Geçtiğimiz hafta sanayi üretimi ve perakende satışlar verisinde yaşanan ivme kazanımı sonrasında TL tarafında kısmi bir değerlenme yaşandı. Ancak korunan enflasyon endişeleri ile bu hareketin sınırlı olması ile kurun tekrardan 17,50 seviyesine yönelik ataklarına hız kazandırdığı görülüyor. Yurtiçinde Türkiye’de Mayıs ayı merkezi yönetim bütçesi 143,98 milyar TL fazla verirken, TCMB’nin Piyasa Katılımcıları Anketi’nde 2022 yılı enflasyon beklentisi yüzde 64,59 ile yukarı yönlü revize edildi. TCMB anketinde ayrıca cari yıl sonu dolar kuru beklentisi 18,88 olarak belirlendi. Bu gelişmenin akabinde Hazine ve Maliye Bakanı Nebati ise, Gelire Endeksli Senetler'e talebin çok iyi durumda olduğunu dile getirirken, 2022 yılında 241 milyar lirayı aşan bir vergi gelirinden vazgeçtiklerini açıkladı. Bu gelişmeye rağmen TL tarafında kalıcı bir fiyat hareketi değişimi söz konusu olmadı.
ABD tarafında ise Fed’in 1994 yılından bu yana en yüksek artış ile faizleri 75 baz puan yükseltmesi sonrasında dolar tarafı değer kazanmıştı. Ancak Fed Başkanı Powell’ın bir sonraki toplantıda 50 veya 75 baz puan faiz artırımının muhtemel olduğunu bu kapsamda verilerin izlenmeye devam edeceğini belirtmesi sonrasında doların kazançlarını bir miktar geri verdiğini gördük. Bu gelişmenin akabinde kurda 17,25 seviyesi altı görünüm gündeme gelse de kurun yeni haftaya 17,30 seviyesi üzerinde başladığını görüyoruz.
Bu bilgiler ışığında düşüşünü 16,80 seviyesine dek taşıyan dolar/TL kurunda 17,25 seviyesi üzerine tırmanan fiyatların yükseliş ivmesini tetiklemesi durumunda 17,50 direnci ile birlikte alımlar 17,75 ve 18,0 direnç seviyesine dek ulaşabilir. Ancak kurda oluşabilecek bir 17,25 seviyesi altı görüntüde ise 17,0 ilk destek, bu seviye altında 16,80 ve 16,62 destek seviyelerini kademeli olarak izliyoruz.