ABD’nin en zengin iş adamlarından olan D. Trump, başkanlık seçimlerine aday olduğunda tabir yerindeyse gülünç karşılanmış, hiç şansı olmadığı düşünülmüştü, ancak -elbette başka birçok önemli neden var- verdiği vaatler ile adaylığını güçlendirdi ve en nihayetinde ABD’nin yeni başkanı oldu.
İlginç olan ise, verdiği vaatlerin ABD halkı tarafından kabul görmesiydi, çünkü seçim sürecinde rengini belli etmişti Trump. Basına karşı sert tavrı, engelli gazeteciyle alay etmesi, mültecilere karşı tutumu, Meksika’ya duvar örme fikri gibi birçok alanda oldukça sıra dışı davranışlar sergiledi, ama dünyanın en güçlü ülkesinin vatandaşları tüm bu olanlara rağmen Trump’ı başkan seçti.
Ocak ayında başkanlık koltuğuna oturan Trump, özellikle ekonomik alanda verdiği sözleri yerine getirmezken daha çok uluslararası siyasette sıra dışı davranışlarda bulunmaya devam ediyor.
Trump ile Fed arasında da anlaşmazlık olduğu görülüyor, öyle ki Fed, ülkenin para politikasında verilerden ziyade Trump’a karşı endişeli, bu nedenle de oldukça temkinli davranıyor.
ABD ekonomik verilerinin beklentileri karşıladığı ve Fed’in faiz politikasına yıl içinde devam edeceğinin sinyalini verdiği dönemlerde dahi dolardaki güçlenme Trump faktörü ile sınırlı kalmıştı.
Son olarak K. Kore ile yaşanan gerginliğin ardından Meksika’ya duvar örme fikrini tekrar gündeme getirmesi, Afganistan’dan çekilmeme kararı ve kadrosunda devam eden ayrılıklar piyasaları ABD yönetimine karşı tetikte tutuyor.
Dolardaki fiyatlanma izlenirken de sadece veriler ve Fed üzerinden değil bilhassa orta ve uzun vade için Trump tarafındaki gelişmeler takip ediliyor.
ABD ekonomisi için güçlü dolar elbette risk ve Fed de bunu kontrol etmek istiyor, ancak Trump’ın yönetim anlayışının Fed’i zorladığı görülüyor. ABD’de Trump’ın hala kabul görmediği de bir gerçek, özellikle insan hakları ihlali ve ırkçı tavrı son derece hoşnutsuz karşılanıyor, ancak Trump’ın şimdilik tavırlarından geri adım atmaya pek niyeti yok gibi görülüyor