ABD’de teşvik paketi bir süredir piyasaları tabir yerindeyse oyalıyor. Merkez bankalarının ekonomiyi destekleyen genişlemeci politikalarına hükümetler de destek sağlıyor, ancak salgından en çok etkilenen ABD'nin ekonomik toparlanma için çok daha fazla teşvike ihtiyacı var. Fed dün yılın son toplantısında bu konunun yeniden altını çizdi.
ABD’de iş gücü piyasasında yavaşlama var ve bunda en büyük etken ise kısıtlamalarla hizmet sektöründeki kayıplar. Haftalık işsizlik maaşı başvuruları on haftanın en yüksek seviyesine çıkmıştı, bugün ise geçen haftanın rakamları açıklanacak, beklenti 800 bin kişi olması yönünde. Pandemi öncesi 200 bin ortalamasında olan başvurular bir milyon altına inse de 800 bin altında zorlanıyor ve kısıtlamalarla yeniden yükseliş yaşıyor. Para politikasında enflasyonu öncü gösterge olarak izleyen Fed, bu süreçte istihdamı takip edeceklerini, enflasyonun %2 hedefini aşmasına karşın hızlıca aksiyon almayacaklarını da yineledi. Ancak enflasyon tarafında da talepteki düşüş ile zayıflık devam ediyor. Yani teşviklerle ekonominin desteklenmesi şart, ancak yetkililer henüz uzlaşmaya varamadı. Piyasalar ise tarafların anlaşmaya yakın olduğu haberlerinden destek alarak yükselişine devam ediyor.
Fed’in güvercin tonunu koruması ve teşvik haberleri ile altın bu hafta yükselişini hızlandırdı. Geçen hafta 1.875 dolar seviyesini aşamayan ardından 1.819 dolar seviyesine gerileyen fiyat dün 1.865 dolar seviyesine çıkmasının ardından bugün 1.885 dolar seviyesine çıkarak 17 Kasım sonrası en yüksek seviyeyi gördü. Dolar göstergesinin 90,0 seviyesi altına inmesi ve paritenin de 1,2230 direncine çıkmasından da destek alan fiyatta 1.930 dolar direncini takip ediyoruz. Bu direnç rekor sonrası çok defa test edilse de aşılamadığı için önemli ve aşılması alımların daha da hızlanmasını sağlayabilir. Geri çekilmelerde 1.850 dolar ilk ara destek konumunda ve genel görünüm altında kısa vadede baskının sürdüğünü, ancak yükseliş trendinin de güçlü olduğunu gösteriyor. Kısa vadedeki baskının atlatılması için 1.900 - 1.930 dolar aralığına doğru hareketin devam etmesi şart.
Fed gibi ECB de ekonomiye destek için elinden geleni yapıyor, merkez bankalarının bu devasa para basmaları bir yana asıl önemli olan teşvikler ki Avrupa bu konuda ABD’ye göre çok daha hızlı aksiyon alıyor. Genişlemeci politikalardan destek alan euro, dolardaki kayıpla beraber yükselişini hızlandırıyor. ECB, eurodaki güçlenmeden hoşnut olmasa da şimdilik müdahale etmiyor, ancak yükseliş daha da hızlanırsa bu bölge kazancını düşürdüğü için merkezden bir adım gelebilir. Şimdilik 1,22'li seviyelerdeki hareket devam ediyor.
Yurt içinde dün Naci Ağbal’ın açıklamaları sonrası TL varlıklarda görülen yükseliş küresel olumlu havayla bugün de devam ediyor. TL bazında rekor kıran BİST 100 , dolar bazında bu ay %10’a yakın primlendi. Kur ise 7,75’e geriledi ve Türkiye CDS 5 Yıllık USD ile tahvil faizlerinde de gerileme var. Kurdaki düşüşte faiz artışı beklentisinin etkisini görüyoruz. Yılın son PPK toplantısında merkezin faiz artışına devam etmesi bekleniyor ki Ağbal’ın dünkü açıklamaları bu beklentiyi kuvvetlendirdi. Yüksek faiz TL’ye dönüşü destekleyecek mi? Bu konuda Ağbal, olumlu düşünenlerden ve yurt içi yerleşikler in faiz kazancıyla dolardan TL’ye geçeceği görüşünde. Önceki hafta altın hariç 2,3 milyar dolar alım yapan yerleşiklerin döviz hesapları rekor kırdı. BDDK’nın günlük verileri ise son haftada döviz mevduatlarda azalma yabancı girişinde ise artış olduğunu gösteriyor. TCMB’nin haftalık verileri ise günün devamında açıklanacak. Döviz hesaplarında ara ara düşüş olsa da gerçek anlamda TL’ye geçmek için faiz tek başına yeterli olmayacaktır. Jeopolitik, siyasi ve ekonomik risklerin azalması gerekiyor. Ülkeye dair kaygılar azaldıkça TL’ye dönüşten bahsedilebilir, bu noktada konu yine reformlara geliyor…