan açılacağı konusunda kritik olacak. Öyle ki, Ekim enflasyonu, bankanın Kasım ayında bir faiz indirimine gidip gitmeyeceği konusunda önemli hale gelmiş durumda.
Sonuç olarak bugün açıklanan TÜFE verileri, merkez bankasının Kasım ayındaki faiz indirimi beklentisini bir miktar azaltabilir. Böylece TL’nin yüksek getirisinin devam edebileceğine dair beklentiler ışığında dolar/TL’nin yukarı yönlü hareketine yönelik baskı devam edebilir. Ancak dış kaynaklı gelişmeler de pariteyi yukarı itme potansiyelini koruyor.
Yurt Dışı Gelişmeleri Dolar Paritesini Yukarı Baskılıyor
Yurt dışına baktığımızda, ABD’de ADP özel sektör istihdam verisinin güçlü gelmesi, dolar talebini desteklediğini gördük. Şimdiye kadar açıklanan veriler, ABD’de işgücü piyasasının hâlâ sağlam kaldığını gösterirken bu da Fed’in faiz indirimi sürecini yavaşlatabileceği beklentilerini artırmış durumda. Son gelişmelere jeopolitik risk artışını da eklediğimizde dolar endeksinin hafta başından bu yana devam eden yükselişle bugün 102 seviyesine doğru hareketlendiğini görüyoruz. Böylece dolar yeniden güçlenme eğilimine girerken dolar/TL paritesinde yukarı yönlü baskı oluşturuyor.
Ayrıca Orta Doğu’daki jeopolitik riskler ve İsrail ile İran arasındaki gerilim, TL varlıkları üzerinde ekstra bir risk primi oluşturuyor. Bu durum, yatırımcıların güvenli limanlara, özellikle para birimi bazında dolara yönelmesinin ilk nedenleri arasında. Jeopolitik risk artışının devam etmesi ise TL’nin dolar karşısında değer kaybını hızlandıracak bir etki oluşturabilir.
|
|
Dolar/TL, yukarı yönlü ılımlı yükseliş bu hafta da devam ederken paritenin 34,2 üzerine yerleşme eğilimi görülüyor. Beklenti üzerinde gelen enflasyon verileri, kur üzerinde kısmi bir baskı oluşturmuş durumda. Bu etki, paritenin 34,2 altında fiyatlanması için teşvik edici olsa da yarın açıklanacak ABD Tarım Dışı İstihdamı ve ardından küresel risk iştahındaki son görünümün daha etkili olabileceğini görebiliriz. Dolar/TL’de teknik olarak 34,2’nin üzerinde bir kalıcılık durumunda 34,8 hedefini takip etmeye devam ediyoruz. Alt bölgede ise 34,15 ilk destek olarak dururken olası bir geri çekilmenin 34 sınırında karşılanabileceğini görebiliriz.
EUR/USD, ABD İstihdam Verileri ve Euro Enflasyonuyla Baskı Altına Girdi
EUR/USD, ABD’de dün açıklanan güçlü ADP verileri, istihdamda endişe verici bir sorun olmadığına dair bir ipucu verdi. Bu da önümüzdeki günlerde Fed ile ECB’nin para politikası farklılığının daha belirgin hale gelmesine neden olabilir. Öyle ki ECB’den faiz indirim beklentileri, Euro Bölgesi’nde enflasyonun %1,8 seviyelerine gerilemesiyle daha da güçlenmiş durumda. Bu durum, ECB’nin üçüncü bir faiz indirimine yaklaştığına işaret ediyor.
Fed kanadında ise iş gücünün sağlam kalmasıyla daha yavaş faiz indirim süreci anlatısının güçlenebileceğini görebiliriz. Ayrıca bunun etkilerini DXY’ın yukarı yönlü hareketiyle görmeye başladık. Yine de yarın açıklanacak istihdam veri seti, beklentilerin netleşmesi ve fiyatlamalar açısından önemini koruyor. Güncel gelişmelere göre ise EUR/USD paritesinde aşağı yönlü baskı devam ediyor.
|
|
Euro, dolar karşısında hafta boyunca devam eden düşüş hareketinde 1,103 seviyesine kadar geriledi. Yarınki istihdam verilerinin güçlü gelmesi durumunda dolarda toparlanmanın devam etmesi ve EUR/USD’nin 1,099 civarındaki desteğini test edebileceğini görebiliriz.
Ağustos-Eylül döneminde EUR/USD günlük grafiğinde oluşan çift tepe formasyonu dikkate alınırsa; paritede 1,10’un altında kalıcılık 1,07’ye kadar bir gevşemeyi tetikleyebilir.
Diğer yandan Euro Bölgesi’ndeki enflasyon hedefinin altına sarkma durumu ECB’nin daha hızlı faiz indirimine kapı açmış durumda. Bu politika farklılığı da EUR/USD’nin düşüşüne katkı sağlayabilecek önemli bir argüman.
Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır. Herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu, dolayısıyla herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca herhangi bir yatırım danışmanlığı hizmetimiz bulunmamaktadır.