Geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek faizin yüksek enflasyonu tetikleyeceği iddiası ile faizlerde düşüşe geçeceklerine ilişkin açıklaması takip edilmişti. Ancak TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 19 düzeyinde sabit tutarak, mevcut sıkı duruşu kararlılıkla sürdüreceğini belirtti. Bu gelişme sonrasında dolar/TL’de 8,68 seviyesinden 8,52 seviyesine varan oranda geri çekilme hareketi oluştu. Yabancı kurum beklentilerinde ise TCMB’ye yönelik faiz indirim beklentileri güncelliğini hâlâ korurken, kurumlar miktar konusunda daha az bir faiz indirim beklediklerine ilişkin görüşlerini revize ettiler.
Diğer taraftan yurt içinde, Haziran ayı sanayi üretimi yüzde 2,3 ile ivme kazanımı içerisinde yer alırken, ülkede perakende satışlar verisi yüzde 14,4 ile bir önceki ayın üzerinde gerçekleşti. Ayrıca Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notu ve görünümünü sabit bırakırken, Türkiye için bu yıl büyüme beklentisini yüzde 6,3'ten yüzde 7,9'a yükseltti.
ABD tarafına bakacak olursak, Temmuz ayı tüketici fiyat endeksinin yüzde 0,5 ile aylık bazda hafif ivme kaybı içerisine girmesi sonrasında dolar tarafında yaşanan çıkışlar dikkat çekmişti. Özellikle istihdam raporundaki pozitif görüntü sonrasında enflasyon rakamı dolardaki ani kazanımların yön değiştirmesine neden oldu. Haftanın son işlem günü Michigan tüketici güven endeksinin ise 70,2 ile beklentilerin altında kaldığını gördük. Diğer taraftan Fed yetkililerinden gelen tahvil alım programının azaltılmasına ilişkin açıklamaların fikir ayrılığına işaret etmesi de ABD ekonomisine yönelik endişeleri bir miktar tetiklemekte.
Tüm bu gelişmelerin akabinde yeni haftaya 8,50 seviyesi üzerinde başlayan kurun alım yönlü hareketine bağlı olarak yükselişlerini 8,60 ve 8,70 direnç seviyeleri çerçevesince izliyoruz. Aksi senaryoda ise olası bir 8,50 seviyesi kritik destek, bu seviye altında ise 8,40 ve 8,30 seviyeleri ise güncelliğini koruyan önemli geçiş seviyeleri olma görevini koruyor.