Dolar/TL bugün 17,85’e yaklaşarak tarihi zirve sonrası en yüksekte, fakat kur Haziran’dan beri günlük kapanış olarak zirve tazelemeye devam ediyor. Hatırlarsak 17 Aralık’ta 17,15 ile rekor tazelendikten sonra gün içi kapanış seviyesi 16,40 olmuş 20 Aralık’ta 18,36 ile tarihi yüksek seviyenin görülmesiyle müdahale gelmişti. Haziran’dan itibaren fiyat her günü zirve kapanışla geçiriyor ve 6 Temmuz’dan itibaren de 17,15 üzeri fiyatlama korunuyor.
Enflasyonu hedef seviyenin üzerine çıkan hemen hemen her ülke merkez bankası sıkı para politikası güderken TCMB, Eylül 2021 itibarıyla tersine yol izlemeye karar verdi ve bunu da düşük faizle gelecek yatırımla aynı zamanda kurdaki yükselişin getireceği rekabetçilikle anlattı. Geldiğimiz yerin öyle olmadığını enflasyon, artan cari açık, dış borç ödemeleri, CDS ve güven endekslerindeki kayıp gösteriyor.
Bugün dolar kuru ve gram altında hangi seviyeleri izlediğimizi belirtmek isteriz.
Kurda kritik bulduğumuz 17,15 sonrası hareketin sürmesini son derece olumsuz buluyoruz. Eğer enflasyon sorunumuz olmasa, üretimle küresel maliyetlerden az etkilenecek bir potansiyelimiz olsa ve borçlarımız her geçen gün artmasa da idi kur bu kadar yükselmeyecekti.
İlk grafik kısa vadeyi gösteriyor. Aralık’taki rekor sonrası seyre incelediğimizde yavaş başlayan yükseliş yerini hızlı hareketlere bıraktı. Elbette ki bunda süreçle ayrışan para politikası ve enflasyon en önemli etken. Fed başta olmak üzere merkez bankaları zirve yapan enflasyonla mücadelede gaza bastıkça TL’nin kaybı daha da arttı, çünkü aynı süreçte Türkiye’deki enflasyon çok daha yüksek oranlarla arttı-artıyor.
Aralık sonrası başlayan yükseliş kanalına baktığımızda 100 günlük hareketli ortalama 15,85’te ve fiyat bu ortalamanın oldukça üzerinde. Mayıs’ta hızlanan kanalda ise 50 günlük hareketli ortalama olan 16,90 üzerinde seyir var. Temmuz’u incelediğimizde 21 günlük hareketli ortalama 17,21 ile kritik bulduğumuz 17,15’in üzerinde. Kısa vadedeki ortalama fiyat seviyelerinin üzerindeki işlemler ve her günkü kapanışın da zirve olması yükselişin çok güçlü olduğunu gösteriyor.
Uzun vadeli görünüm ise aslında en sağlıklısı ve kurun 2 seviyesini aşarak başlattığı yükseliş trendini incelediğimizde en son dalganın Eylül’deki politika değişimiyle yaşandığını açıkça görebiliyoruz. Yaklaşık 8 senedir son derece güçlü ilerleyen yükseliş trendinde hiçbir dönüş emaresi olmamakla beraber son fiyatlar atakların sürdüğünü gösteriyor.
17,15’le beraber teknik analizi bıraktığımızı çok defa söyledik. Şimdi 18,36 rekorunu izliyoruz ve piyasalarda. Kısa vadede kurun bir nebze nefes alabilmesi için 15,85-15,60 aralığına inmesi gerekiyor. Ancak bu düşüş için TL tarafında destekleyici bir durum yok, müdahale olasılığı var sadece. Dolar cephesinde ise bu haftaki toplantı izlenecek. Beklenti 75 baz puan ki bu zaten fiyatlandı, ama asıl önemli olan Eylül ve sonrasında oranlarda düşüş yapılacak mı yani Fed frene basacak mı?
Çarşamba günü Fed kararı açıklanacak, Perşembe ise TCMB, enflasyon sunumunu yapacak. Bu noktada ne denir bilemiyoruz. İlk enflasyon sunumu 27 Ocak’ta yapıldı, o tarihte Ocak ayı enflasyonu henüz açıklanmamış, Aralık oranı %36,08 idi. Merkez Bankası yıl sonu beklentisini %23,2’ye çıkardı.
İkinci sunum 28 Nisan’da yapıldı, güncel enflasyon oranı %61,14’tü, yıl sonu tahmini %43,8’e çıkarıldı.
Üçüncü sunum 28 Temmuz Perşembe yapılacak ve enflasyon %78,62. Merkez Bankası muhtemelen yıl sonu tahminini %60’a yakın bir seviyeye çıkaracak. Böylesi hedeflerden şaşan bir enflasyon ortamında keskin revizyonlar yapılırken nasıl olur da sıkı para politikası uygulanmaz!
Bir ülke ekonomisi büyümeyi hedefliyorsa öncelikle fiyat istikrarını sağlamış olmalı. Bunu enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda büyümenin sekmeye uğradığı dönemlerden de açıkça görüyoruz. Haliyle rayından çıkan enflasyona müdahale etmeden verimli bir büyüme olması mümkün değil.