Mayıs ayı ortasındayız. Dünyanın en önemli 3 merkez bankası Fed, ECB ve BoE toplamda 75 baz puan faiz artışıyla enflasyon ile mücadele konusundaki ciddiyetini ortaya koyarken yılın ikinci döneminde ABD Merkez Bankası Fed diğer merkez bankalarından ayrışacak bir politika izlemesi beklenmektedir.
Faiz artış döngüsüne son vererek bu ayrışmaya 14 Haziran’da başlayacak olan Fed için yılın son bölümünde faiz indirimi gerçekleşecek mi sorusunda önemli bir ayrışma varken Haziran ayında sonucuna ulaşacağımız Tarım Dışı İstihdam ve Enflasyon verilerinin sonuçları ile bankanın ekonomik projeksiyonlarında yıl sonuna yönelik paylaşacağı tahminler son durumu değerlendirebilmek adına önemlidir.
Son gelişmeler çerçevesinde Fed yıl sonuna kadar herhangi bir indirim düşüncesi içerisinde olmamakla birlikte enflasyonda hedefe ulaşmadan bu aksiyona geçmeyeceğine yönelik oldukça net mesajlar vermektedir. Nisan ayı enflasyon detayında da manşet enflasyon yüzde 4,9%, çekirdek enflasyon ise 5,5% ile bir önceki rakamların altında kalırken bu sonuçlar gelecek dönemdeki olası faiz indirimi için net sinyaller vermemektedir. Bu açıdan veri odaklı bir strateji planı içerisinde olan Fed ile ayrışan piyasaların bu duruma yönelik inatçılığında bir değişim olacak mı hususunda gelecek veri odaklı değişimler izleyeceğiz. Vadeli tahminlere göre piyasalar şu sıralar 14 Haziran’daki toplantısında bankanın faizi sabit bırakarak faiz artış döngüsüne son verme ihtimalini yüzde 90 olarak değerlendirirken yıl sonuna kadar 75 baz puan faiz indirimi düşüncesini gündeminde tutmaktadır.
Fed faiz enflasyon makasındaki yakınlık sebebiyle diğer merkez bankaları ile önemli ölçüde ayrışırken çift haneli enflasyondan kurtulamayan İngiltere Merkez Bankası BoE ve faiz – enflasyon arasındaki makasın istenilen düzeyde olmaması sebebiyle üzerindeki baskı devam eden Avrupa Merkez Bankası ECB enflasyon ile mücadele hususunda faiz artış döngüsünü 3. çeyreğe taşıması beklenmektedir.
Global tarafta merkez bankalarında ayrışma başlayacakken içeride Türkiye ekonomisi çok önemli bir dönemece girdi. Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinden birisi olarak görülen 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimi sonucu yeni dönemdeki olası ekonomi politikalarını yorumlayabilmek adına A’dan Z’ye herkesin odağındadır.
Geri sayıma başladığımız bir süreçte borsamız yüzde 10’un üzerindeki pozitif performansı ile yatırımcıların yüzünü güldürürken bankacılık endeksinin haftalık bazda yüzde 20’yi aşan yükseliş eğilimi ise borsa performansı içerisinde dikkatleri üzerine çekmektedir.
Türkiye’nin 5 yıllık risk primi CDS’in 500 seviyesi altına sarkarak bir buçuk yıl önceki seviyelere ulaşması, kamuoyu ile paylaşılan anket sonuçları, Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesi ile birlikte seçimlerin ikinci tura kalmayacağı düşüncesi ve yabancı yatırımcı payının artması borsadaki son yükselişlerin önemli sebepleri olarak izah edilmektedir.
Borsamızın 8 – 12 Mayıs haftasında sergilediği pozitif fiyatlama davranışı ile yüzler gülerken bu reaksiyonun gerçek anlamda dip dönüşü olup olmadığına yönelik seçim sonrasındaki fiyatlama davranışın kritik bir önem arz ettiği unutulmamalıdır. Seçim ile alakalı 15 Mayıs Pazartesi günü nasıl bir tablo çıkacağı, ittifaklar yarışında ipin kim tarafından göğüsleneceği, ikinci tura kalıp kalmamasına yönelik konular hala daha belirsizliğini korurken borsa ve dövizin vereceği reaksiyon da bu açıdan soru işareti oluşturmaktadır. Yorum farklılıklarının finansal varlıklar üzerindeki spekülatif hareketlerde çeşitlilik sağlayacağından yatırımcıların stratejilerinde daha dikkatli olması gerekmektedir.
4300 seviyesine ulaşarak önemli bir düşüş kaydeden ancak son yükselişlerle moral tazeleyen Bist100 endeksi 13 haftalık üssel hareketli ortalamada (4870) vereceği karar ile uzun vadeli alıcılar için kritik bir gösterge olan 52 haftalık üssel hareketli ortalamaya (4160) doğru realizasyon mu yoksa 5705 zirvesine doğru trend rallisi mi sorusuna cevap aramaktadır.
233 günlük üssel hareketli ortalama yüzde 3,35 ile düşüşlerini sınırlandırmaya çalışan ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı, Fed’in faiz artırım döngüsüne son vereceği bir dönemde olası faiz indirimi mesajları ile düşüşlerini 3,00 seviyesine taşıyabilir mi yoksa faiz indirimi beklentisinin yok olması ile birlikte 3,35 – 3,65 arasında bir süre daha yatay bir bantta hareket mi gerçekleştirir sorusuna cevap aramaktadır.
2023 Şubattan beri 100,20 – 100,65 bölgesi dip kabul etmeye çalışan ancak henüz pozitif bölgeye geçiş yapamayan Klasik Dolar Endeksi, 14 Haziran Fed toplantısı da dahil yeni dönemde gelecek haber akışı ile birlikte görünümünü netleştirmek isteyebilir. Psikolojik 100 seviyesi altındaki fiyatlama ile endekse yönelik baskı artacakken 55 periyotluk üssel hareketli ortalama (102,10) üzerindeki kalıcılık dip dönüşünün teyidi olarak gündemimizi meşgul edebilir.
1,10 seviyesinin üzerinde etkin fiyatlama davranışı göremediğimiz, Dolar Endeksindeki düşüşlerin sınırlanması ile baskı gören EURUSD paritesi yeni dönemde 1,12 mi yoksa 1,07 mi sorusuna cevap ararken 610 günlük üssel hareketli ortalama 1,0910 seviyesinde vereceği reaksiyon dikkatle takip edilmelidir.
Fed’in faiz artırım döngüsüne son verme ihtimali piyasaların hem fikir olduğu konuyken yıl sonuna kadarki olası faiz indirimi tarafında bankadan net sinyaller alamadığı için pozitif yöndeki seyrini sınırlandıran ve kar realizasyonu düşüncesini gündeme taşıyan Ons Altın orta – uzun vadeli pozitif trend sınırları içerisinde yatırımcılara fırsat tanımayı sürdürecek mi sorusuna cevap ararken psikolojik 2000 dolar seviyesi üzerinde kalmaya çabalamaktadır. Hem 2000 hem de 50 günlük basit hareketli ortalama (1960) kıymetli madene yönelik beklentilerin şekilleneceği önemli referans göstergeler olarak kaydedilmiştir.
Üretim kesintisi haberi ile birlikte 68 – 76 dolar bölgesini dip kabul ederek kabaca 20 dolarlık yükseliş sergileyen Brent Petrol büyümeye yönelik endişelerle birlikte sergilediği düşüşlerle yeniden uzun vadeli kritik bölgeye ulaşmış durumda. 68 – 76 dolar bölgesi dip kabul görmeyi sürdürecek mi yoksa dünya enflasyon temasında enerji fiyatlarındaki olası trend değişiminden rahat bir nefes mi alacak sorusuna cevap ararken baz aldığımız göstergelerdeki tutum traderların radarında olacaktır.
Sihirli gösterge 200 günlük basit ve üssel hareketli ortalamanın yer aldığı psikolojik 4000 bölgesini dip kabul eden SP500, 2022 Ağustos’tan beri 4170 – 4215 bölgesi üzerinde kalıcı reaksiyon oluşturmamakta ve yükseliş beklentileri her daim yarıda kalmaktadır. Alıcı – Satıcı mücadelesinde yeni dönemde alıcılar gücünü gösterebilecek mi yoksa 4215 – 3950 arasındaki sıkışma eğilimi bir müddet daha devam mı edecek sorusuna cevap aramaktayız.
Finansal piyasalar için önemli ve hareketli bu dönemde, siz değerli yatırımcılarımızın GCM Trader’ı aktif olarak kullanarak yatırımlarınızı yönetmenizi önemle tavsiye ederiz. Unutmayın, zamanında doğru stratejilerle hareket etmek, başarılı yatırımların anahtarıdır.