Geçtiğimiz Cuma günü açıklanan ABD istihdam, işsizlik oranı ve saatlik kazançlar beklentileri karşılayamadı ve ISM imalat PMI verisinin yılın en yükseğinde gelmesi dolardaki kaybı durduramadı.
İstidam her ne kadar düşük gelse de Fed’in toplamdaki 180 bin tabanı hedefini koruyor ve işsizlik oranı da ‘doğal seviye’de ancak saatlik kazançların yıl içinde istenen artışı gösteremiyor olması dolardaki kaybın asıl nedeni oldu, öyle ki 58,8 ile yılın en yüksek seviyesinde gelen ISM imalat endeksi dahi olumlu etki yaratamadı.
Dolar üzerindeki baskının en önemli iki nedeni Trump ve Fed!
Enflasyonun hedeflenen seviden uzaklaşması Fed’in faiz konusunda temkinli davranmasına neden olurken, Trump’ın özellikle K. Kore’ye karşı diplomasidense tehditkar tavır takınması doların değer kaybetmesine neden oluyor. Ek olarak, Ağustos ayı içinde açıklanan özellikle kişisel harcamalar ve konut verileri hane halkının tasarrufa yöneldiğini gösteriyor ve bu da gelecek enflasyon beklentilerini zayıflatıyor.
Son hafta jeopolitik risk algısının artmasının sebebi anlaşılır, çünkü dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yaşanan gerginlik ve Çin, Rusya gibi diğer güçlü ülkelerin de Japonya’ya destek vermesi akıllara en kötü senaryoyu getiriyor. Ancak burada dikkat çeken nokta ise, gelişen ülke varlıklarında değer kaybının yaşanmaması. Yani piyasalar, güvenli varlıklara yönelse de gelişen ülke varlıklarına da hala yatırım yapılıyor. İşte bu nedenle GOP’lar dolar karşısında hala güçlü.
Cuma günü 3,42 seviyesi altına gerileyen USD/TRY paritesi, bugün açıklanan olumsuz enflasyon rakamlarına rağmen fazla yükseliş göstermedi.
Bilindiği gibi TCMB’nin sıkı para politikası uygulamasının en önemli nedeni enflasyonda yıl içinde yaşanan rekor artışlardı, Temmuz’da %9 seviyelerine düşen tüfe Ağustos’ta tekrar iki haneli rakama yükseldi ve çekirdek tüfe 2005’ten sonraki en yüksek seviyeye çıktı.
Kurda tüfe sonrası sert bir yükseliş yaşanmasa da enflasyondaki artış ve bunun devam etmesi olasılığı lira için olumsuz, çünkü özellikle TCMB’nin politikalarının liraya destek sağlaması ve tabi diğer etkenlerle beraber merkez bankasının devam eden süreçte faiz indirimine gidebileceği beklentileri oluşmuştu, ancak son enflasyon rakamları kurulun temkinli duruşu sürdürmesi gerektiğini gösteriyor.
Lira’da risk yaratacak bir diğer konu ise, Almanya ile yaşanan gerginlik. Şimdilik etkisi zayıf görünüyor, ancak en çok ihracat yaptığımız ülke olan Almanya’nın ilerleyen süreçte tavrını sertleştirip ekonomik yaptırımlara gitmesi lirada kayıp yaratabilir (Merkel bu alanda üstü kapalı mesaj vermeyi ihmal etmedi).
Bu hafta ABD’den PMI verileri takip edilecek ve ekonomik takvim çok yoğun olmadığı için siyasi gündem ön planda olacaktır.
Teknik seviye olarak 3,46’nın ilk direnç olduğunu daha önce de belirtmiştik ve kur, şimdilik yükseliş ataklarında bu direnci kıramadı. Eğer günlük kapanışlar 3,46 altında kalmaya devam ederse 3,40 desteği zorlanabilir.
FOMC toplantısına yaklaşıldıkça Fed yetkililerinden şahin açıklama gelmesi ya da özellikle Trump’ın diplomasi ağırlıklı söyleme geçmesi-piyasalardaki endişelerin azalması- durumunda ABD Dolar Endeksi’nde yükseliş görülebilir ve kurdaki düşüşler sınırlı kalabilir.Kurda 3,40 desteğinin kırılması için özellikle dolardaki kayıpların artması gerekiyor.
Hafta içinde takip edeceğimiz seviyeler:
3,40 destek 3,46 ve 3,48 direnç.